Karşısında sessizce oturan çocuğa baktı Hoseok. Zaten ne gibi bir ses çıkartabilirdi ki? Derin bir nefes aldı, böyle bir durumda ne ile başlayabilirdi ki?
Hoseok oturduğu koltuktan yavaşça ayağa kalktı ve irkilip kendisine bakan çocuğa doğru yürüdü. Önünde dizlerinin üzerine çöktü ve ona alttan bakmaya başladı.
Hoseok, işaret parmağını havaya kaldırdı ve Yoongi'yi gösterdi. Ona ismini öğretmek başlangıç adımı için gayet uygundu. "Min Yoongi." Tek tek her heceye baskı yaparak sesli bir biçimde söyledi Hoseok.
Yoongi ise ona hala anlamaz gözlerle bakıyordu. Hoseok kaşlarını çattı, bunda anlamayacak hiçbir şey yoktu. Bir kez daha aynısını yaptı. "Min. Yoongi." O an ufak bir parıltı kondu çocuğun göz bebeklerine.
Bembeyaz elini kaldırdı ve işaret parmağıyla kendini gösterdi. Hoseok gülümsedi, hızla başını salladı. Çocuğun konuşmasını sabırla bekledi ama hiçbir gelişme yoktu. İç geçirdi ve ayağa kalkarak başta oturduğu koltuğuna geri döndü.
Zor bir iş olacaktı, ama deneye katkısı olacağı için yüklü miktarda para ve şöhret elde edecekti. Zaten ünlü biriydi fakat bu fırsata da hayır demesi beklenemezdi. Muhtemelen dış ülkelerde bile tanınacaktı bu sayede.
Bunun dışında önündeki çocuğa yardım etmek bir anlığına ona çok cazip gelmişti. Aslında hiçbir sebebi yoktu, sadece istemişti ve yapıyordu.
"Anlaşılan bu biraz zor olacak.." Kendi kendine konuşuyormuş gibi hissetti Hoseok. Zaten karşındaki kişi seni anlamadığında da aynı şey olmuyor muydu? Hoseok kafasını sağına çevirdi ve dış kapıya baktı.
"Bir süreliğine seni dışarı çıkaramam. Ama evde de birbirleriyle konuşan kişiler olmalı ki kelimeleri öğrenebilesin.." Bir süre düşündü Hoseok. Hem bundan hiç bahsetmeyecek birisi, hemde çok konuşan birisi olmalıydı. Kaşlarını çattı. Kim olabilirdi ki?
Hoseok, aklına gelen kişiyle hızla telefonunu çıkardı. Doğru ya! Daha önce nasıl aklına gelmezdi bu isim. "Alo, hyung. Evime gelebilir misin acaba?" Karşıdan gelen onaylama sesleriyle Hoseok bir kez daha gülümsedi.
Bir-bir buçuk saat geçen sessizlikten sonra kapının çalınmasıyla, Hoseok bir çocuk edasıyla hızla kalktı ve gülerek kapıyı açtı. Karşısında gördüğü Hyung'una sıkıca sarıldı. "Hoşgeldin hyung~"
Hoseok, Seokjin'den ayrıldıktan sonra Seokjin'de sıcak gülüşüyle "Hoşbuldum Hoseok." dedi ve karşısındaki çocuğun saçlarını karıştırdı. Seokjin, Hoseok'u beklemeden içeriye geçtiğinde koltukta oturan çocuğu gördü ve şaşırdı.
"Hey, Hoseok. Bu kim?" Hoseok Seokjin'in yanına geldi ve koskocaman bir gülümseme bahşetti Yoongi'ye.
"Kendisi Min Yoongi! Benim yeni hastam." Seokjin şaşkınlıkla Hoseok'a baktı. Anlaşılan her şeyi baştan anlatmalıydı..
***
Hoseok Seokjin'e her şeyi anlattıktan sonra Yoongi'ye baktı. Bir ihtiyacı olursa ister diye düşünüyordu, ama çocuk yaklaşık 5 saatten beri hiçbir şey istemiyordu.
"Peki bana neden ihtiyacın var?" Seokjin'in sorusuyla Hoseok ona döndü ve gülümsedi. "Bir bebeğin yanında hep anne-babası olur ve onunla konuşur. Bu yüzden, aynı şeyi uygulamak istiyorum. Tek başıma konuşamayacağımı varsayarak, hem kimseye bu durumu anlatmayacak hem de çok konuşacak birisini bulmam lazımdı. Ve ilk aklıma sen geldin hyung!"
İkisi de güldü ve Seokjin başını salladı. "Anladım Hoseok. O zaman, hadi bu ufaklığı hayata döndürelim!"
"Yoongi'ye hayatı verelim..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can't Talk 《Sope/Yoonseok》✔
ФанфикYoongi gerçek ailesi tarafından para karşılığı bir denek olarak verilir. Bu deneyde bir insanın uzun süre konuşmaması ve etrafındaki hiç kimseyi duymaması sonucu, kişinin konuşma refleksinin kaybolup kaybolmayacağı araştırılır. Hoseok ise onun sonra...