Mutlu Aile Tablosu -1-

538 74 71
                                    

Yoongi kaşlarını çattı ve yanındaki sürücü koltuğuna oturmuş Hoseok'a baktı.

"Senin bana yeniden bir deney yapacağını söylemişti babam?"

Hoseok kaldırdığı kaşlarıyla Yoongi'ye baktı. Aklının ucundan dahi böyle bir şey geçmedi onun, ama Bay Min için bu daha farklıydı.

"Baban pisliğin teki. Ben asla öyle bir şey yapmayı düşünmedim bile.."

Seokjin arka plandan Jeongguk'u ezerek fırladı.

"Hatta seni kurtarıyoruz!!"

Yoongi hafifçe gülümsedi. Korkuları onun yanındaki insana olan güvenine köstek olmuştu.

"Hoseok, özür dilerim. Sana güvenmediğim için.."

Hoseok arabayı sürmeye başladığı zaman şaşkınca Yoongi'ye baktı. Çok yol kat etmişti Yoongi, başta hiç kimseydi o. Kimsesizdi, kimseydi.

Şimdi bir arkadaşı bile vardı. Jeongguk.

"Ay bu arabada çok rahatsızmış.. Patronunuza söyleseydiniz ben size daha rahat, daha güzel bir araba alıverirdim."

Jeongguk'un yakınmasıyla hepsi bir ağızdan kıkırdadı. Öğlenin ortasıydı, ama onun korkacak hiçbir şeyi yoktu. Yoongi, Jeongguk'dan bu dersi aldı.

Korkmayacaktı.

"Ya bir şey diyeceğim Jeongguk aşkım, çok rahatsızsan kucağıma gelebilirsin. O daha rahattır."

Bu sefer Jeongguk dışında herkes kahkaha atmaya başladığında, Jeongguk homurdanarak Seokjin'in kucağına oturmuştu.

Yoongi Seokjin'den de bunu öğrenmişti. İstediğini söylemeyi, cesaretli olmayı.

"Az kaldı merak etmeyin."

Yoongi Hoseok'a baktı. Gülümsedi. Ondan tüm yaşamı öğrenmişti. Mutlu olmayı, üzgün olmayı, güvenmeyi, sevmeyi, ağlamayı, gülmeyi, en önemliside kendini öğrenmişti.

Hoseok, ona kendi olmayı öğretmişti.

"Bu arada.. nereye gidiyoruz?"

Bu soruyla hepsi kısa bir sessizliğe büründü. Ardından ilk Jeongguk konuşmaya girdi.

"Şey ben burada aranıyorum o yüzden farklı bir şehire gidiyorum."

Ardından Seokjin konuştu.

"Bende o gittiği için gidiyorum."

Jeongguk kucağında oturduğu kişiye homurdanmaya devam ederken, Hoseok konuştu.

"Şey benimde şehir dışında bir işim çıktı."

Yoongi hepsine gülmeye başladı. Onu şehir dışına kaçırıyorlardı(?) bir nevi.

"Hayır yani zaten zengin babamız var niye uğraşıyoruz.. LET'S GOOO!!"

Yoongi ingilizce olduğunu düşündüğü cümleyi kendi diline çevirmeye çalışıyordu. Okulda ingilizce görmüştü, fakat normal seviyede değildi.

Hoseok, ne düşündüğünü anlamış olacak ki gülümseyerek kendi dillerinde çevirisini yaptı.

"Let's go, hadi gidelim demek."

Yoongi ufak bir şaşırmış artı anlamış nidasında sesler çıkartırken, Seoul'den çıkmışlardı ve Busan'a doğru gidiyorlardı.

Yoongi dudaklarını büzdü. Kendi memleketini 1 yıl önce öğrenmişti ve orayı çok sevmişti.

"Busan yerine Daegu'ya gidebilir miyiz?"

Herkes şaşkınlık içerisinde Yoongi'ye bakmaya başladı. Hoseok güldü ve kafasını sallayarak direksiyonu çevirerek yolunu Daegu'ya yöneltti.

Yoongi ona bakıp gülümsedi. Aklında dolanan tek soruyu cevaplandırmak istiyordu. Bu yüzden doğrudan sormaya karar verdi. Aynı Seokjin gibi.

"Sonsuza kadar hep beraber kalabilir miyiz?"

Jeongguk Seokjin'in kucağında zıplayarak bağırdı.

"Tabii ki!!"

Diğerleri de gülerek onaylamaya başladılar. Gerçek bir aile tablosu gibiydiler. Şimdiye kadar tamamlanamamış küçük, ama büyük etkisi olan bir tablo.

Daegu'ya vardıklarında Hoseok ve Seokjin ev satın almak adına küçük bir araştırma yapacaklarını söyleyip ayrılmışlardı.

Tek başlarına kalan Yoongi ve Jeongguk, ne yapabileceklerini sorguluyorlardı.

"Özel pek bir şeyi yok galiba buranın?"

Yoongi kafasıyla onay verdi. Bildiği kadarıyla bir özelliği yoktu Daegu'nun. Bu yüzden en sonunda öylece sokaklarda dolaşmaya karar verdiler.

"Ay ben lolipop istiyorum... Sana da alayım mı bebek Yoongi?"

Yoongi homurdanarak cevap verdiğinde Jeongguk gülerek satıcıya yaklaştı ve 2 tane lolipop aldı.

Şimdi küçük çocuklarmışçasına sokaklarda ellerinde lolipoplarıyla geziyorlardı.

"Mutlu musun?"

Yoongi şaşkınca kendisine sorulan sorunun sebebini düşündü. Mutlu olmaması için bir neden yoktu.

"Bunu senin sorman çok tuhaf Jeongguk.. ama evet, mutluyum."

İkiside bir süre kıkırdadıktan sonra Jeongguk, Yoongi'nin okul için kaydının buraya alınması gerektiğini sürerek en iyi okulu aramaya başlamıştı. Kendi yollarıyla..

"Abi bir baksana bana, Daegu'da ki en güzel soyulacak okul hangisi? Ha o mu? Tamamdır sağol."

Yoongi saf saf bakarken Jeongguk çoktan onun kolundan çekmeye başlamış ve diğer okullara göre oldukça büyük olan bir okulun önünde durmuşlardı.

"Aha da burası."

Yoongi itiraz etmek istese de Jeongguk onu içeriye sokup nakil işlemlerini bile halletmişti. Hırsızlık yaparken bu kadar da hızlı herhalde, diye düşünmeden edemedi Yoongi.

En sonunda Hoseok'larla tekrardan buluşup ayarladıkları eve doğru yol aldılar. Yoongi içindeki heyecan kırpıntılarına anlam yüklemek istemese de, nedenini çok iyi biliyordu.

Hoseok'un yanına yavaşça ilişti ve elini tuttu. Hoseok bunu fark edip ona ufak bir gülümseme sunduğunda parmaklarını birleştirdiler, elleri bir bütün oldu.

"Şimdi ev taşıyacağız... Tembellik eden olursa camdan aşağı atarım ona göre!"

***

Oha Sachiko bölüm atıyor way be.

Yani ölmedim falan filan yaşıyorum maşallah.. ee 1.16K falanız.. SAĞOLUN??

Reklam? Diğer ficlerime de bakın? Reklam bitti?

Benden reklamcı yada satıcı falan olmazmış KDHAKSJSO

Neyse kendinize iyi bakın UwU 💜

Can't Talk 《Sope/Yoonseok》✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin