14.09.1999 (5 yaşındayken)
Ellerimin altında, oynamaktan kırışmış ve berbat bir hal almış beyaz elbisemden gözlerimi alamıyordum. Bu elbisemi o kadar severdim ki giymediğim zamanlarda kendimi boşlukta hissederdim. O bana güven verirdi. Beni iyi hissetirirdi ve sanki süper güçlerim varmış gibi her şeyi yapabileceğimi hissederdim. Ve ben bu kez hiçte öyle hissetmiyordum.
Annem ve Anne kendi aralarında yine benim ve Anne' nin oğlu Harold hakkında konuşuyorlardı. Harold' u hiç görmemekle beraber ondan bir o kadar da nefret ediyordum. Anne' nin anlattıklarına göre aynı yaştaydık neredeyse birbirimize tamamen benziyorduk... Kestane rengi dalgalı saçlar, yeşil gözler... Fakat o benim tam zıttımdı. Aksi, umursamaz ve ukala. Şu zamana kadar her istediği yapıldığı için kaybetme duygusunu hiç tatmamış. Oysaki ben kaybetmenin ne demek olduğunu çok iyi biliyordum. Ben her şeyimi kayıp etmiştim. Ailemi, babamı, en sevdiğim oyuncakları... Her şeyi kayıp ederdim ben. Kayıp etmediğim tek şey annemdi ve onu da elimde sıkı sıkı tutuyordum gitmemesi için. Fakat o her şeye sahip olduğu halde hiçbir şeye sahip değilmiş gibi davranıyor ve bu da ona olan nefretimi arttırıyordu.
"Duydun mu tatlım?" dedi annem umutla. Neden bahsettikleri hakkında hiç bir fikrim yoktu ona boş gözlerle baktım. "Harold bu gün buraya gelecekmiş. Sonunda onunla tanışabileceksin." bunu o kadar heyecanla söylemişti ki ona istemeyerek gülümsedim.
Onunla tanışmak istemiyordum ki ben. Tek istediğim şu Harold ve benim gelecekte evleneceğimize dair konunun bitmesi ve eve gitmemizdi. Harold bu istediklerimin arasında değildi.
Evlenmek... kast ettikleri şeyin evcilik oynarken yaptığımız anne-baba rolleri sanırdım. Tabii ki yanılıyordum.
Elbisemin ucuyla oynadığım ve annemlerin Harold ve benim ne kadar mükkemel olacağımıza dair konuştukları -bana uzun gelen- kısa bir süre sonra kapı açıldı ve muhteşem-Harold içeriye girdi. "Beni neden çağırdın anne!" dedi sinirle ve sırt çantasını yere fırlattı. "Babamla birlikte eğleniyorduk. Önemli bir şey olsa iyi olur." sonra beni gördü. Bir an bakışları beni delip geçecek sandım. Ama bakışları hemen yumuşadı. "Bana onu mu getirdin! Teşekkür ederim An." yanıma gelip beni daha yakından inceledi. "Adı ne?"
"Neden kendisine sormuyorsun?" dedi Anne.
Gelip yanıma oturdu. Yere değmeyen bacaklarımızı birbirine vurdu. Sonra da gülümseyerek bana baktı fakat ben hala elbisemin uçlarına bakıyordum. "Adın ne?"
"Elena" diye mırıldandım ve gözlerimi tekrar elbisemin uçlarına çevirdim.
"Ella? Güzel isim. Bende Harold." elini uzattı fakat sıkmadım.
Birden elbisemin verdiği güç geri geldi. "İsmim Elena." dedim daha yüksek ve sinirli bir sesle.
Beni umursamadan annesine döndü. "Onu çok sevdim. Ella benim olabilir mi?"
Ona yanımdaki yastığı fırlattım. "İsmim Elena seni mankafa. Ve ben senin satın alabileceğin bir oyuncak bebek değilim." annem boğazını temizledi. Kızmıştı. Oysaki Harold bana pis bir şekilde sırıtıyordu.
"Elizabeth Grancer. Ben sana bu şekilde mi öğrettim? Şimdi bir İngiliz-hanım-efendisi oluyorsun ve Harold' dan özür diliyorsun." Ona itiraz eden gözlerle bakınca devam etti. "Hemen." istemeyerek Harold' a döndüm ve ağzımda bir özür geveledim.
"Sorun değil." dedi gülerek ve elimi yakalayıp beni ayağa kaldırdı. "Biz arka bahçedeyiz." beni arka bahçeye sürüklemesine izin verdim. Annemlerin bizi duyamayacağı bir mesafeye geldiğimizde durdu. "Sen artık benim oyun arkadaşımsın. Bundan sonra seni asla bırakmayacağım."
Gözlerini baktığımda kendimi evde gibi hissettim. Sonunda mutlu olacak bir yer bulmuştum. O benim mutluluğumdu. O benim evimdi.
Verdiği söze sımsıkı tutundum. Bunu da kaybetmem gereken şeylerin arasına koymalıydım. Ama ben tabii ki evlenmeyi, evcilik oyunu sandığım gibi onun da beni bırakıp asla gitmeyeceğini sanıp yanılmıştım. Nasıl bu kadar aptal olabildim?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Everything Has Changed
Fanfic"Eğer bir dilek hakkım olsaydı seni unutmak isterdim." dedim. Alayla güldü. "Yapma ama Ella. Öpüşmelerimizi bile mi?" Kıpkırmızı kesildiğimi hissettim. "Evet en çokta onları." Kulağıma eğildi. "Hadi, unutmak istediğin anıları ikiye katlayalım."