6. Bölüm

7 1 0
                                    

İntikam olayından sadece bir hafta geçti ve başarlardan kesinlikle bir haber yok veya bir karşılık
Şaşkınım.
Ben şahsen bir karşılık bekliyor ve kendimi bu duruma hazırlamaya başlamıştım bile ama istediğim karşılığı alamdım ne yazık ki
Bir hafta geçmesine rağmen hiç bir şey yapmamıştık ne dışarı çıktık ne grupça toplanmıştık artık çıkma vaktiydi odamdan ayrılırken en çok üzüldüğüm robert aşkımın posterlerini göremeyeceğimdi ve twilight ama kristeni görmesem olurdu.
Şimdi ise artık roberti görmek istiyordum duvarlarımda fakat teyzem buna izin vermiyordu ama yinede gizlice asabilirim dimi?
Uzandığım yataktan kalkıp üstüme sade bir şeyler giymeye karar verdim üstüme kırmızı yarım tişört altımada kot şort geçirip saçlarımı yapmak için banyoya ilerledim saçlarımı yarı ördükten sonra örmediğim kısımları salık bıraktım saçlarım kusursuzdu fakat cildim ve göz altlarım hiçde iyiye benzemiyorlardı göz altıma kapatıcı sürdükten sonra kırmızı rujumuda sürmüştüm ve rimel tabiki
Ben sade demiştim dimi ahh yasemin kokulu parfümü sıktıktan sonra aynaya baktım cidden şuan sadelikten çok uzaktım tuvaletten çıktım ve edanın yanına doğru yürüdüm bu evde ne değişik fotoğraflar varmış böyle aa o ben miyim hayır
Edanın üstüne çıkmış boğazlıyorum eda garibim orda can çekişiyor ben ise poz vermiş birde gülümsüyorum hayır benim poz vermem değilde teyze teyze kızın ölüyor fotoğraf çekiceğine kurtarsana edanın kapısına geldiğimde deli gibi justin bieber dinlediğini fark ettim bu kız daha geçenlerde justin benim tipim değil demiyor muydu ailecek değişiğiz kapıyı çaldım içerden giiiğğr sesi geldiğimde yüzümü buruşturdum o nasıl sesti zalimin kızı
"Kuzen hazırlan markete gidiyoruz"
"Gelmem ben"
"Poster alıcam hem sende tipin olmayan justinin fotoğrafını alırsın"
"Tipim değil zaten"
Gözlerim inanmadığımı kafamlada şarkı sesinin geldiği yönü gösterdim
"Ahh tamam gelicem"
"Tamamdır hazırlan derdim ama sen hazırsın kızım bu me makyaj Bülent Ersoyun klibinde mi oynayacaksın"
"O beğenmediğin Bülent Ersoy paraya para demiyor ama"
"Hadi giy ayakkabılarını"
"Tamam"
Odadan çıkıp ikimizde boğuşarak yürüken yine o fotoğrafla karışıkaştım
"Bu fotoğrafın ne işi var ya seni orda öldürüyorum birde gülümsüyorum üstüne üstlük kimse yardım etmiyor o zamandan belliymiş seni istemedikleri"
"Uf melis çok konuşuyorsun"
"Yürü hadii"
İkimizde merdivenden aynanda iniyorduk ki birden bire ben hemen indim neden çünkü eda beni düşürmüştü
"This is ısparta"
Diye bağrınıyordu ben ise ona en kötü bakışlarımı gönderiyordum yerden kalktım ve onu umursamamaya  çalışarak teyzemin yanına yürüdüm
"Teyze bir öarkete poster almaya gidiyoruz orda yoksa kırtasiyeye gitçek eğerki canımız isterse avmye"
"Tamam zaten bir haftadır evdesiniz kokuştunuz"
"Tamamdır"
Ben geri döndüğümde eda hayla gülüyordu beyaz spor ayakkabıları giyindiğimde taş gibi olmuştum
Market çok uzak değildi o yüzden yürümeye karar verdik
"Melis düşünsene markete gidiyoruz ve başarla karşılaşıyoruz"
"Ayyy ağzından yel alsın çabuk tövbe de"
"Tövbe tövbe"
"Aferin"
Markete gelmiştik bile içeri hemen dergilerin olduğu yere yöneldim eda ise kafasına estiği yerlere giriyordu bende o sıra robertimi arıyordum fakat yoktu hey girl bitmiş k pop kalmış her yerde k pop var banane bunlardan ya bana robert lazım robert
Tam arkama dönecektim ki kalın ve kaslı bir vücut görmemle irkildim vay be analar neler doğruyor yüzüne baktığımda ise dediğimn şeyi analar öküz doğruyor diye değiştirdim ilk önce korktum fakat korkulacak bir şey olmadığını kendime inandırdım ve konuşmaya başladım.
"Ne vardı"
"K pop hayranı mısın gerçekten mi?"
Gerçekten dışardan k pop hayranı gibimi duruyorum hadi canım
"K pop dinlemem ve bu seni ilgilendirmez"
Haklıydım
"Haklısın beni ilgilendirmez ama bir çekilde bende dergimi alayım"
Onum önünde durmuş resmen benle konuşmak için geldiğini sanmıştım ah aptal kafam benim sen neye yarıyorsun ey beyin bazen göster kendini başarın önünden çekilip onum arkasına geçtim o da alacağı dergiyi almak içim dergiye uzandı daha demin benim k pop dinlemem hakkında bana laf eden çocuk futbol dergisi aldı öyle değil çocuk dergisi hani içinden kart mart çıkıyor ondan
"Birde bana laf eder k pop mo donloyoson kendisi kartlarla mahallede kesin oyun oynuyordur" diyerek fısıldadım
"Hani bende burdayım benimde kulaklarım var"
"Aa varlığını o kadar hissetmiyorum ki"
Gözlerimi kısıp bana öyle bir baktı ki içim eridi diyebiliriz
"Bu arada yaptığınız intikamı konuşalım he ne dersin"
Gerilmiştim
"Ta tabiki"
Tam ağzını açıcakken bir bağrış duydum "allah allah" eda elinde köpük kılınçla koşarak geliyordu tam yaklaşmışken insanların Eda'ya değişik değişik baktıklarını görünce bir araya girdi gülememek için kendimi zor tuttum hayır yani niye
"Kuzenin tam bir çatlak"
"Bencede"
"Ee nerde kalmıştık"
"Nerde"
"İntikam"
"Ha doğru hakettiniz"
Haketmişlerdi
"Bilmediğin şeyler var"
"E anlat o zaman"
"Hayır"
Bu çocuk sinirlerimle oynamak için özel olarak mı seçilmişti bence öyle
"Bekle beni burda"
Arkamı dönüp edanın girdiği yere girdim zavallı kızcağız ellleriyle yüzünü saklıyordu
"Eda başarı halletmeye var mısın?"
Sanki daha demin rezil olmayan o değilmiş gibi utancını bir kenara koyup bir hışımla
"Her zaman" diyerek cevap verdi edaya o kılınçın nerden aldığını sordum ve dediği yere gittim kırmızı turuncu ve mavi vardı durup hangi rengi alsam diye düşündüm ve kırmızıya karar verdim edanın yanına gelip "hadi" der gibi başımı oynattım ve başarın üstüne doğru koşmaya başladım o an ki başarın yüz ifadesini görmeniz lazımdı ve o köpük kılınçı başına çok hızlı bir şekilde vurmuştum galiba vururken düşünmeden vurmuştum çünkü kılınç kırıldı ama kırılmasından ziyade şu an kaçmamız gerekiyordu başar gözlerini açtığında sinir bozucu gülüyordu arkama baktığımda eda yok oldu ne yani daha geçenlerede atıp tutmuyor muydun sen bu çocuğa geri önüme döndüğümde
"Sana üç saniyecik veriyorum kaçmak istersen kaç"
Diyerek saymaya başladı
"3 2 1 sayım bitti"
Ben bire geldiğinde zaten v popoma vura vura kaçıyordum arkamdan küfürleri duymamaksızlıktan gelmeye çalışıyordum ama bu biraz zordu arkama bakayım derken sert bir insana çarptım önüme döndüğümde anladığım üzere market görevlisiydi bize sinirle bakıp sonra konuşmaya başladı
"Sayın küçük hanım ve sayın koca bebek burası oyun alanı değil ve burda birbirinizi kovlayamazsınız ve sizden ricam marketimizi üç dakika içersinde terk ediniz"
Nazik olmaya çalışır halde söylüyordu ama burnundan tüttüğüne söyleyebilirim bende ona şirin gözükmeye çalışıp
"Ama o ilk"
"Kimin başlattığı umrumda değil dışarı"
Diyip kolumda tutarak dışarıya çıkartmaya çalıştı fakat birden bire adamın geriye gitmesiyle bende geriye doğru gittim ne olduğunu anlayamadan adam yerde yatıyordu başara baktım daha deminki halimi taklit ederek şirince sırıttı beni kolunun altına alarak kapıdan dışarı çıkardığında sordum
"Niye adamı yere serdin koca bebek"
"Bana bir daha koca bebek dersen seni denize fırlatırım"
"Bunu yapmanı beklerim şahsen intikam alırsın sen şimdi bizdeeen"
"Yok plan öyle değil sizle arkadaş olmaktı fakat sizle arkadaş olacağıma gider başkalarıyla arkadaş olurum"
Bizde sanki ona çok muhtaçtık ya ona güzel bir nefret dolu baktıp
"Sen bizimle arkadaş"sesli bir şekilde güldüm "ya senin amacın ne aa tabii bizimle arkadaş olup kendini bize yakın göstereceksin sonra alttan alttan kuyumuzu kazacaksın yok öyle bence de sen başkalarıyla arkadaş ol hatta mümkünse kimsenin arkadaşı olma"
Sinirli ve şaşkındım bizimle neden arkadaş olsun ki onlardan büyük bir intikam almıştık bunun karşılığı arkadaş kalmak olmazdı bunun altında bir hinlik olduğu çok bariz belli başar ise sadece bana bakıp dediklerimi anlamaya çalışıyordu anladığını varsayarsak konuşmaya başladı.
"Ya kızım bu kadar hızlı ve uzun konuşmayı nasıl beceriyorsun anlamam zamanı mı aldı ayrıca ben sizin ne kuyunuzu kazacakmışım"
Gözlerimi kısarak sırıttım
"Başar sizden intikam aldık ne bu arkadaş olma çabaları ayrıca bu kadar çabuk mu pes edecektiniz?" Kaşlarını kaldırdı
"Aaa tabii aklınca bizden intikam aldınız doğru merak etmeyin onunda boyunuzun ölçüsünü alacaksınız"
Sesli bir şekilde güldüm ve ona doğru adım attım.
"Başar tarık elinden ne geliyorsa onu yap hodrimeydan"
Oda bana yaklaşarak
"Bu bir savaş ilanı mı?"
Güldüm
"Anlaşılan demeyi tercih ederim"
Güldü ve geri çekildi
"Sizinle ateşkes imzalamak için çok heyecanlıydım ama madem bu bir savaş o zaman oyununa göre oynayalım"
Kaşlarımı kaldırdım ve sadece gülümsedim kendisi kaşınmıştı ben de çözümler asla bitmez "başar tarık ayaklarıma kapanıp benden özür dileyeceksin işte o zaman bu iddialı konuşmanı hatırlatacağım sana"
Çok uzun bir aradan sonra herkese selam bu kitaba tekrar devam etmek benim için onurdur ❤️

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 22, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gökyüzümdeki senHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin