Birdy - Strange Birds
5SOS - Lie To me
Paramore - 26Chanyeol beni görmezden gelmeye devam etti.
Öyle bir haldeydim ki, artık ne bir şeylere anlam bulmaya ne de düşüncelerimi anlatmaya mecalim vardı. Aynı ilk iki gün gibi gitti her şey, arada bir iki konuştuk, bakıştık ama bundan ilerisi olmadı. Onunla sohbeti ilerletmeye çalıştığımda aynı ilk günkü gibi suratıma kapıyı kapatıp kilitledi ya da hızla kalkıp gitti, ben her gün kafayı kırmış gibi ağlarken ve konuşalım diye yalvarırcasına ona bakarken hiçbir şey yapmadı. Yaptıklarımın hangi kısmında, tam olarak neresinde bu kadar acı çekmeyi hak etmiştim bilmiyordum ama buna dayanmaya gücüm yoktu.
Her şeye katlanırdım ama gözümün önünde olmasına rağmen ona ulaşamamaya katlanamıyordum.
Sehun bizi konuşturmaya çalıştığında Chanyeol onu kavga etmekle tehdit edercesine şeyler söyledi, Jongin hiçbir şekilde olanlara karışmadı ama bana sabırlı olmamı, biraz daha dayanmamı ve her şeyin yoluna gireceğini söyledi durdu. Yalan söylüyordu, o da bilmiyordu bir şeylerin yoluna girip girmeyeceğini. Sadece dayanmam için itiyordu beni, hoş, o itmese de dayanırdım. Bir aptallık yapacak halim yoktu, Chanyeol'ü zaten bu kadar üzmüşken daha fazla üzecek şeyler yapamazdım.
Günde en fazla bir saat uyuyabildim, yemek yiyememeye devam ettim, iyi olmak ve toparlanmak için kendimi deli gibi zorlasam da biraz daha kilo verdim. Chanyeol her şeyi gördü ve hiçbir şey yapmadı, bir yerden sonra bir şey yapmasını beklememeye başladım. Öyle çok uzun bir zaman da geçmedi zaten, sadece birkaç gündü bu, yine de bana yıllar geçmiş gibi geldi. Koca günün sadece bir saatinde uyuduğunuzda ve kalan her saati acı çekerek geçirdiğinizde vakit geçmek nedir hiç bilmiyordu.
Sürekli bir şeyler yazdım ve tahta kapaklı defterimde artık sayfa kalmadı, Sehun ile dışarı çıkıp bana yeni defterler aldık, beni sinemaya götürdü, parka gidip boş boş sallandık, en sevdiğim yerden pizza aldık ama ben sadece bir dilim yiyebildim ve çok üzüldüm. Chanyeol ile Jongin'i de çağırdık ama gelmediler, Jongin Wonshik ve Timoteo ile buluşmak için şehirde bir yerlere gitti. Ben onlarla buluşmak istemedim, bu halimi görürlerse kasabadakilere söylerlerdi ve olay gereğinden fazla büyür, Chanyeol'ü çok rahatsız ederdi. Sehun ve Jongin'e yeminler ettirdim kimseye söylememeleri için, söylemediler. Sanırım. Bizi aradıklarında delirmediklerine ve garip garip sorular sormadıklarına göre söylememişlerdi.
Odama bir sürü süs aldım, banka hesabımdaki parayı biraz sulamış oldum ama en azından odama girdiğimde çıplak hissetmiyordum. Minik heykeller almış ve onları odamdaki raflara, çalışma masama dizmiştim. Birkaç çiçek de almıştım, çok güzel petunyalar görmüştüm görmesine de, Chanyeol'ün hediyesi olan petunyaları öldürdüğüm için elim onlara gidememişti.
Bir akşam hep beraber yemeğe çıktık. Sehun'un babası bize denizi gören bir restoranda acayip fiyakalı bir yer ayarladı. O gün kendimi zorlayarak az da olsa bir şeyler yedim ve bir ara güldüm. Sehun ve Chanyeol atışıp durmuşlardı, Chanyeol'ün benim kadar boktan olmadığını görmek güzeldi. Ben yemekte hiç konuşmadım, üçünün sohbetini dinledim sadece. Chanyeol ve Jongin hala soğuk dursalar da konuşuyorlardı, Chanyeol aynı bana yaptığı gibi ona da soğuk cevap veriyordu ama en azından cevap veriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
orman yangınları çıkarıyorsun | chanbaek
Фанфик"Çocuklar pembe yalanlar da söylerler, benim söylediklerim pembe rengini yitireli çok oldu, üzerinden yüzlerce ilkbahar geçti ve benim sonbaharım hiç bitmedi." Baekhyun'un Chanyeol'e olan nefreti tahta kapaklı defterinde saklı. 🌲🌻✨ [!] Yetişkin İç...