Sabah olduğunda otelden çıkmamız gerekti ve kapıda paparazzilerin kol gezdiğini anlamak çok da zor olmuyordu. Bu da aynı anda çıkamayacağımız anlamına geliyordu. Harry'e baktım.
"Önce sen çık." dedim.
"Ah demek tüm tehlikeye önce beni atıyorsun." dedi.
"Aynen öyle yapıyorum." dedim sırıtatak.
"Demeseydin de önce ben giderdim zaten. Yeterince uzun takıldık. Sıkıldım." dedi ciddiymiş gibi davranmaya çalışarak.
"Hayır, sıkılmadın." dedim hafif sitemle.
"Evet, sıkılmadım." dedi küçük oyununu devam ettirmeyerek.
Sonra gülümsedi. Onu bir kez faha inceledim. Soğuk havaya katşılık kıda kollu tişörtleri asla üstünden çıkmıyordu. Pekala geceleri hariç. Dövmelerini inceliyordum. Sweet Disposition'ın sözlerine denk geldiğimde yüzümde oluşan gülümsemeyi durduramamıştım.
Flashback 29.11.2012
ARIA ödüllerindeydim. Temper Trap'in de orada olduğunu öğrendiğimde aklıma gelen ilk şey onları bulmam gerektiğiydi. Birisi öylece yanınıza gelip sizden şarkınızın sözlerini yazmanızı istese garipseyebilirdiniz. Ben de garipserdim. Ama bi şey kanıtlamalıydım. Harry'le küçük bir tartışnaya tutuşmuştuk. Sweet Disposition şarkısının sözlerinden oluşan bir dövmesi vardı ve ilk bakıştan sözlerde bir yanlışlık olduğunu sezmiştim.
"Bana kızma Harry ama bu sözler kesinlikle hatalı."
Bunu söylediğimde Harry'nin girdiği o süper savunmacı tutumu unutamıyorum. Altı üstü bi dövmeydi ama onu öyle bir sahiplenmişti ki...
"Hayır değiller. Sen hatırlamıyorsun."
Bunu söylerken dövmeyi adeta eliyle kapatıp sahiplenmesi beni o zaman da güldürmüştü. Ama haklılığım konusunda ısrar etmezsem çatlardım.
Google'ı açıp sözleti bulduktan sonra
"Harry, bunu söylediğim için üzgünüm. Ama bu dövme gerçekten de yanlış." demiştim telefon ekranını çevirirken.
Sözlerin "won't stop 'til it's over, won't stop to surrender" olduğuna neredeyse adım kadar emindim. Harr'ninki ise iki sözün ortaya karışımı gibi bi şeydi. "Won't stop till we surrender."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"İnternetteki her şeye inanma Taylor. Senin şarkı sözlerini nasıl yazdıklarını bile bilmiyorsun." demişti.
Ekrana bile bakmamıştı.
Şimdi ise Temper Trap'e durumu özetlemeye çalışıyordum. Aslında olayın detaylarında küçük değişiklikler yapmış olabilirim.
"Ah, erkek arkadaşımın doğum günü çok yakında ve ona bi hediye vermek istiyorum. İşte burda bi kağıt var. Sözleri yazıp imzalayabilir misiniz, lütfen? Bunu ona vermek istiyorum." dedim.
