Bölüm 6:Bir Bowling Vakası.

51 5 0
                                    

Hayallerin olduğu sürece hayat güzeldir. Amacın vardır,isteklerin vardır ve onun doğrultusunda yürümek keyiflidir. Bir de tam tersini düşünelim. Hiçbir şeyi olmayan biri ne kadar koşabilir,ne kadar devam edebilir ? Tıkanır. Pes eder. Kural bu kadar basittir. Hayata ayak uydurabilen hayatta kalır kalanı yok olur.Kimisini ruhen kimisi bedenen. Fakat yok olma kısmı kesinlikle gerçektir. Benim ise bir amacım veya hedefim yoktu. Sadece kaybolmamak için mücadele ediyordum. Ve en önemlisi anı yaşamayı kafama kazımaya çalışıyordum. Ayaklarımın yorgunluktan sızladığını arabanın rahat koltuğuna gömülünce anladım. Gözlerimi kapatıp uyusam olmuyor muydu ? Fazlasıyla yorgundum. Ve bowlingde topu yuvarlarken topla birlikte düşüp düşmeyeceğimi düşünüyordum. Babamı saçma sorularla oyalamamamak için kulaklığımı taktım. Bir saniye,babam mı demiştim ? Kullanmadığım bir kelime olmasına rağmen gayet sıcak gayet alışıktı. Dört harfden oluşan bir kelime ne kadar samimiyse o kadar samimiydi işte. Olmayan ailemi hatırlatıyordu. Pencereye baktım ve gülümsedim. Yağmur başlamıştı. Çocukluk alışkanlığımla pencereye nefesimi verip buhar oluşunca birşeyler çizmeye başladım. Zaman çok yavaş ilerliyordu. Ta ki alışveriş merkezine varana kadar,sadece cama birşeyler çizip sıkıldım ve sıkıldım. Vakit geçiremeyeceğiniz tek şey sıkılmaktır. Bende öyle yaptım. Vardığımızda yüzümde hafif bir sırıtmayla arabadan indim. Şehrin en büyük alışveriş merkezlerinden birindeydik. İçeri girdiğimde sıcak hava buharı püskürtülmüş gibiydi,içim ısındı diyebilirdim. 

''Kitabevine bir göz atsak ? ''diye yarım cümlelerimden birini yönelttim. Babam olanca sevimliliğiyle kafasını salladı. Ellerimi çırpmamak için cebime koydum ve camekanlı dükkana yöneldim. İçeride yüzlerce kitap vardı diyebilirim. Odamın yedi sekiz katı kadardı.Belki bine yaklaşık kitap bile olabilirdi. Pembe koltuğa oturdum ve derin bir nefes alarak kitaba göz gezdirdim. Görevlilerin değişik şekilde bakışlarına maruz kalmasam daha fazla oyalanacağıma yemin edebilirim. Babamın seslenmesiyle koltuktan doğrulmam bir oldu. Sanırım görevlilerinde rahatlamasına neden oldum çünkü her kitaba dokunuyor inceliyor düşürüyor kafamı bir yerlere vuruyordum. 

''Geliyorum''diye bağırırken sesimin fazla çıktığını farkettim ve kendi kendime fısıltıyla ''Geliyorum''diyerek görevlilere selam verdim. Yapmacık bir şekilde bakıp kasadaki işlerine döndüler. Dışarıdan o kadar mı vahim durumda görünüyordum ? 

Yürüyen merdivenlerden çıkarken aşağı doğru baktım. İnsanların gülüşmeleri kulağımı dolduruyordu. Ailesiyle atışan,sevgilisiyle şakalaşan arkadaşlarıyla espriler yapan topluluklar vardı. Sırasıyla hepsi merdivevlere biniyor veya koridorun sonuna kadar geziniyorlardı. Burası iyi gelmişti sanki. İnsan olduğumu anlamıştım. 

''Doğa ? ''diye kolumu tuttu babam.

Gözlerimi kırpıştırarak kafamı salladım.

''İyimisin canım ?''

İkinci kez kafamla onay verdim. Sanırım kafa sallamak üşengeçler için üretilmiş bir hareketti. Bowling salonuna vardığımızda içerde bar gibi bir mekanı andıran ışıklandırmalar mevcuttu. Çok sevdiğim yabancı parçalardan biri çalıyordu. Hafifçe mırıldandım ve gözümü kamaştıran ışığa karşı gözlerimi kısmakla yetindim. Babam ücreti ödeyip bizim için iki çift bowling ayakkabısı alırken ben ise kırmızı deri koltukta onu bekliyordum. Babamın ''Nisa'' diye seslenişiyle kafamı o yöne doğru çevirdim. Kızın suratını hoş bir gülümseme kaplayarak babamın yanına yürümeye başladı. Bu sırada ise iki şey farketmiştim. İlki bu kızın Deniz'in yanında gördüğüm kız olması ikincisiyse Deniz'in onun arkasından geliyor olmasıydı. Yüzümün ifadesini bilmiyordum fakat mutlu görünmediğine kesinlik getirebilirdim. Kafamdaki cevapsız sorularla başbaşaydım ve başa çıktığım söylenemezdi. Hangi insan bir günde tanıdığı birinin hayatını araştırır ve merak ederdi. Ya da bunları yapan bir insan mıydı ? Vücüduma bakılırsa insandım. Fakat ruhum hala evrimini tamamlayamamış görünüyordu. 

''Selam''dedi kız ikimize bakarak. Hafifçe sırıttım. Sırıtmaya çalıştım ve moral bozukluğumu açığa çıkarmamaya özen gösterdim de denilebilir. Bir kaç saniye sonra bu konuda tek başıma olmadığımı anladım. Çünkü Deniz'in beni görür görmez yüz ifadesindeki şaşkınlık görülmeye değerdi. Bu olaya dahi umutlanacağımı sanmıyordum,ortada umutlanacak birşey yoktu.

''Çocuklar''dedi babam ''Size anlatacağım çok şey var.Nisa sanırım seninde anlatacağın şeyler var.Fakat önce şu turnuvayı bitirelim anlaştık mı  ?''

Nisa kafasını sallarken dudağını ısırıyordu. Bir süre Deniz'le bakıştılar ve babam tekrar anı böldü.

''Kim kim oluyoruz ? Kızım sen benim takımıma gel''dedi ona bakarken.

''Ben''dedim kafamı kaşıyarak.''Senle olsam olmaz mı ? ''

''Aranızda sorun mu var ''dedi Deniz'i işaret ederken.Deniz kafasını iki yana sallarken bende öyle birşey olmadığına dair konuştum.

''H-hayır.Sadece...Peki''

''Tamam o zaman''dedi.''Başlıyor muyuz ? '' Hepimiz kafamızı sallarken Deniz kulağıma doğru eğildi.Kısa süreli bir şok faciası geçirdiğime şahit olabilirsiniz. Kesinlikle ciddiyim.

''Atışlarıma dikkat et Umutsuz''dedi ''Tamam mı ? ''

''Evet''dedim.Sonra devam ettim.''Sakın atış yaparken bana karışma.Topu labutlara atmak yerine sana atabilirim''

Gözlerini baydı. Benle konuşurken yaptığı bir hareketti ve alışmıştım. Deniz'in sözlüğünde ''Fazla konuşuyorsun''anlamındaydı.''Doğa artık susman gerek''anlamındaydı. Bir saniye. Adımı bilmiyordu. Tam söylemek üzereydim ki atışını yapmaya hazırlandı ve dikkatle onu inceledim. Topu parmaklarıyla kavrayıp dizlerini kırmış topu atıyordu ki kelimenin tam anlamıyla ''Yere Kapaklandı''diyebilirdim. Babamla Nisa gülüşürken bense gülmemek için kafamı önüme eğip dişlerimi sıkıyordum. Kız konuşmaya başladığı sırada kafamı kaldırdım.

''Sana Deniz'in taktiklerine uymaman gerektiğini söylemiş miydim ? '' dedi gülmekten kızarmış gözlerini kaşırken.

Gülümsedim.Çok tanımadığım insanlara ve hoşlanmadığım insanlara yaptığım bir gülümseme olarak nitelendirebilirsiniz. 

''Sana güveniyorum '' dedi göz kırparak.

Göz kırptı öyle değil mi ? Ve sana güveniyorum dedi.Yani hem göz kırpıp hem sana güveniyorum dedi. Pekala bu gaz bana yeter.

Evet Doğa.Bir Deniz vakası yaşamak istemiyorsan topu iyice kavra.Tam ortaya hizala ve at.Zor mu ? Değil.

Düşündüklerimi ilk defa çok iyi bir şekilde uyguladım desem yalan olmazdı. Sadece bir lobut kalmıştı. Derin bir nefes alırken Deniz'inde laflarına maruz kalmadığım için rahattım.

''Biliyordum''dedi ellerini cebine koyarken.

Fazla güvenli olmasa iyi çocuktu aslında.

Umutsuz UmutlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin