40 Yıllık Sevda

1.1K 46 22
                                    

Hünkar kinayeli bir sesle "misafirin var galiba ben seni tutmiyim" der
F: ha Behice hanımı diyorsun. Mujganin halası. Bir süre misafirimiz olacak.
H: ha öyle mi size afiyet olsun ben seni tutmiyim.
F: Hünkar. Hü.. (Hünkar artık telefonu kapatmıştır)
Fekeli anlam veremez Hünkarın bu hareketine. Birden acaba kıskandı mi diye düşünür. Ama neden kıskansın ki, sonuçta Mujganin halası. Güzünde gülümseme ile "belki de kıskanmıştır"
Hünkar telefonu kapatır kapatmaz içindeki kıskançlıkla baş etmeye çalışır.
H: (kendi kendine) Ali Rahmet bey kahve içermişmiş. Evet içer neden içmesin. Çok sever zaten kahveyi. Bi de güzel güzel konuşur. OH. (Bir süre gecer). Ben ne diyorum. Ali Rahmeti böyle kıskanacak kadar çok mu seviyorum ?( aynaya bakar yüzünde anlam veremediği bir gülümseme ). EVET. SEVİYORDU.

FEKELİNİN EVİ
B: Ali Rahmet bey.
F: buyrun Behice hanım.
B: kahve?
F: Yok sağolun, size Afiyet olsun. Nazire, ben odamdayım. Önemli bir telefon görüşmesi yapacam. Biri gelirse haber var.
N: Tamam ağam .
Fekeli odasına çıkar ve telefonu eline alır. Fekeliden 1 dk sonra Behice de aşağıdan telefonu acar. Çok meraklı biridir Behice. Fekelinin konusmasini dinlemeye başlar.
F: Alo
H: ne var Fekeli?
F: "Fekeli?"
H: herkes sana Fekeli demiyor mu? Niye şaşırıyorsun?
F: herkes bana Fekeli diyor da sen demezsin, ya başkalarınin yanında ya da kızınca Fekeli dersin.
H: Yok canım niye kizicam.
F: bilemem artık
H: sen neden aradın beni, kahveni içseydin.
F: biliyorsun ben kalbimden dolayı 1 fincandan fazla kahve içemem. Günde 1 kere. Onu da közde içmeyi tercih ederim.(Hünkar hemen anlar Fekelinin ne demek istedigini). Hazırlan 1 saat sonra kahve içelim.
H: Yok işim var çıkamam.
F: Ne işin var.
H: var işte birşeyler.
Fekeli Hünkarın ona kızdığı için böyle dediğini biliyordu. Çünkü Hünkar asla Fekelinin buluşalım demesine işi varsa bile işim var gelemem demezdi.
F: Tamam ben gelip seni konaktan almasını bilirim.
H: Nee? Saçmalama Ali Rahmet buraya gelemezsin.
F: o zaman sen gelirsin. Beni biliyorsun eğer gelmezsen ben Gelirim.
H: Tamam tamam sen sakin buraya gelme.
Hünkar hazırlanır evden çıkmak için. Fekeli artık buluştukları yere gelmiş, mangalı yakmış ve artık kahveleri yapmaya başlamıştır. Tam o anda Hünkar gelir.
F: Hoş geldin
H: Hoş bulduk (hala tavirlidir)
Fekeli sanki Hünkarın onu kıskandığını anlamamış gibi konuşmaya başlar.
F: telefonda neden öyle tavır yaptın bana
H: Yok canım ne tavrı. (Fekelinin yüzüne bakmıyordur.
F: Ne biliyim Behice hanımın sesini duyunca... her halde bana öyle geldi.
Az önce Fekelinin yüzüne bakmayan Hünkar tek kaşını kaldırıp ters ters bakar. Fekeli gülmeye başlar.
H: niye gülüyorsun komik birşey mi söyledim?
F: Hünkar kıskanacak bir şey yok. Merak etme.
Fekeli ayağa kalkar ve Hünkarın elinden tutup onu korkulukların yanına götürür.
F:bak şuraya. Çukurovanin neredeyse yarısı senin, yarısı benim. Ama bana burası kadar yer verseler, seninle birlikte yasamak vadetseler herseyden vazgecerim. Yeter ki sen yanimda ol.
Fekeli Hünkarın elini tutup kendi kalbinin üzerine koyar. "Burası senin yerin, Burası 40 yıldır senin yerin. Ben yaşadığım sürece öyle de olacak. Hiç kimseyi kıskanacak birşey olamaz. Ama ne yalan söyleyeyim hoşuma gitti. Neden biliyor musun? Seven insan kıskanır" . Sonra elini Hünkarın kalbinin üzerine koyup "bİliyorum ki, Burası da benim yerim. Kalplerimiz böyle attığı sürece bizim aramızı kimse bozamaz".
Fekeli konuşuyor, Hünkar hayran hayran ona bakıyor. Elleri kalplerinde, gözleri gözlerinde. Rüzgâr Hünkarın saçını savurur. Fekeli eli ile Hünkarın saçını düzeltip yüzünü okşuyor ve artık dayanamayıp sımsıkı sarılıyor. Tüm ağaçlar, bulutlar 40 yıllık Sevdanın şahidi oluyor.
1 hafta sonra
Hatip ağa Yılmaz ve Demirin kavgasından fırsat kollayıp Çukurovanin tek sahibi olma derdinde. O yüzden her fırsatı değerlendiriyor. Demir çarşıda kendine dükkan bakıyordur. Hatip ağa ile karşılaşır.
H: geçmiş olsun Demir bey.
D: sağol.
H: ben sizin durumunuza çok üzüldüm.
D: neden? Üzülecek birşey mi var?
H: annen arazi satmış ya seni çıkara bilmek için.
D: sen ne diyorsun ?
H: ben almayı teklif ettim ama satmadı bana.
Demir çıldırır hemen arabasına biner ve konağa gider. Hünkar salonda oturuyordur.
D: duyduklarim doğru mu?
H: ne duydun bilmiyorum ki
D: sen ata topraklarını mi sattın?
Hünkarın yüz ifadesi değişir hemen.
H:mecbur kaldım oğlum. Savcı senin idamini istiyordu. Mecburdun.
D: kime sattın peki
H: ne önemi var?
D: benim için var. Söyle kime sattın?
Hünkar söyleyemez. Susar. Tam o anda Züleyha içeri girer ve "Fekeliye sattı " der. Demir çıldırır.
D: sen babamın topraklarını onun katiline mi sattın? doğru değil de.
Demir bir hışımla evden çıkar. Hünkar Züleyhaya çok sert bakar.
Hatip ağa Hunkarin toprakları kime sattığını merak edib araştırma yaptırdı ve Fekeliye sattığını öğrendi. Bu olaydan sonra Hatip ağa hem Hünkarın hem de Fekelinin peşine adam taktı. Bir kaç gün sonra akşam Hünkar ve Fekeli kalede buluştular. Hatip ağanın peşine taktiği adamlar hemen ona haber verir. O da fırsatı değerlendirir. Yamanlar konağını arar. Saniye telefonu acar ve "Demir beyim, Hatip ağa sizi istiyor ".
D:Alo, Hatip ağa, hayırdır
H: Alo, iyi akşamlar. Demir bey sana bisey diyecem ama nasıl diyeceğimi bilmiyorum.
D: söyle.
H: annen şuanda Kozan kalesinde Fekeli ile kahve içiyor .
Demir çıldırır, hemen arabasına biner ve son sürat kullanır arabayı. Hatip ağa Yılmazı da arayıp söyler. Yılmaz da gider.

Hünkar ve Fekeli oturmuş sohbet edib kahve içiyorlar. Fekeli Hünkarın elini tutar. Hünkar gülümser
F: sen ne güzel gülüyorsun. Sen olmasan dünya benim için bu kadar güzel olmazdı.
Hünkar biraz utanır.
Demir merdivenleri çıkar ve gördüklerine inanmak istemez. Annesi en büyük düşmanı ile el ele oturmuş kahve içiyor. Fekeli Demiri görür görmez yüz ifadesi değişir. Hünkar da Fekelinin nereye baktığını merak edib bakar. Demiri karşısında görünce hemen elini çekip ayağa kalkar. Fekeli de kalkar.
H: Demir oğlum.
D: anne, senin gecenin bu saatinde babamın katili ile el ele ne isin var?
H: açıklaya bilirim.
D: ne açıklayacaksın (bağırarak. Biraz durur). Belki de babamı bu yüzden öldürdü. Belki de sen babami aldattın.
Fekeli bu ana kadar karışmak istemiyordu ama bu son cumle onu mecbur etti.
F: hop hop hop doğru konuş.
D: sen karışma.
H: Ali Rahmet...lutfen
F: Hünkar bi dakika. Yamanin Demir, ağzından çıkanı kulağın duysun. Evet gördüklerin doğru (Tam o sırada Yılmaz da gelir ve "noluyor burda " der). Biz annenle bir-birimizi seviyorum. Hem de tam 40 yıldır. Senin dusundugun gibi oyle aldatma filan da yok. Ben annenin beni sevdiğini bile bilmiyordum. Daha yeni öğrendim. Annem o kadar namuslu kadın ki babanla evliyken babanın o kadar hatalarına rağmen ona yanlış birşey asla yapmadı. Babanın da ölüm nedenini sen benden daha iyi biliyorsun.
D: benim babam hata filan yapmadı.
H: Yapmadı mi? Sen de biliyorsun ama söylemek istemiyorsun. Benim ömrüm babanın uzerine sinmis her gece başka kadın parfümünü duymakla geçti. Beni kac kadınla kaç kere aldattı. Seni metresiyle tanıştırdı arkadaşımın karısı diye . Ne çabuk unuttun.
Yılmaz şok olur.
Y: bana sen bu kadınla... aklım almıyor. Nasıl yaparsın bunu bana. O kadının bize yaptıklarını bilmiyor musun. Yılan bu kadın
F: doğru konuş
Y: yılan (bağırarak) silahı çeker hemen Hunkara doğru. Fekeli Hünkarın önüne geçer.
F: Onu vurmak için önce benim cesedimi çiğnemem lazım. Sevmek suç mu? Sen neden vazgeçemiyorsun Züleyhadan. Daha bir kaç gün önce "kaçma planı yapıyor muydun?"
Bu cümle herkesi susturur. Herkes evine gider.
Bir kaç gün geçer. Hatip ağa Hünkar ve Fekelinin durumunu tüm çukurovaya yayar. Herkes bu olayı konusmaya başlar. Doğru mudur değil midir diye.
1 hafta sonra Şehir kulübünde valinin verdiği büyük bir davet vardır. Çukurovanin tüm ileri gelenleri oraya davetlidir.
Yamanlar konağında da hazırlanıyorlar. Demir salona ındi beklemeye başladı. 10 dk sonra Hünkar da hazırlanmış halde indi. Demir Hunkara ters ters baktı. Fekeli olayından sonra araları hala bozuktu. Züleyha da indi.
H: hadi gidelim.
D: Sen de mi geliyorsun?
H: pardon? O ne demek? Tabi ki geliyorum.
D: Tüm Çukurova sizden konuşuyor hala, sen nasıl gidersin.
H: benimle gitmeye utanıyorsun yani. Seni bırakıp kaç kere aşiğina kaçmaya çalışan karını koluna takip gitmeye utanmıyorsun ama annenden utanıyorsun. Öyle olsun.
Zuleyha ve Demirin yüzü değişir. Hünkar hemen odasına çıkar. Züleyha ve Demir de gider davete. Hünkar odasından telefonu alır eline ve Fekeliyi arar.

Fekelinin evinde de herkes hazilanir. Fekeli tespihini secer. Tam o anda telefon çalar.
F: Alo
H: Alo, Ali Rahmet ...
...
Şehir kulübü.
Demir ve Züleyha tüm ihtişamı ile içeri girer. Vali ile görüşürler.
V: hoşgeldiniz
D: hoş bulduk sayın Valim. Eşim Züleyha.
V:merhaba. Memnun oldum
Z:ben de
V: Hünkar hanım yok mu?
D: annem birazcık rahatsız o yüzden gelemedi malesef.

Yılmaz Müjgan ele ele içeri girer. Arkalarından Behice hanım. Onlar da vali ile görüşüp onlara ayrılmış masaya geçerler. Artık klüpte her kes Fekeli ve Hünkari konuşmaya başlar. Doğru mu değil mi diye. Cemil bey Yilmaza Fekelinin gelip gelmeyecegini sorar.
Y: babamin acil işi çıktı birazcık gecikeceğini söyledi ama gelicek merak etmeyin.
Davetlilerden biri cesaretli çıkar ve Demire sorar: Hunkar hanım yok mu? Yani biz birşeyler duyduk ama ihtimal veremedik. Ama şimdi Ali Rahmet bey de gelmedi biz de acaba mi dedik.
Demir hiç gardını düşürmeden.
D: Annem biraz rahatsız o yüzden katılamadı. Duyduklarınız da hepsi birilerinin dedi kodusu. Böyle birşey ola bilir mi?
Tam o anda herkesin gözü kapıya yönelir. Tabi ki Demir ve Yılmaz da herkesin neye baktığını merak edip kapıya bakarlar. Artik herkesin meraki giderilmiştir. Demir ve Yılmazın gözleri faltaşı gibi açılır. Hünkar Yaman ve Ali Rahmet Fekeli el-ele içeri girer. Aşk dolu gozlerle bir-birlerine bakarlar. Tüm gözler üzerindedir.

Bir Zamanlar Çukurova Fekeli Hünkar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin