KAVGA

25 2 0
                                    

Gözlerimi  yavaşça  açtığımda  havanın  karanlık  olduğunu  gördüm.
Çok  uyumamıştım  galiba.

Yataktan  kalkıp  salona  geçtim.

İlk  gördüğüm  Savaşın  koltukta  oturur  pozisyonda  uyuması. Başını  arkaya  yaslamıştı.

Gömleğinin  iki üçü  düymesi  açıktı.

Uyurken  bile  çok  korkutucu  görünüyordu.

Odaya  geçip  Savaşın  üzerini  örtmek  için  bir  şey  aradım.

Ama  daha  sonra  aklıma  birşey  geldi.
O beni  kaçırdı. Üstelik  o  bir  katil  onu  düşünmemeliyim.

Hatta  ona  kötülük  bile  yapmalıyım.

Uykusuna  haram  kata  bilim  mesela.

Salona  yeniden  geçtiğimde  gördüğüm  şeyle  şaşırdım.

Savaş  sigarayı  söndürmüştü.

İşin  garip  tarafı  ise  o  benim  dediğimi  asla  yapmazdı.

Neden  buna  mutlu  olmuştum?

Koltuğa  geçip  oturdum.

Aslında  babamı  özlüyordum.

Kaç  yıl  bana  baktı. Okutdu, büyütdü.

Şimdi  de  yaptıklarını  hatırlayınca  insan  çok  kötü  oluyor.

Hayat  yüzüme  gülmemeye  yemin  etmiş  gibi.

Savaş  esniyerek  kıpırdandığında  düşüncelerimden   sıyrılıp  Savaşa  baktım.

Gözlerini  yavaşça  açıp  başını  yukarı  kaldırdı.

Beni  gördüğünde  gülerek
"Beni  seyretdiğini  bu  kadar  belli  etmesen"
Dedi

"Hiç  havamda  değilim" dedim  ayağa  kalkarak.

Babam  aklıma  geldiği  için  modum  ölmüştü.

Odaya  geçiceğim  zaman
"Hazırlan  gidiyoruz" dedi

"Nereye?"dedim. Ona  bakarak.

Vestiyerden  montunu  götürerek
"Cehenneme"diyip  evden  çıktı.

Bu  kadar  ters  bir  insan  tanımamıştım  hayatımda.

İnce  bir  gömlek  vardı  zaten  benim  üzerimde.

Ayakkabılarımı  giyinip  evden  çıktım.

Savaş  anahtarla  kapıyı  kitleyip,  anahtarı  yeniden  halının  altına  bırkatı.

Ellerini  montuna  salıp  arabaya  doğru  yürüdü.

Bende  arkasından, Savaş  arabaya  geçerken  bende arkaya  geçiceğim  zaman otoriter  bir  sesle
"Öne" dedi  emrederek.

"Arkada  oturmak  isdiyorum"dedim  titreyerek.

"Öne  dedim  sana.  İkiletme" dedi  bağırarak.

Bir  şey  demeden  öne  bindim.

Arabanın  içide  buz  gibiydi.

Savaş  arabayı  işe  salıp  hızlıca  sürdü.

Arabanın  içi   birazda  olsa  ısınmışdı.

Savaş  telefonu  eline  alıp  birini  aradı
"Her  kesi  mekana  topla" dedi  ve  telefonu  söndürdü.

Bu  adamda  dinlemek  medeniyeti  hiç  yoktu.

Hava  oldukça  soğuktu.

Bu  havada  donarak  ölücektim  galiba.

"Mağazaya  gidiyoruz" dedi.

Sevinsemde  belli  etmedim.

Sanki  içimi  okumuştu.

"Gerek  yok" dedim
İstemiyormuş  gibi.

"Yanımda  iyrenç  göründüğün  sürece  seni  öldürmek  isdiyorum, seni  öldürsem  babandan  intikam  alamam" dedi  sertçe

"Çok  inandırıcı  bir  yalan" dedim 

Sonuçta  ben  tutsaktım  iyrenç  görünseydimde  olurdu.

"Çok  konuşup  canımı  sıkma" dedi  arabayı  aniden  döndürerek.

Kendimi  tutamayarak  Savaşın  omzuna  düştüm.

Kendimi  toparlayıp  yerime  geçtim.

"Bana  bir  daha  yaklaşmaya  kalkma. Bunu  sana  söylemiştim" dedi  sinirle.

"Sen  araba  kullanamıyorsan  ben  ne  yapa  bilirim ki?" Dedim  kızgınca.

"Ben  araba  kullanamıyorsam  sende  oturmayı  bilmiyorsun" dedi  arabayı  yine  aniden  başka  tarafa  çevirerek.

Kendimi  bu  sefer  onun  omzuna  düşmeme  az  kalmış  tutdum.

"İnsan  gibi  kullan  arabayı" dedim  emir  vererek.

"Ağzını  topla. " dedi  sinirle  bana   bakarak.

"Ne  dedim?"

"Bak  Nehir  hiç  halim  yok  ve  sesin  kafamın  için  sikiyor. Sus  bağırıp  çağırmak  istemiyorum" dedi   yola  bakarak.

"Benimde  halim  yok.  Savaş  bey  tek  hali  olmayan  siz  değilsiniz"dedim

"Ordan  bakıldığında  hiç  öyle  gözükmüyor  Nehir  aptalı" dedi  ismimi  vurgulayarak.

"Daha  fazla  seninle  konuşmicam" diyip  yola  döndüm.

"İsabet  olur" dedi 

"Bu  arada  sana  bir  şey  itiraf  etmek  isdiyorum" dedim.

Gerçekten  birşey  itirafımı  düşündüğü  için  bana  dönerek"et" dedi

"Senden  nefret  ediyorum" dedim  yola  bakarak.

Savaş  aniden  yolun  ortasında  frene  basıp  arabayı  durdurdu.

Kendimi  tutdum  yoksa  kafam  yarılırdı.

Savaşa  döndüğümde  bana  sinirle  bakarak
"Seni  sevdiğimi  sana  değer  verdiğimimi  düşünüyorsun? Bana  bunları  söylerken  incindiğimi  falanmı  düşünüyorsun? Kızım  ben  sizin  sülalenizi  sikicem  masalın  başındayız  daha.  Üzülen  siz   olucaksınız  ben  değil, anladın  mı  aptal?" Dedi  bağırarak.

Onu  ben  kışkırtıyordum  hep  sonrada  üzülen  ben  oluyordum.

Gözümden  bir  damla  yaş  düşerken  gözlerimi  kaçırdım.

Baş  parmağımla  göz  yaşımı  silip  ona   döndüm.  Susmicaktım. Kaybedeceğim  hiç  bir  şeyim  yoktu.

"Kalbini  bu  kadar  nasıl  taş  ede  bildin?" Dedim  kısık  sesle.

Yüzünde  afallama  olsada  kendini  toplayıp
"Kuyruğuma  basma  canı  acıyan  sen  olursun" dedi  oda  benim  gibi  kısık  sesle.

"Bundan  sonra  konuşmicam.  Burdan  gitdiğim  zaman   her  şeyi  arkada  bırakıp  yeni  bir  hayata  başlicam. Her  kesi  arkamda  bırakıcam" dedim

Savaş  daha  da  sinirlenirken 
"Benden  gitdiğin  an  yeni  bir  hayata  başlaya  biliceğini  mi  düşündün?"  Dedi 

Ne  demekti    bu ?

"Evet" dedim  yinede

Ne  demek  isticeğini  hiç  anlamamıştım.

"Öyle  olsun, ama  olmicak" dedi  ve  frene  bastı.

SAVAŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin