Aynı

560 86 53
                                    

İyi okumalar 💜

Hafif soğuk bir duş alıp odasına geçen Hoseok, Yoongi'nin gittiği varsayımındaydı. Ev tamamen büyük bir sessizlikle baş başaydı. Bu da ister istemez varsayımını güçlendiriyordu.

"Bence önce etrafına bakmalıydın. Hani en azından şu anda çıplaksın falan? Ya tecavüzcü olsaydım?"

Hoseok'un çığlığı ve üstünü kapatma çabaları, Yoongi'nin onun bu haline kıkırdayan sesi, hepsi hayatlarını neşeli hale getirmişti bir anda.

Biliyorlardı ki, o gün geldiğinde, en berbat hisleri bir kez daha kalplerinde ev sahipliği yapacaktı.

Biliyorlardı ki, o güne en kötü gün demelerine rağmen daha kötüsü yine gelecekti.

Çünkü, özellikle bir terapistin görüşü olarak, asla hayat her zaman iyi veya kötü olmazdı. Her zaman tekrardan bir ortaya dönüş yaşanırdı.

"Yoongi sen niye gitmedin?"

Yoongi umursamazca omuzlarını silkti ve Hoseok'a doğru birkaç adım attı. Kelimeler ve cümleler onun için zor olabilirdi, ama her zaman vücudu, onun en büyük kağıdı ve kalemi olmuştu.

Birisi onu tam şimdi durdursa, yemin edebilirdi, yemin edebilirdi ki, yüzüne sert bir yumruk atardı. Hiç beklemezdi.

Bu yüzden sanki çok acelesi varmış gibi Hoseok'un boynuna kollarını sardı, parmaklarının ucuna çıktı ve dudaklarını karşısındaki, o uğruna ölebileceği kişiyle birleştirdi.

Dışardan birini böyle görseler, ikiside iğrenirdi. Ama bu aslında çok farklıydı.

Özellikle içine duygu koyduklarında, artık dudakları sadece kalpleri oluyordu. Dilleri iki büyük damar, sesleri en muhteşem kan oluyordu.

Biri bile olmasa, her şey eksik gibiydi. Ne zaman dudakları artık dayanamasa, nefesleri yetmese, ancak o zaman zorla duruyorlardı.

Aynı, bir kalbin yavaşça hayatını yitirmesi gibi.

Aynı, bir insanın ruhunu bir hiç uğruna kaybetmesi gibi.

Aynı, birbirine her aşık olan iki insanın sonunda parçalanması gibi.

Can't Talk 《Sope/Yoonseok》✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin