Kısa bir aradan sonra selam!
"Ben seni sonra arasam olur mu?" diyerek telefonu kapattım.
Ne işi vardı bunun burda?
Yanından geçeceğim sırada kolumdan tuttu. "Asya..."
"Ne var?" cevap vermediğinde elimi saçlarıma daldırdım.
"Neden sürekli etrafımdasın? Kimsin sen? Ben seni nerden tanıyorum? Ege, Ege, Ege! Kimsin? Herkes kim olduğunu biliyor ama ben hatırlayamıyorum! Sadece..." söylemekle söylememek arasında kalmıştım.
"Sadece... Çocukluk arkadaşım olduğunu biliyorum. Ama hatırlayamıyorum." sesim kısılmıştı.
"Asya ben-"
"Kendimi sakinleştiriyorum. 'Asya sakin ol. Zamanı geldiğinde sende her şeyi öğreneceksin.' diyorum. Ama yok! Herkes her şeyi bilirken benim salak yerine konmam acıtıyor."
Derin bir nefes alıp geri çekildim.
Ağlıyordu.
Ağlıyordum.
Baktı.
Baktım.
Gözlerimi gözlerinden ayırmadan konuştum. "Git ve ben gerçekleri öğrenmeden sakın karşıma çıkma!"
İkimiz içinde en iyisi bu olacaktı. Bir daha karşılaşmamak ikimize de iyi gelecekti.
1 hafta sonra...
Bir hafta boyunca okula gitmemiştim. Ne ben Ege'yi, ne de Ege beni görmemişti.
Evden çıkmamıştım ki görsün! Bir hafta boyunca ailemle yüzleşmemek için kendimi zor tutmuştum.
Ama dayanamıyordum. Yüzleşmek, her şeyi öğrenmek istiyordum. Zamanı vardı. Kanıt gerekiyordu.
Mesaj atan ama kim olduğunu bilmediğim stalker şirkete gitmem gerektiğini orda bir şeyler bulabileceğimi söylemişti.
&
Evde kimse yoktu. Tek başıma nutfakta bir şeyler yerken telefonuma mesaj geldi. Ekranı açıp kimden geldiğine baktım.
Stalker: Gittin mi?
Siz: Evet.
Yalan söylüyordum.
Stalker: Herkesi kandırabilirsin ama beni asla.
Stalker: Yalan söyleme bana. Ben seni düşünüyorum.
Siz: Tamam be! Şu yemeği yiyeyim çıkıcam.
&
"Babamın odasına girmek istiyorum!" diye bağırdım amcamın adamlarına.
"Asya hanım yıllardır o odaya amcanızdan başka hiç kimse girmedi. Ve girmesi yasak."
"Bana bak, bu şirket amcamın olduğu kadar benimde. Unuttun mu miras kaldı?" dedim ukalaca.
Ve devam ettim. "Kovulmak istemiyorsan aç şu kapıyı."
Adam bir süre bana baktı. Sonra kapıyı açtı. "Sabahtan belli yapacağın tek şey buydu. Boşuna zaman kaybettirdin bana." diyerek içeri girdim ve kapıyı kapattım.
Masanın üzerinde abim ve benim çocukken çekindiğimiz bir fotoğraf vardı. Gözlerimin dolduğunu hissettim.
Kendimi sıkmadım ve yaşın gözümden düşmesine izin verdim. Kendimi toparlayıp amcam gelmeden bir şeyler bulmak için çekmeceleri karıştırmaya başladım.