Bölüm 2 : Oyun Başlasın.

1K 124 16
  • İtfaf edildi Zeynep Dmryk
                                    



Bölümü Zeynep Dmyrk'e hediye ediyorum.
O istediği için sayfaya gönderdim
Yoksa göndermeyecektim ona göre sdgjkdsklgjdskl



Tao dehşetle karşısına bakıyordu.
Ağzı açık kalmıştı.
Neyseki sinek falan kaçmamıştı.

O,sarışın çocuktan gözlerini alamazken gür
ses kulağını doldurdu.

''Tao...''

Tao kendisine geldi ve ağzını kapatarak yutkundu.

'Adama bak be...'

Gözlerini küçültmeye çalıştı ama bunu yaparken
istemsizce kaşları çatılıyordu.
Kris de telefonu kapamış ona doğru geliyordu.

Adım attıkça parlak ayakkabılarının sesi yankılanıyordu sanki.
Herkes ona bakıyordu.
Birkaç kadın onu süzüyordu.

Tao istemsizce onu kıskandı.
Adam sadece yürürken bile dikkat çekiyordu.

'Bu erkekse ben neyim acaba...'


Kris ona yaklaştıkça kalbi daha da hızlanıyordu.
Sonunda Kris Tao'nun karşısında bitti ve gülümsedi.
Gözlüklerini çıkardı ve başını sallarken saçları hafifçe savruldu.
Tao yutkunarak gür ve sarı saç tellerine bakıyordu.

''Merhaba.''

Tao gerçekten şoku atlatamamıştı.
Böyle erkeklerin varlığından habersizdi.
Yani dünyada böyle erkeklerin gerçekten olmasına şaşırmıştı.

Sesi titredi.

''M-merhaba.''

Kris'e bu kadar yakınken onu incelemek istedi
ama şimdi yüzüne bile bakamıyordu.
Bir kez yüzüne bakmayı denedi ve gür kaşlarına baktı.
Büyük gözlerine.

Kris ise hala gülümsüyordu.

''Nasılsınız?''

''İyiyim sen nasılsınız?''

Tao kendine içinden saydırdı.
'Ben bir malım...salağım...Sen nasılsınız ne ya...
of offf..'

Kris bu sefer dişleriyle gülümsedi.

''Bu kadar gergin olmayın...Size bir şey yapmayacağım merak etmeyin.''

Tao sırt çantasını düzeltti.

''Elimde değil...İlk defa böyle bir şey yapıyorum.
Hatta nasıl böyle bir şey yaptım şuan anlam veremiyorum.''

Esmer çocuk konuşurken Kris de bir anlığına başka tarafa bakıyordu.

''Şey bekleme bölümüne gidelim mi?
Orada işi konuşmaya devam ederiz.''

Tao da Kris'in baktığı tarafa baktı.

''Peki.''

Yanyana ilerlemeye başladılar.

Onlar ilerledikçe bakışlar üstlerine toplanıyordu.
Daha doğrusu herkes Kris'e bakıyordu.
O yakışıklıya...Şık giysilere...

Tao bir de kendi üstüne baktı.
Basit bir siyah pantolon giymişti.
Üstüne de kapşonlu bir şey.

Bu kadar basit giyindiği için biraz utandı.

Bekleme salonuna giderken hiç konuşmadılar ama
Tao arada Kris'i kendisine bakarken buldu.
Kris sürekli gülümsüyordu.

Boş bir yer bulup oturdular.
Tao utançtan bacaklarını hafif kapayarak otururken Kris
hemen bacak bacak üstüne atmıştı.
Bacakları etkileyiciydi.

Tao utandığı için çevresine bakındı.
Kris onunla konuşana kadar.

''İtiraf etmeliyim seni böyle beklemiyordum...''

Tao kaşlarını kaldırarak baktı.
Şaşırmıştı

''Neden? Nasıl yani?''

''Yani şey...Seni sadece daha farklı bekliyordum.
Çünkü telefonda sesin çok...umutsuz geliyordu...''

Tao konuyu deşelemek yerine başka bir konu açtı.

''Şey...Planı konuşsak olur mu?''

''Tabiki.''

Tao çevreyi kolaçan ettikten sonra Kris'e biraz daha
yaklaştı ve alçak sesle konuştu.

''Şimdi şey...Bugün abimin düğün yemeği var.
Sonraki gün de düğünü.Ertesi günü de ailemle geçireceğim.
Seninle...Seninle anlaşmamdaki amaç sadece...şey...''

Sözünü Kris tamamladı.

''İnsanlara yalnız olmadığını mı göstermek istiyorsun?''

Otomatik olarak ''siz'' kelimesinden ''sen''e atlamışlardı.

''Evet...Yani şey...Sevgilimmişsin gibi rol yapabilir misin?
Bunu şimdi söylediğim için bir ahmağım ama...Ben bir oyuncu tutamadığım
için o siteye girdim.''

Kris yine gülümsüyordu.
Ama bu seferki gülümseme tarzı sanki kendini kahkaha
atmamak için zor tutuyormuş gibiydi.

''Pekala pekala sakin ol.
Ben işi çoktan kabul ettim.''

Tao gözlerini büyüttü ve dudaklarını küçülttü.

''Ay çok teşekkür ederim!''

Malca gülümsediğini fark ettikten sonra gereksiz heyecanını da kontrol etti.

'Of ne aptalım ben...Sevgili Tanrı,Buda,Allah...Lütfen biraz daha normal olayım...'

Esmer olan yukarıya doğru bakıp içinden dua ederken Kris de onu izliyordu.
Dudaklarının kenarı iyice yukarıya doğru kıvrılmıştı ve bir süre sonra da
dudaklarını birbirine bastırmıştı.

Ardından boğazından garip bir ses geldi.
Tao'ya bakarak kahkaha atmaya başladı.

Tao yine gözlerini büyüttü.

''N-ne oldu?''

Kris büyük elleriyle karnını tutuyordu.

''Özür dilerim ama...*kahkaha atar*...Çok komiksin...''

Tao da işaret parmağını göğsüne bastırdı.

''Ben mi komiğim?''

''Hahahha...Evet.''

Kris kendini sakinleştirmeye çalıştı.

''Ne hissetiğini çok belli ediyorsun.
Hemen yüzüne yansıyor.''

Tao panik oldu.

''Ben özür dilerim.Yani şey...''

Kris sağ bacağını sol bacağının üstünden aldı
bu sefer öbür bacağını attı.

''Bunun için özür dileme...Çok eğlenecekmişim gibi hissediyorum...
Ailen de senin gibi midir?''


Tao sırt çantasını yan koltuktan kaldırdı ve birinin oturması için
yer açtı.Çantasını dizlerine koydu.

''Yani bilmem ki...Annem çok meraklıdır.Her şeye burnunu sokar.
Abim ise tam tersi.Benle hiç ilgilenmez bile.Babam ise hep sakindir.
Ama laf soktu mu tam sokar.''

Kris yine kıkırdadı.

''Sanırım gerçekten eğleneceğim.''

İlk defa işinde bir eğlence bulmuştu.
Bu hoşuna gitmişti.


Kapının önündeki koltuklarda oturmaya devam ettiler.
Ve Tao kendisine normal gelen hareketleriyle Kris'i güldürmeye devam etti.
Bir ara da Kris'e para dolu zarfı uzattı.
4 günün parası ordaydı.

Nihayet kapı açıldığında sıraya girdiler ve pasaportlarıyla biletlerini hazırladılar.

Uçağa ilerlerken de hiç konuşmadılar.
İkisinin koltukları aynı sıradaydı ama aralarında bir başkası oturacaktı.
Bileti son anda bulduğu için böyle olmuştu.

Hosteslerin nazik selamını kabul edip uçağın koridorunda ilerlemeye başladılar.
Tao önden gidiyordu.

Yerlerini buldu.

Onların ortasında oturacak olan kadın çoktan
geçip oturmuştu bile.

Tao telefonunu cebine soktu ve sırt çantasını üstteki yere koydu.
Kadının bacaklarına değmemeye çalışarak cam kenarına ilerledi.
Oturdu.Göz ucuyla Kris'e baktı.

Uçak serin olduğu için ceketini üzerine geçiriyordu ve
o da çantasını yukarı koymuştu.
Tam onun oturacağını sanıyordu ki Kris gür sesiyle konuştu

''Afedersiniz hanımefendi,yer değiştirsek bir sorun olur mu?''

Ortada oturan kadın Kris'in cazibesine kapıldı sanki.
Sarışın çocuğun gülümsediği gibi o da gülümsedi.
Cevap veremedi.

Sarışın devam etti.

''Erkek arkadaşımla birlikte oturmak istiyorum da...''

Tao gözlerini büyüterek Kris'e baktı.

''Erkek arkadaş''...

Para dolu zarfı verdiği gibi rolüne bürünmüştü.

Kadın ortadaki koltuktan kalktı ve sarışına yol verdi.
Kris esmerin yanına oturdu.
Tao gözlerini büyüterek camdan dışarı bakmaya başladı.

Biraz korkar gibi oldu.




-_____________-

dur bari trip atayım azcık

-______- biraz daha

hıh bu kadar yeter.

Nerdesiniz oğlom siz...
Hiç yakıştıramadım .s
O kadar kişi okuyacağım diye şey etti...Şimdi kimse yoq .s
olmadı bu olmadı...benim haftaya vizelerim başlayacak
ama ben sizler için yazıyorum

Neyse dlşkflds
Öncelikle size demiştim ki bu ficin başını bir filmden
esinlendim. Bulan bir arkadaş oldu mesela sjdjfkdjsfs
filmi bulanlar söylemesin ben sonra söyleyeceğim zaten
çünkü şimdi söylersem gidip izleyeceksiniz ve ficin öyle olmasını
bekleyeceksiniz.Olmaz öyle yoğ öyleeğ

lütfen ama lütfen fici okuyun
yorum da yapsanız
çok mu şey istemiş olurum

G.G.LHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin