orman yangınları çıkarıyorsun

7.7K 649 937
                                    


Lynyrd Skynyrd - Sweet Home Alabama


   Her şey sarhoş halimle gidip pembe kafalı Chanyeol'e Prenses Bubblegum diye seslenmemle başladı. Jongin'e fena şekilde yürüyüp rezil olmamdan yaklaşık yarım saat sonra gerçekleşen bu olay, sohbete dahil olmadan kenarda uslu uslu çilekli milkshake içen ve orta parmaklarının tırnağında pembe oje olan pembe kafalı pamuk şeker Park Chanyeol'ün dikkatimi fazlasıyla çekmesi sonucu oldu. Sadece biraz bulaşmak belki de ucundan onu sinir etmek istedim çünkü bize doğru yargılayıcı bakışlar atıyordu ve bu bakışlar içimdeki serseriyi çok feci şekilde tetiklemişti. Ben de ona laf attım. "Hey, Prenses Bubblegum!" diye bağırdım. Bunun akabinde onun suratında oluşan ifade ve bize dönen gözler nedensizce içimdeki serseriyi daha da çok kışkırttı, "Ne oldu prenses? Bu ortam sana göre değil mi yoksa?" diye devam ettim konuşmaya. O gün 14 yaşında olduğumu akıldan çıkarmayalım, Chanyeol de 15'ti ve ben neyime güvendim bilmiyorum. Zaten öyle demem büyük bir hataydı belli ki, çünkü kaşlarını çatıp yanıma geldi ve başımdan aşağı milkshake boşaltıp yakamı kavradı, "SAKIN, SAKIN BUBBLEGUM İLE DALGA GEÇEYİM DEME BİR YUMRUKTA CANINI ALIRIM!" diye suratıma doğru inanılmaz bir öfkeyle haykırdı. 

   Ve ben o an ölümüne korkmuş, altıma işememe ramak kalmış olmasına rağmen dediğini umursamamış gibi davranıp yine dalga geçtim, canımı falan alamadı ama beni çok hırpaladı. Bunun sonucunda öğrendim ki Bubblegum onun favori çizgi film karakteriydi ve Adventure Time izlemeyi çok ama çok seviyordu, işte o gün, tam o gün ben eve döndüğümde içli içli ağlayarak tüm Adventure Time posterlerimi söküp attım ve Bubblegum peluşumu çöpte yaktım.

   O gün beni ağlattı.

   Kimseye söylemediğim bir başka huyum daha var, beni her kim ağlatırsa sonradan affettim ayaklarına yatar ama alttan alttan çok kötü kin tutar, intikam alacağım günün gelmesini beklerim. Ama Chanyeol'e o gün kin beslemeye başlamadım ben, o gün sadece sonradan gelecek olan tonla ağır nefrete zemin oluştu. O günden sonra olan her şey beni körükledi ve ben kimseye tutmadığım kadar ona kin tuttum. Ne kadar çekememezliğimiz, tartışmamız, kavgamız varsa hepsi bundan sonra olmaya başladı. 

   Beş yıl önce hassastım tabii, sık sık zorbalığa uğradığım zamanlardı ve ben iyice içine kapanık birine dönmeye başlamış, gereken yerlerde sesimi çıkartamaz hale gelmiştim. Bu da beni düşündüğüm, hissettiğim her şeyi yazmaya itmişti ve ben hiçbir yerde bulamadığım huzuru yazarken bulmuştum. Chanyeol'ün o akşam beni sırf şaka yaptığım için hırpalaması, beni yazmaya iten son şey olmuştu. O günden beri hiç ağlamadım. O günden beri kimseye kendimi açmadım. 

   "Sen bitir diye almadım onu," ağzının içinde kelimeleri yuvarlayarak konuştuğunda boş bardağı ona doğru ittirdim. Bardağa bir süre baktıktan sonra baygın baygın bana çevirdi gözlerini. "Ne kadar da aç gözlü birisin."

   "İçine ikinci pipeti koyup beni içmeye davet ettiysen, hepsini bitirdiğimde de ağlanmayacaksın Bubblegum." Kollarımı göğsümde kavuşturup tek kaşımı kaldırdım ve yarım ağız güldüm. Aramızda ufak bir bakış geçtikten sonra bardağı kenara ittirdi ve alnına düşen saçlarına ellerini geçirip geriye doğru attı.

   "Çilekli milkshake sevdiğini hiçbir zaman söylememiştin," dedi birden. Dediğinin üstüne önceden bunu deyip demediğimi düşündüm, anılarımı bir bir elekten geçirdim ve fark ettim ki, sikeyim, gerçekten bunu hiç söylememiştim. Rastgele tahminde bulunup bana laf atmak için sipariş ettiği içeceği ise dikip bitirmiştim resmen.

   Gözleri suratımda gezinip bir afallama emaresi arıyordu ama surat ifademi bozmadım, tıpkı bana atıyor olduğu gibi alaycı bir gülüş attım. "Sevdiğimi şimdi de söylemedim ki," dedim rahat bir tavırla, "Sen çok seviyorsun ve sevdiğin şeyi içmene göz yumacak değildim. Çok istiyorsan bir tane daha söylersin ve cüzdanını ağlatırsın. Ha, o söylediğinin de hepsini içebileceğinin garantisini vermeyeyim. Bir bakarsın hop bitmiş olur."

orman yangınları çıkarıyorsun | chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin