Hünkar ağlayarak arabasına biner ve Naciye "hemen gidelim" der. Naci Hünkari ağlamış görünce çok şaşırır. Çünkü Hünkar ne zaman Fekeliyle buluşsa eve dönerken yüzünde çiçekler açardı.
N: Hanımım iyimisin? Birşey mi oldu?
H: yok birşey hemen gidelim.
Naci hiç birşey demeden arabayı sürer. Hünkar yol boyu Fekelinin söylediklerini düşünüp ağlar. Yılmaz ve Zuleyha hakkında gerçekleri öğrenmesi hiç umrumda bile değildir. "Belki de beni kullanıyorsun " cümlesi surekli kulaginda çınlar. Artık konağa varmışlardır ama Hünkar öyle bir dalmıştır ki, eve vardiklarinin farkında bile deyil.
N: Hanımım geldik.
Hünkar hemen döner Naciye ve artık konağın önünde olduklarını görür. Arabadan inip, eve gider. Herkes salondadır. Demir, Züleyha, Haminne. Salona geçmeden hemen odasına çıkar. Bütün gece Fekelinin söyledikleri beynini kemirir. Sabah olur Hünkar kalkar yataktan her ne kadar aklı "beni kullanıyorsun " cümlesinde kalsa da Fekelinin Yılmaz ve Züleyha gerçeğini bildiğini Demire söylemeliydi. Kendini toparladı ve aşağı iner.
H: oğlum, çalışma odasına gel konuşmamız lazım hemen.
D: kahvaltıdan sonra konuşuruz.
H: acil (eli ile işaret eder)
Hemen çıkarlar çalışma odasına
H: oğlum sana bir şey söylemem lazım. Fekeli...(Fekeli ismini duyan Demir çıldırır. D: Yine mi Fekeli?) ...oğlum, bi dur be. Fekeli, herşeyi biliyor.
D: herşeyi?
H: yani senin Züleyha ile nasıl evlendiğini.
Demirin gözleri faltaşı gibi açılır. Kekeler.
D: A. A Adnani da biliyor mu?
H: hayır onu bilmiyor.
D: peki Yılmaza anlatmış mi?
H: Yılmazın haberi olsa çoktan konağı basmıştı.
1 kaç gün geçer. Kulüpte Yardımseverler derneğinin toplantısı vardır. Hünkar da başkan olduğu için oraya gitmeye mecburdur ama morali bozuk olduğu için hiç gitmek istemez. Ama hazırlanır gitmek için. Kulübe gelir. Içeri girer-girmez Fekeliyi karşısında görünce şok olur. Fekelinin burda olacağı hiç aklıma gelmemiştir. Halbuki Fekeli bu derneğe çok bağış yaptığı için derneğin tüm yemeklerine katılmıştır. O günden sonra ilk kez karşılaşıyorlardir. Hünkar geçer en başta oturur. Her ne kadar Fekeliye bakmamaya çalışsa da gözü takılır. Fekeli ise sürekli ona bakıyordur. Gözünü ayırmıyor Hunkardan. Bir ara Hünkar lavobaya gitmek için "Izninizle" der ve kalkar. Çok gezmez Fekeli de arkasından çıkar. Lavabonun önünde beklemeye başlar. Hünkar çıkar Fekeliyi görünce ödü patlar.
H: ne işin var burda? Biri gorucek yanlış anlayacak.
F: konuşmak istiyorum.
H: söyleyeceğin herşeyi söylemedin mi? (Arkasını döner gitmek ister, Fekeli kolundan tutar)
F: Hünkar, o gun çok kızgındım o sözler kızgınlıkla ağzından çıktı. Sen beni iyi tanıyorsun.
H: yok canım nerden taniyacam, beni seni "Kullanıyordum".
Hünkarın cani çok yanmıştı, o yüzden Fekelinin de canını yakmak istiyordu. Kolunu çeker ve "çek elini, şimdi biri gorucek bu kadınin "KOCASININ KATİLİ" ile ne işi var diyecek" diyip içeri geçer. Fekeliye hançer gibi geldi bu söz. Hemen çıkar kulüpten arabasına binip evine gider. Hünkar da bir kaç dakika oturup ayrılır yemekten. Zaten sanki içine doğmuş gibi hiç gelmek istememişti.
1 kaç gün daha geçer. Fekeli bu günler içinde sürekli düşünüyordur. Ogrendiklerini Yılmaza söyleyim mi söylemeyim mi diye düşünüyordur. Söylese bitürlü söylemese birtürlü. Söylese Hunkara birşey yapacak, söylemese Fekelinin vicdanı rahat olmayacak. Hadi söyledi ama artık Yılmaz Mujganla evlidir. Söyleyip kafasını karıştırmaya değer miydi. Tüm bu düşünceler Fekelinin kafasını karıştırıyordu. Yılmaz ve Müjgan artık balayından dönmüş, Fekeli ile birlikte kahvaltı ediyorlardı. Yılmaz birden çok önemli bir dosyanın nerde olduğunu sordu Fekeliye.
Y: baba kombine tesisle ilgili dosya nerde?
F: ben onları kasaya koydum.
Yılmaz "afiyet olsun " diyip masadan kalkar ve yukarı çıkıp kasayı açar. Dosyayı araken gözü kimliklere takılır , acar bakar gördükleri Yılmazı hayli sarsmıştır. Züleyhaya kendisinin sahte kimlikleridir. Yanmış mektubu da okur ve kasadan silahını alıp, bir hışımla asagi iner. Kapıyı çarpıp evden çıkar. Evdekiler irkilir kapı sesinden. Hiç kimse anlamaz ne olduğunu. Birden Fekeli mektubu oraya koyduğunu hatırlıyor. Odaya çıkıp kasaya bakar. Yilmaz silahi Fekeliye teslim ettiği için silahı yoktur. Fekeli de o silahı kasaya koymuştur. Silahın orda olmadığını görür ve o da hemen arabasına atlayıp Yamanlar konagina doğru gider. Cunki biliyordur Yılmazın oraya gideceğini.
Yılmaz konağa varır. Gizlice Hünkarın çıkmasını bekler. Hünkar konaktan çıktı ve ahıra gidiyordur atlara yem vermek için. Yılmaz da gizlice ahıra girer. Silahı Hünkara doğru tutar.
Y: sen bizim kaderimizle oynadın Hünkar hanım, hayatımızı mahvettin.
Hünkar duyduğu sesten irkilip hemen döner ve gördüğü manzara onu şok eder. Ne yapacağını bilmez. Yılmaz konuşmaya devam eder.
Y: bir insan nasıl bu kadar kötü ola bilir nasıl yapa bildin. Şimdi ödeyeceksin tüm yaptıklarını.
H: evet doğru yaptım, oğlumun mutluluğu için yaptım. Belki o zaman zorla evlendi Züleyha ama şimdi mutlu. Mutlu olmasa 2.çocuğu doğurur mu?
Bu sözler Yılmazın sinirini bin kat daha artırır. Tam silahı çekecekken Fekeli girer içeri.
F: evlat ne yapıyorsun, bırak o silahı.
Y: baba sen karışma bu işe, bu kadın bizim hayatımızı mahvetti. Yaşamayı haketmiyor bu yılan kadın. Dünyadan bir pislik temizlenmiş olur.
Tam tetiği çekecekti ki Fekeli önüne geçer silahın " ne onu öldürmene ne de senin hapise girmene müsade etmem".
Y: Baba, Sen o kadını mı koruyorsun?
Fekeli silahi kendi kalbine dayayıp "tamam o zaman önce beni vuracaksın" dedi. Bunu gören Hünkar Fekeliye birşey olmasın diye hemen onlara yaklaşır ve silahı Fekelinin kalbinden çekmeye çalışır.
H: Ali Rahmet bırak, karışma ne yaparsa yapsın. Bırak Ali Rahmet.
Sesler yükselmeye başlar. Kargaşa yaşanır "Bırak evlat ", "karışma Ali Rahmet", "Baba çekil" sesleri duyulur sadece. Birden o karmaşa da Silah patlar. Herkes şaşkındır, suskundur. Kimse birşey hissetmiyor bir anlik sanki. Silah Fekeli ve Hünkara yöneldiği için ikisinden biri vurulmuştur. Fark etmiyor hangisi yaralansa diğerinin de cani aynı yanacak. Hünkar her ne kadar Fekeliye kırgın olsa da onun yaralanması fikri Hunkari deli ediyordu. Fekeli için de Hünkarın yaralanması kendisinin kalbinin durması ile aynı idi. Ne de olsa Fekeli Hunkara "Kalbim" diyordu. Birinin kalbi durursa yaşaya bilir mi? Tabi ki hayır. Hünkar kafasını eğer üzerine bakar gömleği kanlar içindedir. Ama birşey hissetmiyor. Tam da o anda Fekeli birden bire kanlar icinde yere yığılır. Hünkarın gomlegindeki kan sevdiği adamın kanı idi. Hem Hünkar hem de Yılmaz çok şaşkındır. Fekeli yere yigilinca önce Hünkar kısık sesle "Ali Rahmet?" Der. Sonra sanki biri Hunkari uyandırdı, Hünkar kendine geldi ve öyle "Ali Rahmet" diye bağırdı ki, Silah sesinden irkilmeyen atlar, Hünkarın sesinden irkildi.
Hünkar hemen Fekelinin başını kucağına aldı. Saçlarını okşayarak "nolur kendine gel, bırakma beni" dedi. Fekeli bir ara gözlerini açtı "Hü..Hünkar" dedi. Hünkar mutlu oldu Fekeli gözlerini açtı diye ama Fekeli "Hünkar " deyip gözlerini kapattı başı Hünkarın kucağından düştü. Hünkarın çığlığı yeri göğü inletdi. 40 yıldır sevdiği, ama şartlar yüzünden aşkını kalbine gömmek zorunda kaldığı Adama tam kavuşacakken kaybetmesi fikri kimi yıkmazdı ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Zamanlar Çukurova Fekeli Hünkar
Fiction générale1.Bölüm Ben bir Sevdaya yüreğimi açtım