Hıçkırarak kalktı yataktan nefes. Kâbus... Lanet olası bir kâbustu.
N: şükürler olsun.
Telefonunu bulup hemen tahiri aradı. Telefon çalıyordu. Fakat açan yoktu. Tahir asla nefesin telefonunu açmamazlık yapmazdı.
N:hayır hayır!
İçindeki kötü his kendini belli ediyordu. Üzerini değiştirdi ve hemen arabasına binip sürmeye başladı. Yolda giderkende arıyordu. Ama açan yoktu. Tahir'in evine geldiğinde hızlıca anahtarı kapı deliğine soktu. İçeri girdiğinde sehpanın üzerinde iki kadeh vardı. Yerde elbiseler. Birinde ise ruj izi.
N:h-hayır. Hayır. Lütfen.
Hızlı adımlarla yukarıya çıktı. Odanın kapısını açtığında yatağın bir tarafında çıplak bir kadın bir tarafında ise Tahir yatıyordu. Yüz üstü sırtı dönüktü.
Ellerini ağzına bastırdı nefes ve koşa koşa çıktı evden. Arabaya bindiğinde bağıra bağıra ağlamaya başladı.
N:bunu yapmış olamazsın! Bana, bize bunu yapmış olamazsın!
Direksiyona vurmaya başladı. O gece boyu kabuslar görürken Tahir onu aldatmış mıydı? Hani gemide kalacaktı.
N:Allah kahretsin! Allah kahretsin!
Arabayı çalıştırıp sahile sürmeye başladı. Tahir'i... Sevdiği adam... Sevdası... Karadeniz'i... Neden yapmıştı bunu? Nasıl yapabilmişti? Ölmek istiyordu. Yok olmak istiyordu. Bu acı... Tarif edilemez derecede canını yakıyordu. Oysa ona herkesten fazla güvenmişti. Bütün dünyası o olmuştu. Sahile geldiğinde çöktü yere.
N:senden nefret ediyorum! Nefret ediyorum!
Çıldırmış gibiydi. Kalbi paramparçaydı. Hesap sormak istiyordu. Nefretini ona kusmak istiyordu. Ama yüzleşecek gücü yoktu. Başkasına öpmüş dudaklarını, başkasına sevmiş ellerini, başkasının ellerinin kaybolduğu saçlarını, başkasına ait olan gözlerine bakmaya dayanamazdı. Ölüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnci Tanesi
FanficBen susmak zorunda kaldım... Ben ölmek zorunda kaldım... Sen oku kelimeleri gözlerimden... Ben seni çok sevdim...