Eve beni yatıştırmaya çalışırken elimi yelpaze yapıp yüzümü serinletiyordum.
"eve, ben yapamayacağım galiba. çok heyecanlıyım. daha fazla heyecanlıyım. çokça heyecanlıyım. o olduğu için iki kat heyecanlıyım. bilmiyorum çok heyecanlıyım-"
"yeter kes artık manolya! kendine gelir misin? içeride herkes seni sizi bekliyor gösterinin başlamasına dakikalar kalmış sen yapamayacağım diyorsun. kendine gel artık!"
Eve'yi ilk defa bu kadar sinirli görüyordum.
Taehyung yanıma geldiğinde bakışlarımı başka yöne çevirdim.
Ve işte başlamıştık. İsimlerimiz çağırılmıştı ve biz sahneye gelip başkalarının hayatlarını oynamaya hazırdık.
"binlerce kez iyi geceler sana!" dedim Taehyung'a karşı.
"binlerce kez beter olsun gece, senin ışığın yoksa." bana her söylediği kelimede kalbim çıkacak gibi oluyordu ve bu hiç iyi değildi.
ellerimi elleri arasına aldı.
"ah, sana doyamadan mı bırakacaksın beni böyle?"
"nasıl bir doyum bekliyorsun ki bu gece?"
"aşkının katkısız yeminini benimkine karşılık."
"onu sana verdim bile, sen daha istemeden."
oynadıkça heyecan artıyordu. onunla romeo ve juliet oyununu oynamak.. garip hissettirmişti. seyirciler gerçekten çok fazlaydı.
hepsi bizi pür dikkat izliyordu, romeo ve juliet'i. belki de bu imkansız aşkın arasına motiflenen bizim aşkımızı. taehyung ile manolya'yı..
final sahnesine yaklaşmıştık, ben uyuyor bir şekilde mezarın içinde yatıyordum. taehyung da benim öldüğümü sanıp kendini bıçaklayacaktı, bunu bekliyordum. ama öyle olmadı, bıçağı yere attı ve beni elimden tutup ayağa kaldırdı.
"bu sefer değil, juliet. bu sefer ölmeyeceğim. bu sefer seninle kavuşacağız." deyip dudaklarını dudaklarıma yaklaştırmıştı ki anında geri çekildim.
"taehyung ne yapıyorsun herkes bizi izliyor."
elimi tuttu ve beni kendine çekti.
"ben rose'yi sevmiyorum, ben sadece seni seviyorum, manolya. sadece seni, hep seni."
kaşlarımı çattım. ne yapmaya çalışıyordu bu adam? şuan oyunu bitirmeden bozmuştu.
"peki kızın? o ne olacak? bu bir engel, taehyung." dedim gözlerinin içine bakarak.
"o benim kızım değilmiş, manolya. o babamla rose'nin bir oyunuymuş. ikisi bir olup beni oyuna getirmişler. rose ile de boşanıyorum. artık aramızda hiçbir engel yok sevgilim." dediğinde gözlerimi sonuna kadar açtım.
"ya yalansa söylediklerin?"
"beni en iyi sen tanıyorsun. yalan söylediğimi hiç gördün mü?"
elimi bırakıp önümde diz çöktü.
"seni seviyorum, sevgilim. seni her şeyden çok seviyorum. şimdi, benimle sonsuza kadar beraber olmaya var mısın?" dediğinde gözlerimden yaşlar düşmüştü.
ah, bu.. pay biçilemeyecek kadar değerliydi.
başımı olumlu anlamda salladım.
alkışlar yükselmeye başlamıştı.
beni kucağına aldı ve döndürmeye başladı. bir süre sonra durdurdu. nefes nefese kalmıştık.
elimi kalbinin üstüne koydum.
"evimdeyim, yine. ait olduğum yerde."
alnıma öpücük kondurdu.
"bir kere bile çıkmadın ki oradan."
romeo ve juliet birbirlerine kavuşmuştu.
taehyung ve manolya da.
sonsuza dek, daima.◜ 𝙨 𝙤 𝙣◞
ah, sanırım ağlayacağım. en sevdiğim kurguma veda edecek olmam beni büyük miktarda üzse de, çocuklarımın kavuşmalarından dolayı duyduğum sevinci hiçbir şeye değişmem.
onlar benim yaralı kuşlarım ve bir o kadar da güçlü aşıklarım.manolya'ya saf salak deyip kızmış olabilirsiniz ama o taehyung'u delicesine seviyordu ve küçük bir kızın hayallerini de yıkmamak, aile düzenini bozmamak için hep içinde sakladı, bundan erdemli bir davranış var mı?
sizlere bu kurgumu desteklediğiniz ve değerli vaktinizi okumaya ayırdığınız için çok teşekkür ederim.
birkaç dakika sonra yayımlayacağım özel bölüme de bekliyorum!
sizi seven, noralia💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
manolya² ⚘ kim taehyung ✓
FanfictionManolya'ya, "bugün benden gideli tam tamına üç sene oldu, sevgilim." seni çok seven Taehyung'un. ━'manolya'nın devamıdır, ilkini okumanız şiddetle tavsiye edilir. to; @minklayy tamamlandı.