25; Kanıtı

2.2K 153 117
                                    

"BLACK!! Sonunda yakaladım seni, duyduğuma göre cesaretini toplamışsın?!"

"Selam... Dorcas."

"Başardığına inanamıyorum dostum. Sahiden inanamıyorum."

"Başardım ama."

"İnanamıyorum ya."

"İnan, Dorcas."

"Uuuu. Tamam. İnandım." Piercingli kız gülüp koridorda ilerlemeye devam etti. "Bir ara çifte randevu yapar mıyız?"

"Tabii! Listeye ekleyeyim sizi," bunu kaç kişiden duymuştu hatırlamıyordu bile.

Sirius iksir sınıfına giden merdivenleri çabucak indi, sınıfın girişine gelince kafasını uzattı. Slughorn herkesin dikkatini çelen şeyi görmek için girişe baktı. "Sirius Black, girin lütfen," dedi eliyle hızlı olmasını söyleyerek. Bir odaya girince tüm bakışların üzerinde olmasına alışkındı, ama görünüşünden ve engel olamadığı asil tavırlarından, ağırbaşlı özgüveninden ve saçını düzeltiş şeklinden çok; sahip olduğu arkadaş grubunun okulda yıllardır büyüyen ününden kaynaklandığının farkında değildi. Şimdiyse bakışları her zamankinden çok hissetti. Usulca yerine, James'in yanına oturdu.

Remus önündeydi.

Bir süre cüppesinin kapüşonuyla oynadı. Olabildiğince temas hâlinde olmayı seviyordu onunla. Defterinden küçük bir parça koparıp yazmaya başladı, "seni çok özlüyorum rem". Sıranın kenarından ona uzattı.

Remus kağıdı aldı. Bir süre sonra geri uzattı. Sirius kucağında açıp okudu, "ben de seni özlüyorum."

Düşündü. "bu gece benim yatağımda yatar mısın?" Profesörün arkası dönükken ona uzattı.

"olur. sana kızgın olmadığımı yedi kez söyledim." Remus'un verdiği geç cevap buydu.

"ama mutlu da değilsin. anlayabiliyorum" Hızlıca çiziktirip geri yolladı.

James kulağına fısıldadı. "Sayfaların biterse söyle, abi. Belki satarım sana."

İki dakika geçti ve Remus hâlâ kağıdı yollamamıştı. Sirius sırtında hayali delikler açıyordu. En sonunda Slughorn beher dolabını karıştırırken Aylak elini aşağıdan geriye uzattı. Sirius ellerinin temasını iyice uzatarak kağıdı almaya dikkat etti.

"mutluyum" yazıyordu sadece. Sirius başını iki yana salladı. Yalnız kalabilecekleri bir an bulsa, her şeyi yoluna sokacaktı. "quidditch'den sonra beni bekle?" Bu sefer kağıdı ensesine sıkıştırdı. Remus sessizce gülmüştü.

"Neye güldün?" O da Peter'ı Sirius'un James'e yaptığı gibi duymazdan geldi ve, saniyeler sonra, cevabını uzattı. "her zaman bekliyorum sirius". Doğruydu.

***

Karanlık Sanatlara Karşı Savunma'dalardı ve Sirius James'in defterine gözlüklü bir trol çizmekteydi. Profesörü yarım yamalak dinliyordu, "...cansararlar ile ilgili ödevlerinizi okudum ve en çok kimin çalışmasını beğendiğimi paylaşmak istiyorum. Bay Lupin, sizi tebrik ederim," hemen yaptığını bırakıp önünde oturan Aylak'ın kumral saçlarına baktı. "F.Y.B.S.'den Olağanüstü almamanız yazık olur. O yüzden dersteki başarınızı sürdürmenizi dilerim."

Sınıftakiler imrenerek Remus'a bakıyordu şimdi– gerçekten de Remus K.S.K.S.'de her zaman iyi olmuştu, bu şekilde övgü almayı da kesinlikle hak ediyordu. Sirius suratına yayılan gülümsemeyi engelleyemezken, James Remus'un sırtını sıvazladı.

***

"Hey kaptan, iki dakika konuşabilir miyiz?"

James kafasına diktiği suyu bitirip Ritchie'nin yanına gitti. Saçları terli terli alnına dökülüyordu ve yanakları kırmızıydı. "Tabii."
"Şey..."

Ay Işığı | WolfstarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin