Kendime geldiğimde gözlerimi kırpıştırarak etrafıma baktım.Birkaç insan başımda bekliyordu.Şaşkın tavırlarla beni seyrediyorlardı.Yerden hafifçe doğruldum.Açıklama bekler gibiydiler.Ne olduğu hakkında fikrim yokken,onlara nasıl durumu anlatabilirdim.Belki gören olmuştur düşüncesiyle kafamı onlara doğru çevirdim.
''Bana ne oldu ? ''
''Birkaç kızla tartışıyordunuz.Daha sonra kızlardan birisi seni yere itti.Bu sırada bende oradan geçiyordum.Beni görünce hızla uzaklaştılar''diye cümleleri sıraladı karşımdaki bir adam.Kafamı salladım.Biraz biraz hatırlamaya başlamıştım.
''Neden öldürmeyi becerememişler.Daha hızlı itselermiş belki beynimde bir hasar oluşabilirmiş''dedim.Bunları sesli mi söylemiştim ? Sanırım düşüncelerimi kendi içimde yaşamayı öğrendiğim gün mutlu olabilirdim.
''Anlamadım küçük''diye cevap verdi bir diğer adam.
Küçük mü ? Küçükler mutlu olmaz mıydı ? .Ailesinin eğitimi için var gücüyle çalıştığı,çocuklar sıkılana kadar sarıldığı,kızsa bile daha sonra gelip ''hadi al ye şunları''diye önüne tabak tabak meyveler koyduğu,komşulara ''benim evladım doktor olacak''diye övünüldüğü fakat çoğunun olamadığı kişiler değil miydi o küçük çocuklar ? Yoksa ben mi çabuk büyümüştüm ?
''Yok birşey.Tekrar teşekkür ederim''dedim soğuk bir tavırla.
Kötü düşmüş olmalıyım ki başımın dönmesinin yanı sıra ayağıma tam olarak basamıyordum.Burkulmuş gibi bir his veriyordu.Hafif sendeleyerek eve doğru yürüdüm.Binamızın okuluma yakın olması büyük bir şans olmalı.Biraz daha yürüseydim tekrar düşeceğime kesin gözüyle bakabilirdim.Açık pembe boyalı eski yapı apartmanın önüne geldiğimde bahçedeki kamelyada birkaç kadının oturduğunu farkettim.Hepsi birden meraklı gözlerle beni süzmeye başlamışlardı.Bu kadar belli etmelerine gerek yoktu öyle değil mi ? Üstüme baktım.Kolumda birkaç çizik dizimde sıyrıklar biraz patlamış külotlu çorabım ve düşmemin verdiği etkiyle dağılmış saçlarımla dışardan çok iyi bir izlenim verdiğim söylenemezdi.Hafif çekingen tavırlar takınarak başımla selam verdim.Beni baştan alağı incelemeye aldıklarından selamımı bile gördüklerini sanmıyordum.Anahtarla kapıyı açıp hızla merdivenleri tırmandım.İçeriye girdiğimde evin rutubet kokusunu solumam bir oldu.Ne olursa olsun bu evi seviyordum.Otuz yıl sonra bu havayı koklasam yine bu anılar aklıma gelirdi.Acıkmıştım ve daha fazla dayanabileceğimi sanmıyordum.Buzdolabında yarım şişe kola ve birkaç dilim domates vardı.Dolapta da kurumaya yüz tutmuş ekmekler beni izliyorlardı.İki dilim ekmek arasına ince domates dilimlerini yerleştirdim ve hafif asidi kaçmış kolayı bardağımı koydum.Gömleğimi çıkarıp üzerime siyah bir bluz ve eteğimin yerineyse saten taytımı giydim.Aynaya baktım.Bu halimi seviyordum.Güzel olmamak kendini sevmemek anlamına gelmezdi.Biraz gülmeye çalıştım,fakat dişimdeki teller gülüşümü çirkinleştirmek için yetiyordu.Pembe kılıflı telefonumu çıkardım,bir cevapsız arama vardı.Annemin doktoru aramıştı.Aramaya geri döndüm.Kontorumun olup olmaması umrumda değildi.Orta yaşlı adamın kibar sesi kulağımı doldurdu:
''Merahaba,buyrun ''
''Merhaba.Ben Doğa Alkar.Beni aramışsınız ama''
''Ah evet.Anneniz için aramak istemiştim''
Hafif bir heyecanla yerimden kalktım.
''Bir sorun mu var''
''Tam tersine''diye neşeyle cevapladı.''Annenizin yarın çıkış işlemlerini yaptırabilirsiniz.''
Yüzüme hafif bir tebessüm yayıldı.
''Tabi,yarın orada olacağım.Teşekkürler iyi günler''
Aynı şekilde cevap verdi ve aramayı sonlandırdım.
Annem rehabilitasyon merkezinde alkol tedavisi görüyordu.Bundan önce kaç kez tedavisinin iyi geçtiği bahanesiyle eve yollamışlardı.Fakat değişen bir şey olmuyordu.Alışveriş bahanesiyle dışarı çıkıyor kimi zaman bir şişe şararp kimi zaman ise viski ile eve dönüyordu.Sonuçsa boş bir buzdolabı,kokmuş bir ev.Havaya baktım.Gökyüzünü bulutlar kaplamıştı.Böyle havalarda her zaman karamsarlık içinde olurdum.Kasvetle dolu gökyüzü içimi sıkıntıyla doldururdu ve kötü birşeyler olacağını inanırdım.Derin bir iç çekip pencere kenarındaki ipleri sökülmeye başlamış sarı kanepeye kendimi attım.Umarım yanılırdım.Yeni bir başlangıçla hayatımıza devam etmemiz için dua ederek minik yağmur damlalarını seyretmeye koyuldum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umutsuz Umutlar
JugendliteraturO,sıradan bir hikayenin sıradan bir oyuncusu.On altı yaşında yaşıtlarından farklı bir kız.Tam çocukluğunu yaşayamamış da denilebilir aslında.Hiçbir zaman mükemmel değildi ve olamayacağının da farkında.Onun bir adı var;Doğa Alkar.Basit diş telleri,kı...