00.09

570 32 3
                                    


Tuesday:

-09:00

Alarm sesiyle gözlerimi yavaş yavaş açmıştım. Chris yoktu. Dün gece sarılarak uyumuştuk. Uyanır uyanmaz bu rüya bitmişti. Belki de gerçekten de rüyaydı?

-09:23

Banyodan çıktıktan sonra telefonumu kontrol ettim. Arama da yoktu. Chris yok olmuştu galiba? Arama tuşuna bastım. Çalıyordu ama açmıyordu?

Telefonu yatağa fırlattım ve hazırlanmaya koyuldum. Bu gün Songsvonn gölüne gidecektik. Güzel olmam gerekliydi. Yani genel anlamda, Chris için değil tabi ki de.

-10:44

Ayakkabılarımı giyinip evden çıkınca Noora'yı kapıda farkettim. Gülümseyerek el salladı. Yine her zamanki gibi havalıydı. Ben de gülümsemiştim. "Naber?" Diyerek sohbete başlamıştım. "Bilmem.."

Yürüyorduk. "Hazır mısın?" Noora omuz silkmişti. "Bilmiyorum.." Kaşlarımı çatmıştım. "Neden böylesin? William yüzünden mi?" Evet anlamında kafasını aşağı yukarı salladı. Sonunda bir şeye de evet demişti.

"Dün gece Chris geldi." Yüzüme bakmıştı. "Şimdi ise William ve Chris o Emma ve sarışın arkadaşıyla beraberler." Durmuştum. Ciddi olamazdı..

Ben ona gösteririm.

-10:12

Okulun önüne varmıştık. Saat 11'de otobüs kalkacaktı. Bazıları kendi arabalarıyla da gelebilirdi. Bilmiyordum.

Tanımadığım bir adam bize doğru geliyordu. Elini uzattı ve gülümsemeyi de ihmal etmedi. Yüzü tanıdıktı, çıkaramıyordum.. "Hoş geldin." Elini sıkmıştım. "Hoş bulduk?" Gülmüştü. "Ah beni tanıyamaman normal ben Andreas." Azacık gülümsemiştim. "Yine tanıyamadım?" Kaşlarımı yukarı kaldırarak konuşuyordum. Çünkü tanımıyordum. Noora'dan da yardım gelmiyordu çünkü etrafta William'ı arıyordu galiba. "Penetrator." Kafamla onayladım ve bakışlarımı yere diktim. "Anladım." Düşünüyor gibi elini çenesine yerleştirmişti. "Galiba.. Chris'in eski sevgilisisin?"

"Hayır." Diyerek keskin cevap vermiştim. "Biz Chris'le beraber değildik." Andreas uzun boylu, sarışın ve mavi gözlü aynı zamanda çok zayıf bir erkekti. Gülümseyerek gitmişti. Giderken de bir daha buluşacağımızı vurgulamıştı.

"Noora?" Noora hâlâ etrafa bakıyordu. Ona yavaşça yaklaştım ve kulağına fısıldadım. "Bence William çoktaan göle varmıştır." Derin nefes alıp vermişti.

-12:33

Kızlarla da buluştuktan sonra hepimiz otobüse binmiştik.

"Isak gelmeyecek mi?" Kulaklığımı çıkararak soruyu soran Sana'ya bakışlarımı diktim. "Hayır, onun Even'le.. planları varmış." Daha da bir şey demeden önüme dönmüştüm. Yeniden kulaklıklarımı takarak yolun bitmesini bekliyordum. Aslında bitmeye de bilirdi. Sonuç olarak Chris'i görecektim.. ha bir de o Emma mıdır nedir onu. Yani bu sıkıntılarla uğraşmaya mecalim var mıydı bilmiyorum. Üstelik Chris dün gece benim sarılarak uyuduğum adamdı.

13:45

Kitabımı okuyorken birisi arka sol kulaklığımı çıkardı. Hem de kitabın en önemli kısımında! Sinirle döndüğümde arka sırada oturan Thomas'ı farkettim. İstemsizce elimi alınıma koyarak gülmüştüm. "Ne o beni unuttun mu?" Thomas'ın sorusuna karşılık kafamı pencereye yasladım. Thomas'ın yüzüne bakıyordum. "Mmm... biraz." Biraz derken parmağımla da göstermiştim. Gülmesine sebeb olmuştu. "Nasıl, buralara alışa biliyor musun?" Düşünür gibi yaptı ve dudağını büzdü. "Galiba.. biraz." Bu defa ikimiz de aynı anda gülmüştük. "Annen nasıl?" Kafamı aşağı yukarı salladım. Onaylamak istercesine. "İyi." Ama ben değildim. "Üvey baban nasıl birisi?" Omuz silkmiştim. "İyi birisine benziyor.. aslında zeki bir adam." Geriye yaslanmıştı. "Senin adına sevindim. Kardeşin falan var mı? Ama güzel." Sırıtarak göz kırpmıştı. "Erkek olanından var." Derin nefes aldı. "İşime yaramaz."

14:22

Sonunda Songsvonn gölüne varmıştık. Otobüsten inerken etrafı inceledim. Hoş yere benziyordu. Kızların inmesini bekledikten sonra Noora'nın koluna girdim. Zira diğerleri sevgilileri ile beraberdi. Christina da bize eşlik ediyordu. "Buralar çok güzelmiş. Kesinlikle fotoğraf çektirmeliyim!" Christina'nın bu hallerine beraber gülüyorduk. Noora'yı William'la kavgasından sonra ilk kez içten gülürken görüyordum. Galiba Songsvonn gölü bize iyi gelecekti.

Christina yanımızdan ayrılıp ot, böcek, kuş ne gördüyse onunla fotoğraflar çektiriyordu. Noora ile beraber kamp alanına girdik ve odun parçalarından birisinin üzerine oturduk. "Soğuk ha." Noora cümlemi kafasıyla reddetmişti. "Aksine çok sıcak." Ne diyordu bu? Buz kesiyordu her hücrem. "Seni bilmem ama ben-" Cümlemi Noora'nın baktığı yere bakarken söylemiştim. Ve bitirememiştim bile.. Chris ve William o kızlarla takılıyordu. Chris gülüyordu, hatta kahkaha atıyordu. Ama.. tuhaf bir şey vardı gülüşünde? Sinir mi? Bilemedim.. belki de sarmalıyordum. Zira baya baya gülüyordu.

Noora yanımdan kalkarak onlara doğru yol alırken ben de peşine takılmıştım. "Noora buraya gel.. Noora! Ya da git ya, git döv! Benim için de bir tane vur!" Yanlarına varmıştık. Noora William'ın gözlerinin içine bakıyordu. O ise gözlerini kaçırıyordu. Chris'e baktım. Pişkin pişkin bakıyordu. İnsan bir arkadaşını örnek alır. Nerdeee.

Noora William'ın kolundan tutarak götürmüştü.

Emma ise bana bakıyordu. "Gitsen iyi edersin. Ne bekliyorsun?"

Chris gözlerini bana dikmişti. Çok yakışıklıydı. Tuhaf bakıyordu. Derin.. Sırıtıyordu ama çok az. Hissedilmiyordu. Emma koluna dokunurken o tarafa doğru dönmemişti bile. "Chris.. gidelim mi?" Emma'yı umursamadan yanıma geldi. "Naber?" Yüzümü diğer tarafa çevirdim. Utanmadan konuşuyordu. Emma'nın yüzündeki siniri görünce.. aslında oynaya bileceğim aklıma geldi.

