"Marinette, 3 aylığına fransadan taşınıyoruz"
"Alya sen ciddimisin?"
"Evet. Ama istediğinde ara!"
"Peki..Görüşürüz alya"
"Görüşürüz!"Eh..alyada gitti. Uff tamda gitmenin zamaniydı. Neyse...bu gün japonyadan amcam gelicek...acaba fransızca biliyormu? Japonca bilen bir arkadaşım var mı? Aniden birine çarptım. Luka?
"Ah! Merhaba marinette!"
"Meraba luka"
"Nasılsın?"
"İdare eder. Sen?"
"..."
"Ne oldu ?"
"Boşver. Sen burda ne yapıyordun?"
"Japonyadan amcam gelicek..çiçek almaya gidicem."
"Sana eşlik ediyimmi?"
"Olur..."Çiçekçinin önüne kadar yürüdük.
"Saksıda al bence"
"Ben de öyle düşünmüştüm luka"Çiçekçide gezdik bir süre. Bir anda usta fuu yu gördüm panikledim. Bana sakin ol işareti yaptı. Başımla onayladım.
"Sümmbüllermi lavantalarmı?"
"Sümmbül"Kasaya doğru gittik. Parayı ödeyip dükyandan ayrıldık. Eve doğrü yürüdük.
"Anne!"
"Efendim kuzum?"
"Bu çiçekleri amcama verebilirmiyim?"
"Kuzum..amcanla konuşmamız gereken önemli konular var..bu akşam alyssa kal."Çiçekleri alıp kapıyı yüzüme kapadı.
Luka bana şaşkınlıkla bakıyordu."İstersen bizde kal marinette"
"O-olur"Luka karşı evin kapısına yöneldi ve anahtarla açtı.
"Annen ve juleka ile kaldığını sanıyordum."
"Evet kalıyorum ama şu an evde kimse yok."
"Uh..."
"İçeri gel"Evi büyüktü. Kenarlarda posterler ve tablolar vardı. Çok temizdi ve evi güzel kokuyordu.
"Şey...Bi kusurum olursa affına."
"Ne? Ne kusurundan bahsediyorsun? Sen kusursussun!."
"Heh...teşekkürler mari...senin arkadaşlığının benim için çok önemli"İkimizde kızarmıştık...
"Açmısın?"
"Evet"
"O zaman...ne yemek istersin mari?"
"Ne varsa!"Luka ile beraber mutfağa gittik. Tavuklu pilav yaptık. Sonra beraber hepsini yedik. Oturma odasına gittiğimizde raflar dolusu kitap vardı kitaplıkta.
"Bu kadar kitabı okudunmu luka?"
"Ellbette"
"Hepsinimi?"
"Evet"Ayağa kalktı ve kitaplıktan bir kitap aldı. Rastgele bir sayfasını okudu ve bana uzattı.
"Bunu sana vermek istiyorum marinette"
"Şeker portakalı?"
"Çok güzel bir kitaptır...beğenmedinmi?"
"Luka..bu bir çiçekten daha güzel bir hediye"Luka samimi bir şekilde güldü. Nerdeyse tüm gece şakalaşıp sohbet ettik. Luka bana okuduğu kitaplardan bahsetti. Bense ona çizimlerimi gösterdim. Sonrada luka bana uyuyacağım odayı gösterdi ve julekanın onda kalmış bir pijamasını verdi. Sonrada uyuduk işte.
Sabah olmuştu. Beni mutfaktan gelen güzel kokular uyandırdı. Luka masada oturmuş yaptığı krep'i yiyordu.
"Günaydın mari"
"Günaydın luka"Saate baktım sekiz buçuktu.
"Hadi gelde ye"
Masaya oturdum. Krep tahminimden güzel çıktı.
"Mmm...çok güzel olmuş krepler!"
"Beğenmene sevindim"Luka tabağını didikliyordu..
"Luka bu aralar sıkıntılı gibisin...ne oldu?"
"Pek bir sıkıntı yok..şey bugün hava çok güzel. Dışarı falan çıkmak istermisin?"
"Tabiki!"Bi anda lukanın yüzünde çiçekler açtı..Tam o sırada televizyon akıllanan birinin şehire terrör saçtığını söyledi. Gerginleştim.
"Ne oldu mari?"
"Ne ne oldu?"
"Günü kurtarmıyacakmısın?"Gözlerim fal taşı gibi açıldı
"Hadi uğurböceği. Git ve günü kurtar"
"Tamam!"Dönüştüm. Ve lukaya el sallayarak dışarı gittim.
(Nasıl benim uğurböceği olduğumu öğrendi?!)
Kara kedi geldi.
"Evet leydim..sizi görmek bir şeref"
"Kara kedi süper kötüye odaklan!"Bir süre kara kedi ile süper kötüyü oyaladık. Süper kötü çok güçlüydü. Şanslı tılsımında beni usta fuu ya gitmek için zorladı. Usta fuu nun yanına saate 200 km koştum.
"Usta fuu!"
"Marinette sakinleş. Nefes nefese kalmışsın."
"Usta fuu, şanslı tılsım beni sana getirdi."
"Şanslı tılsım seni bana getirdiyse durum vahim."Usta fuu gramafonu önüme koydu.
"Birini seç. Görev bitince mucizeyi geri al ama.."
Avanak avanak mucizelere baktım. Elim birden yılan mucizesine gitti..
"Eminmisin marinette?"
"Evet usta"Tekrar dönüştüm. Karakediye yardıma gittim. Kara kedi kötüyü iyi oyalamıştı.
"Leydim nerelerdeydiniz?"
" hemen geri gelicem bekle"
"Hop! Bari bende geliyim!"
"Hayır onu oyala"
"Aagh~~ kollarım yoruldu!"Bir şekilde Lukayı buldum. Lukadan yardım istedim. Kabul edince beraber kara kediye yardıma gittik.
( ͡~ ͜ʖ ͡°)
"Teşekkürler Luka"
"Ne için?"
"Kimliğimi kimseye söylemediğin için."
"Neden söyleyeyimki?"
"Bilmiyorum
"Hadi ders zili çaldı. Sınıfa çık"Kafamla onaylayıp sınıfa gittim. Neyseki öğretmen gelmemişti. Artık arka sıralarda oturuyordum. Çünkü ayla nino ile oturmak istedi. Adrianda zaten kagami ile oturuyordu. Bi arka taraftaki sıra boştu. Öğretmen okula gelmediği içinde boş boş duruyordum. Camdan dışarıyı izledim. Luka dışarıdaki banklardan birinde oturuyordu. Bir sürü kız onu izliyordu ama o kedi ile oynuyordu. Camı tıklattım. Hemen beni fark etti el salladı bende ona el salladım. Cama yapışmıştım. Herkez benim ne yaptığını izlemekle meşkul dü. Kagami ve adrian benim hallerime gülüyordu.
"Marinette, ne yapıyorsun ?"
"A-ah N-Ne?"
"Cama yapışmış kime el sallıyorsun Sen?"
"Hiç kimse!"Juleka ile rose bana lenny face atıp sinsice bakıyordu. Bi anda nino konuştu
"Hey herkez işine. Arkadaşımı rahatsız ediyorsunuz"
Helal olsun nino lukadan sonra bi adam sensin var ya! Sonunda zil çaldı aşağıya saate 200 km hızla koştum. Luka aşağıda değildi. Sonra omzunda bir el hissettim. Luka idi bu. Çıkolata yiyordu. Gerçekten tatlı gözüküyordu. Nedense canım çekti.
"Nerdeydin Luka?"
"Bakkala gidip bir çıkolata aldım."Cebinden bir tane daha çıkardı.
"Bunuda sana aldım"
"Sen yiyince valla canım çekti"Paketi açtım. Bende çıkolatamı yemeye başladım. Sanki izleniyorduk.