Medya : ALEC BENJAMİN : MOTHER'S EYES
[Sarılırken kaburgalarını kıracağım kişi; Nerede Kaldın ?]
"H-haayırr !."
Gözlerimi korkuyla aralayıp yattığım yerden doğrulurken, nefes nefese kalmıştım. Umursamadım. Ama diledim.. ;
"Lütfen.."
Karanlık bir odadaydım. Vücudum bir yorganla sarılmıştı. Saatin kaç olduğunu bilmiyordum. Ama havaya bakılırsa da hala gecenin bi yarısıydı. Karşımdaki duvarın üzerinde bir saat gölgesi, aynı zamanda saliselerin her bir adımında attığı sesi odada yankılanıyordu. Karanlıkta saatin sadece gölgesini bile görmem, annemden aldığım mavi gözlerimin keskin olmasındandı.
Annem aklıma düşmüştü. Ayrıca gördüğüm kâbusta da onun-......
Daha fazla dayanamayan gözlerim, pes edip yağmurlarını akıtmaya başladı. Bu sayamadığım ve sürekli tekrarlanan kâbuslarımdan sadece biriydi. Avuçlarımı yüzüme gömdüm ve boğuk ses dalgalarım eşliğinde ağlamaya başladım. Annem ile alakalı gördüğüm her kâbusta, her zaman kötü etkilenirdim.Muhtemelen Mirza'nın beni getirdiği bir evdeydim. Ve gecenin bi saatinde sesimin çıkmasını istemiyordum.
Derken kapı hızla açıldı. Susup gözlerimi oraya diktim. Avuçlarım, yüzümün iki ayrı tarafına düşerken, kapıdaki silüetin Mirza olduğu aşikardı. Sesimi duyupta buraya geldiğine emindim. Sanırım avuçlarımı yeterince yüzüme bastıramamıştım.
Ellerim yumruk şeklini alırken, o yavaş adımlarla yanıma geldi. Sakince yatağın kenarına oturdu. Yüzü ifadesizdi fakat mimikleri bana ne olduğunu anlamak ister gibiydi."Ne oldu-........"
Sözü kesilmişti. Az önce yüzümün iki ayrı tarafına düşen kollarım tarafından...
Sarılmıştım.
Sürekli benim birilerinden beklediğim ve ihtiyacım olan şeydi bu belkide. Ve yanımda kimse yoktu. Bunu düşündükçe kollarımı daha çok sıkılaştırdım. Neden ona sarılıyordum onu bile bilmiyordum. İhtiyacım olan şey ? Belkide.. Bir anlık da olsa düşüncelerimi uzaklaştırdım.
O da hareketlendi. Benim tahminimin aksine, arkamdan kolunu bir şeye uzattı. Karanlık bir nebzede olsa dağılıp, yerine ışık hüzmelerini bıraktığında, abajuru yaktığını anladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
❖ TERK-İ DİYAR ❖ [ACAŞK]
Teen FictionCehennem ateşini, ilk yeşil hârelerinde gördüm ben. Yakıp kavuruyor, ardından küle çeviriyordu her bir zerreyi. Ama bir fark vardı, 'Herkes senden kaçarken, ben sana doğru yürüyordum!' Sonra bir şey fark ettim. Ben ateşinde yanıp küle dönüşmem...