Bazen bakar ya insan.Saf saf bakar,bön bön bakar bazen gereksiz bakar ama bakar.O dakikalardaydım ve nasıl baktığım konusunda fikrim yoktu.Sanırım inanacak değildim.İnanmadım da.
''Neden bahsediyorsunuz siz''dedim adamın kollarından çekilerek.
''Nasıl inandırabilirim''dedi heyecanla.Daha sonra cüzdanının içinden kimliğini çıkardı.Soyadını gösterdi.Umursamaz gibi dursamda umursuyordum.
''Bunda ne var ? ''dedim bakışlarımı çevirerek.''Herkesin soyadı aynı olabilir,ayrıca değiştirmiş de olabilirsiniz.Kim olduğunuzu bilmiyorum''dedim tereddütler içinde.
Kafasını kaşıyarak baktı.
''13 Ekim 1998 doğumlusun öyle değil mi ? Terazi burcusun.Annenin yani eski eşimin adı da Aslı.Hatta soyadı Toran.Yanlış mı ? ''
Yutkunarak baktım.
''Bilginiz iyiymiş.Şimdi geçebilir miyim ? ''
''Böyle yapma kızım''
''Kızım mı ? Eğer gitmezseniz polisi arayacağım ya da imdat diye bağırabilirim.Hangisi ? ''dedim gözlerimi onun bakışlarına dikerken.
Önümü açtı.Soğuk adımlarla yürüdüm.Tam oturduğu banka gülümseyerek adımlar atarken yanına bir kız geldi.Bir şeyler konuştular.Kızın güzel olduğuna kanaat getirdim.Kesinlikle ayrı bir özelliği yoktu.Yani mavi gözler sarı bir saç müthiş fiziği yoktu.Ama bütünlemesine hoştu.Uzun dalgalı saçları,açık kahve gözleri düzgün bir fiziği vardı uzun boyluydu ve tarzını da beğendiğim söylenebilirdi.Kızın analizini neden yaptığımı düşünürken kararımı değiştirdim.O sırada Deniz'in beni gördüğünü farkettim.Afallamış gibiydi.
''Gelsene Umutsuz''diye bağırdı.
''İşlerim var''dedim.Oysaki yoktu.Ve şu lanet olası gurur denilen şey herşeye engel olabiliyordu.
''Yapma''dedi dudağını büzerken.''Yanında kimse yok''
''Ah,amcam burada diye seslendi daha yeni yanıma gelen adamın koluna girerek.Adam da ben de şaşkındık.Rahat tavırları olan Deniz'den başkası değildi.''Peki''anlamında kafasını sallayıp yanındaki kıza döndü.Bana dönmesi beklenemezdi.
''Gidiyor muyuz''dedi adam sevinçle.
''Sadece şimdilik''diye cevap verdim kolundan tutup hızlı adımlarla uzaklaşarak.
''Erkek arkadaşın mıydı ? ''
Garipseyerek baktım.
''H-hayır''
''Hoşlanıyor falan mısın ? ''
''Hayır.Yani.Hayır''
''O mu seni seviyor ?''
''Hayır''dedim.En emin verdiğim cevap buydu.
''Herşeye hayır deyip durma.Anlaştık mı ? ''
''Hayır''
Babam olduğunu iddia eden adam yakama asılmamak için zor duruyor gibi görünüyordu.Amacım sinir etmek değildi.Fakat dünyada başıma evet diyebileceğim olaylar gelmiyorsa hayır kelimesi çok normaldi.
''Yemek yemeye ne dersin ? ''
''Bahçeden ayrıldığımıza göre hayır''dedim kolundan çıkarak.
''Bir yemeği bana çok görme Doğa.Rica ederim''
Gözlerimi baydım ve kafamı salladım.Diyeceklerini gerekçelerini merak ediyordum.Kanıtlarını merak ediyordum.Bahçesinde küçük çocuklar için minik bir oyun alanı olan kafeye geldik.Ben köfte ve limonata söyledim.O da karışık tost ve çay aldı.Biribirimize bakıp durduk.Benim söyleyecek bir şeyim olmadığının farkında olduğunu gözlerinden okuyabiliyordum.Siparişler gelince iştahla yemek yedim.Uzun zamandır böyle şeyler yemiyordum.
''Acıkmışsın''dedi gülümseyerek.Cevap vermedim.
''Doğa ? ''
''Efendim''dedim gözlerine bakarak.Bir insan haksızsa gözlerine bakmayı seviyordum çünkü suçlu psikolojisiyle gözlerini kaçırıyordu ve açıkcası bu hoşuma gidiyordu.Değişik biriydim.
''Seni özledim''
Özledim kelimesi ne ifade ediyordu.Benim için hiçbir şey.Annemi bile özlememiş insandım.Kendi kendimi kontrol edebiliyordum ve bazen sevgisizlik de iyi geliyordu.Ne güzel sevilmiyorum yine diyobiliyor insan.Evet mazoşist bir düşünceydi fakat bende böyle biriydim zaten.
''Seni hatırlamıyorum,ve bunun için de özlemedim''dediğim an bakışlarında bir karanlık oldu.Konuyu kapatıp yemeğini yedi.Her Türk gibi yemeğini ve içeceğini aynı anda bitirdi.Ben daha devam ediyordum.Bundan fırsat bilerek tekrar konuyu açtı.
''Hiçbir şey bilmiyorsun''
Kafamı kaldırmadım.
''Annenin nasıl biri olduğunu bilmiyorsun''
Başımı yemekten çektim.Ve dikkatle dinledim.
''Aldatılan bir erkeğin yapacağı bir şeyi yaptım ben Doğa.Farklı değildi yaptığım.
''Ama''Dedim.
''Sana farklı anlattılar öyle değil mi ? Anneni üzdüğümü terkettiğimi ve evlendiğimi''
Kafamı sallarken kolumdaki bileklikle oynuyordum.
''Evet,evlendim''dedim yüzüğünü gösterirken.Ama annenle ayrıldıktan sonra değil.O sıra hastalığımla uğraşıyordum.Tedavilerim kontrollerim vardı.Daha sonra atlattım.Anneni unuttuğuma karar verince evlendim.Çünkü tek başıma idare edemiyordum.''
''Sen ciddi misin ? ''diye baktım yüzüne.
''Kanserliğin şakası olmaz.Ve aldatılmanın yalanı da.Hiçbir erkek karısı aldatmadıysa aladattı demez çünkü fazlasıyla onur kırıcı.''
''Daha fazlasını anlat''dedim.Sesim git gide küçülüyotdu.Sanki güçsüz biriyim gibi hissettiriyordu.
''Onu seviyordum Doğa.O da beni seviyordu.İlkokulda tanışmıştık düşünebiliyor musun ? Çok uzun bir süreydi.İlkokulda ders çalışıyorduk ortaokulda bakışıyorduk lisede iyice birbirimizi tanımıştık üniversiteye annenin gitmemesiyle görüşemez olduk ama hala birlikteydik.Sonra evlendik.Annenin bana evlendikten sonra soğuk davranmasıyla başladı herşey.Sen doğduktan sonra senle pek ilgilenmiyordu.Bir şirkette sekreterlik yaptı.Sürekli toplantıları bahane edip gidiyordu.Bir gün takip ettim''dedi ve yüzünü kapadı.
Gözlerimi kapatıp açtım.
''Devam etmek zorunda değilsin''
Kafasını salladı.
''Birşeyler yapmaya ne dersin''dedim içten bir sırıtışla.
''Ne gibi''
''Bowling ? '' dedim ellerimi çırparak.Sonra çocuksu olduğunu kanaat getirip cebime koydum.Kaç aydır gitmiyordum bir alışveriş merkezine ?
''İyi fikir ''Dedi parmağıyla onay vererek.Koluna girdim.Bu kadar hızlı mı güvenmeliyim iyi mi yapıyorum kötü mü yapıyorum diye düşünmedim.Şuan mutluydum.Ve mutluluk takıntılar yüzünden kaybedilecek kadar değersiz değildi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umutsuz Umutlar
Teen FictionO,sıradan bir hikayenin sıradan bir oyuncusu.On altı yaşında yaşıtlarından farklı bir kız.Tam çocukluğunu yaşayamamış da denilebilir aslında.Hiçbir zaman mükemmel değildi ve olamayacağının da farkında.Onun bir adı var;Doğa Alkar.Basit diş telleri,kı...