Chris'e döndüm. "Dün geceden sonra pek de iyi sayılmam." Emma'nın ellerini sinirden yumruk kıvamına getirdiğini farketmiştim. Chris daha da yaklaştı. Sol kolunu belime yerleştirirken sağ eli ile yüzümü okşamaya koyuldu. Bana yaklaşıp kulağıma fısıldadı. "Devam et, götür beni buradan, çiçeğim." Kimsenin duymadığına emindim. Noluyordu? Yüzüme buse kondurarak uzaklaşmıştı. Uzak da değildi ama az önceki kadar yakın değildik. Koluna sarıldım. "Kızlar, Christoffer'i bir süreliğine alıyorum." Emma bir adım öne geldi. "Olmaz!" Kaşlarımı çatmıştım. "Aa ama senin kadar tatlı bir kıza yakışıyor mu?" Çok da tatlı ya çünkü. Cadı bu cadı.

Chris'i kolundan tutup götürüyorken onlar arkada kalmıştı. Belirli bir süre sonra ormanın içinde olduğumuzu fark ettim. Korkuyordum galiba. Ağaçlar falan ürkütücüydü..

"Ne o korktun mu?" Gözlerimi doğadan ayırıp Chris'e diktim. "Kormana gerek yok ben buradayım." Elleri kollarımı okşuyordu. İttim. "Hadi ama dün geceye geri mi döndük?" Tek kaşımı kaldırmıştım. "Bilmem? Ama sen Emma'ya dönmüşsün orası kesin." Eli ile ağzımı kapattı. Galiba bağırıyordum. "Şş çiçeğim anlatacağım. Şimdi elimi bırakacağım ve beni dinleyeceksin, tamam mı?" Hayır anlamında kafamı sağa sola salladım. Elini yine de çekmişti. Bana sarılarak alınlarımızın birbirine temas etmesini sağlamıştı. "Senin çiçeğin değilim." Gözlerini benim gözlerime dikmişti. "Çiçeğimsin.. ama konu bu değil." Geri çekilmiştim. İstemesem de. Ama neler döndüğünü anlayamıyordum..

"Emma William'ı tehdit ediyor." Chris'in cümlesini bir süre beynimde taradım. "Ne ile?" Yüzünü sıvazlamıştı. Sinirlenmiş olmalıydı. "Beni istiyor." Bu defa sinirlenmek sırası bendeydi. Gülüyordum. Ama sinirden. "Nasıl tehdit etmiş peki?" Chris başını aşağı dikti. "Dün gece... William'ı çok içirtmiş ve .." Kafamı salladım. "Ve?" Bir çarpıda dedi. "Beraber olmuşlar. Emma'da bol bol yatak fotoğrafları var. William'a sorsan hatırlamıyor." Gözlerimi kocaman açmıştım. Tam oturduğumuz yerden kalkacakken kolumdan tutarak kendisine çekti. Üzerine oturmuştum. İttiriyordum ama 'erkek gücü' denen bir illet vardı. Sonunda pes ettim. Yukarıdan ona bakıyor gibiydim üzerinde oturduğumdan. Beni kendine çekti. Kafasını yukarı kaldırmış gözlerimi izliyordu. "Senin arkadaşından başka ne bekleye bilirdim ki.." Yutkunmuştu. "Her şeye katlanırım ama bu gözlerin bana nefretle bakmasına asla." Dudağımdan öpmüştü. Bu izinsiz ikinci öpüşüydü. Ayrılmıştım. "William bir pislik. Senin de ondan farkın yok!" Hayır anlamında kafasını salladı. "Kalbimi kırıyorsun, güzellik." Sinirden sırıtmıştım. "Güzel!"

Derin nefes almıştı. "Emma kendisi söyledi. Beraberlerken Emma'yı Noora sanıyormuş. Çok içmiş." Yüzümü büzüştürmüştüm. "İğrenç." diye bilmiştim sadece. "Ama sen çok güzelsin, hem de her halinle.."

Ve izinsiz üçüncü öpücük.

sensual background | eva + chrisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin