𝟏𝟖 | ilk seni seviyorum ve bir miktar utanç

3.2K 188 444
                                    


Odaya gidene kadar birbirlerine dokunamadan duramadılar. Gatsby'nin dudakları Remus'un dudaklarından çenesine, boynuna, kulağının arkasına kadar her yerine kayıyordu. Remus'u anın yarattığı adrenalin o kadar ele geçirmişti ki uzun adama nasıl asıldığını, kalçasını kıvırıp kendini ona nasıl sürttüğünü belki de hatırlayamayacaktı bile.

Ama uzun olanın inlemesini unutmayacaktı.

Koridorun sonundaki kapıyı el yordamıyla araladığında hızla Gatbsy'yi gömleğinin yakasından tutup çekti odaya. Yatağa gitmeden dudaklar yine birbirini buldu ama uzun sürmedi.

Karşısındaki adamın onu ne kadar istediğinin farkındalığının yarattığı cesaretle yatağa oturdu. Ellerini yatağa dayamış bacaklarını hafifçe aralamıştı, ela gözlerini grilere kenetlemişti.

"Benim için soyunur musun?" diye sordu sakin bir sesle karşısındaki adama.

"Orion." dedi arzudan dolayı hırıltı gibi gelen sesiyle, Gatsby. "Adım, Orion."

"Soyun, Orion."

Orion - ya da alışık olduğu şekilde Gatsby, ama ona kendi ismiyle seslenmek her şeyi daha güzel hale getiriyordu - Remus'un üstünde baskınlık kurma şekliyle sanki mümkünmüş gibi daha da tahrik olduğunu hissetti ama sevdiği adama dokunması için önüne bir engel daha çıktığı için sinirlenmişti de. Remus görsel şölen istiyorsa ona daha sonra yapacağı üzerine bildiği bütün tanrılara yemin etti, şu an yapabildiği tek şey küçüğünün emirini olabildiğince çabuk yerine getirmekti. Eh, Remus'un öpüşmekten kızarmış dudakları ve baygın bakışlarıyla önünde uzandığı faktörünü de göz önüne aldığımızda, olabildiğince çabuk gerçekten kısa bir süre oluvermişti.

Gömleğini eteklerinden tutup sertçe iki yana çekerek düğme sorunundan kurtuldu. Ardından bunu çoraplar ve pantolon da izlediğinde Remus önündeki şaheseri uzun uzun inceledi.

Sadece maske ve iç çamaşırıyla birinin bu kadar seksi olacağını düşünememişti.

Orion'a yanına gelmesi için bir davet olsun diye eşofmanının üstünden kendini okşadı. Çok sertti. Karşısındaki adam da ondan farklı sayılmazdı. Üstelik baksırının üstünden bile ne kadar büyük olduğunu fark edebiliyordu.

"Kendine beni düşünürken dokunuyorsun. Bunun bana neler yaptığının farkında mısın, Remus? Yaptıklarının sorumluluklarını almalısın." yataktaki bedene eğilip günün en sert öpücüğüyle taçlandırdı dediklerini. Dilinin daha derine ulaşması için tek bacağını yatağın üstünde, Remus'un yanına yaslayarak pozisyon değiştirdi.

"Belki de sorumluluklarımı ağzıma almak istiyorumdur." dedi inlercesine Remus. Bütün bu cesareti nereden aldığını bilmiyordu.

"Bir bakire göre çok kirli bir ağzın yok mu sence de?" Bir öpücük daha.

"Ağzımla daha neler yapabileceğimi de görmelisin."

Orion cevap vermeyip yerlerini değiştirdi. Şimdi yatağın kenarına oturan kendisi, önünde ayakta duran Remus'tu. Bir öpücük daha paylaşmaya niyetlendi ama Remus'un planları başkaydı. Orion'un uzanan dudaklarını yok sayıp önünde dizleri üstüne çöktü ve kumaşın üstünden dudaklarını sertleşip sızdıran alete bastırdı. Bu kadarcığı bile Orion'un gözlerini kapatıp genizden bir hırıltı bırakmasına yetmişti.

Remus küçük hareketinin dolaylı yoldan takdir edilmesinin getirdiği cesaretle aralarındaki fazla kumaş parçasını çıkardı. Beklediğinden bile büyük olan aletle kısa bir bakışmanın ardından Orion'un uzun süredir hayallerini süsleyen şeyi yaptı.

the great gatsby ☰ wolfstar, textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin