Araftayım...

23 10 4
                                    

Araftayım...
Tıpkı bir volkan gibi patlamaklı.
Kızgın değil!
Daha çok kırılmış bir volkan.
İnsanı anlatmak gerekirse yaşadığım zamana göre.
Önce gökyüzü, sonra insan eli değmiş dünya...
Doluyum, kırgınım çünkü aklıma geldikçe yok oluşun.
Ya da birileri çıkıpta o, şöyleydi diyebildiği zaman sessiz kalıyor hücrelerim.
Gelir belki diyorum.
Sonra yeni anılarımız olsun istiyorum hayallere dalmışken.
Hatta bazen, tıpkı kitap okur gibi hissediyorum.
Okuduğum kitapları, filmlerle karıştırıyorum.
Sen bilmezsin.
Ama bazen gerçekle yalanı da ayırt edemiyorum.
Hani öğretmeden gitmiştin ya.
Hani beni bir başıma bırakmıştın bilmediğim hayatlarda.
Yabancısı olduğum kanatlarda.
Evet araftayım. İki dünya arasında değil!
Yokluğun mu?
Yoksa zaman mazi olduktan sonra varlığın mı canımı acıtır bilemiyorum.
Bilinmezlerin arasında kayıplarım.
Kaldığım yerden devam ettiğim zamanlar oldu.
Ama o kadar çok toparlayamadım ki kalbimi...
Bazen kurduğum cümleler yeterli gelmedi.
Uykusuz kaldım.
Uykularımı sana bıraktım.
Ama çare olmadı hiçliğime.
Teselli olmadı cümlelerim.
Aynı şehrin kayıpları olarak en yakın iki yabancı olduk.
Sen yoktun.
Bende yokluğundan sonra varlığına alışmaya korkar oldum.
Bazı zamanlar da yok olduğunu ve hiç gelmeyeceğini telkin ederdim kendime gözlerimi susturabilmek için.
Sonra çocuk olduğumu hatırlatırdım yüreğime.
Kendime kızmaktan alıkoymak için hislerimi, uyumaya karar verirdim.
Ama olmazdı...
Uyuyamazdım...
Gelişini hayal eder, iyi gecelerini yastığımın ucuna bırakır, sabaha karşı kapardım göz pınarlarımı.
Çocuk olmuş sayılır mıyım?
Bazı zamanlar da vardı.
Yokluğunu fark edip, bir kaç soru sorarlardı meraklarına tutulup.
Cevap verebilmek için her kelimemin arasına, yutkunma payı bırakırdım.
İçime kapandım.
Konuşamıyorum sanarlardı.
Olmazdı işte.
Hep yarım kalırdı bir şeyler.
Ve benim çocukluğum, kalbinin iki parçasının arasında kalırdı...

Gecenin Bir Vakti Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin