Hatırlatma*
_Ne demek oluyor?
_ Aishh Bongshii bu kadar saf olma. Tabiki evlenmek oluyor.Evlenmek diyince duraksadım.
Evet 18 yaşında olabilirim ama hâlâ küçük hissediyorum sanırım hazır değilim.
Biraz daha sevgili kalsak olabilir._ Jimin dedim soluk bir sesle
_ Efendim hayatım ne oldu sana birden mutsuz oldun. Yoksa sana saf dedim diye mi bozuldun?
_ Ah hayır tabiki ben....evlenmek istemiyorum. Yani şimdilik bir süre böyle kalsak?Jimin cevap vermedi.
Gözlerindeki hüzünü görebiliyordum. Onu üzmek cidden istemiyorum ama evlenmek için gerçekten çok erken.
_ B-bong S-soo sen ciddi misin?
_ Evet... Üzgünüm. Seni gerçek-
_ Tamam Bong Soo bu konuyu şimdi konuşmayalım. Yalnız kalmaya ihtiyacım var.
Daha cevap veremeden yukarıya çıktı.Kapısına kadar çıktım.
Kapıyı tıkladım.
_ Jimin! Kapıyı açar mısın? Konuşalım.
Ses gelmedi. Ancak hıçkırık seslerini duymak çok da zor değildi.
_ Jimin!
Dedim tekrar.
Ses gelmişti ama boğuk bir sesti.
_ Ben konuşmak istemiyorum. Git buradan!
_ Jimin... Özür dilerim. Ne olur aç kapıyı.
_ Sana git buradan dedim!Bir kaç dakikadır kapıda bekliyordum.
_ Tamam o zaman . Sen açana kadar bende burada beklerim.Dedim ve kapının önüne oturdum.
Hâlâ açmıyordu. Onun için endişelenmeye başladım.
Kapıyı açmam gerekirdi.Aşağı odalardan birine rastgele girdim. Dolaplardan bir umutla yedek anahtar olabilir diye bakıyordum.
Aishhh hiç bir yerde yok.
Başka bir odaya baktım. Çekmecelere rastgele baktım.
Bir kutu vardı . İçinde de bir kaç anahtar.
Hızla jiminin odasına koştum.Anahtarları denemeye başladım.
Bir kaç denememden sonra açıldı.
Bir hışımla odaya girdim.
Odada yoktu.
Ama banyonun kapısı kıyık bırakılmıştı.
Adımlarımı oraya yönlendirdim.Kapıyı açıp içeriye göz gezdirdim.
Jimin yere oturmuş ağlıyordu.
Tanrım kolları!
Kırık bir cam parçası yanında duruyordu._ Jimin ne yaptın sen!
Sadece ağlıyordu.
Hızlıca sağlık çantasını getirip. Ona pansuman yapmaya başladım.
Jimin kol çekiştirmeye başladı.
_ Bırak yapmaaa!
dedi sesini zoraki çıkartarak.
_ Jimin kendine gel! Çok kan kaybetmemelisin.Kolunu sardıktan sonra yanına oturdum. İkimizde yerde oturuyorduk.
Başını omzuma koyup bir elimi tuttu.Hiç bir şey söylemiyordum. Ne diyebilirdim ki?
Yorgun bir sesle jimin konuşmaya başladı
_ Neden Bong Soo? Neden? Evlensek çok mutlu olacağız. Bekletmesek birbirimizi.... Ben... Korkuyorum
_ Neyden? dedim yere bakarak mümkün olduğunca yüzüne bakmamaya çalıştım.
_ Diyelim ki senin dediğini yapıp evlenmedik ya karşına benden daha iyisi çıkarsa? Ya beni bırakırsan?Sonlara doğru sesi kısılmıştı.
_ Öyle bişi olmayacak . Çünkü senden daha iyisi yok ki
_ Bong soo öyle deme. Bak ne olur evlensek ha? Çok mutlu olacağız sana söz veriyorum.Uzunca düşündüm . Şuan evlenmek istemiyordum.
Jimin konuşunca düşüncelerimden ayrıldım
_ Bişi demiyecek misin?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY TEACHER JİMİN
Teen Fiction_ Sever misin beni? Ömrün boyunca? _ Severim seni... ömrüm boyunca. _ Bırakmazsın değil mi beni? _ Bırakmam seni. _ Seversem üzmezsin değil mi? _ Üzmem. ............