Bir kaç sıra gıcırtısı ve hareketliliğin ardından onun sesi duyulunca hızla kafamı masadan kaldırdım. Beni uykumdan bu kadar çabuk uyandırabilen bir tek o olabilirdi zaten.
Choi hocanın sopası.
Öğretmen masasına sopasıyla tekrar vurup benim gibi uyuyan, ama uyanmamış bir kaç salağı daha uyandırıp boğazını temizledi. Ne yazık ki kapı gıcırtısı gibi olan sesi asla düzelemezdi.
"Sessiz olun ve beni dinleyin! Bugün sınıfına yeni bir öğrenci gelecek. Ona okulu kötü tanıtmayın? Bir süre insan gibi olun!"
Ardından sopası ile birlikte dışarı çıkınca kafamı tekrar sırama koydum.
Hadi ama bu adam gerçekten insan gibi olmadığımızı söylemeyi ne zaman bırakacaktı. İnsanlar da kavga eder. Bu sınıfın kavgacı olması insan gibi olmadığımız anlamına gelmez ki!
"Kang Seul Gi!"
Kulağımın dibindeki kafayı elimle hızla uzaklaştırdım. Belki vurmuş olabilirim de.
"Yah! Joohyun! Annem gibi seslenmeyi kes!"
Joohyun kahkaha atarken ona sert bakışlar yollamaya çalıştım.
Sanırım Bay Choi'nin sopası ve Joohyun, uykumu açabilecek tek şeylerdi. Çünkü tüm uykum kaçmıştı.
Okulda uyumaktan başka yapabileceğim çok bir şey yoktu. O yüzden arkamda oturan Jimin'e döndüm.
Gözleri benimle buluşunca ellerimi dudaklarıma götürüp öpücük attım. Hemen dediğimi anlayıp sırıttı ardından da ayaklandı. Ben de peşinden ayaklandım.
Sınıftan çıkıp spor salonuna girdik. Okulda sigara içilebilecek en rahat yer burada olurdu çünkü. Sigara bağımlısı değilim, asla bu anlaşılmasın. Sadece, dudak tiryakiliği benimkisi.
Spor salonunda kameraların kör noktası olan, oturakların hemen altına girip oturduk. Jimin cebinden bir lipstick çıkartıp bana uzattı.
"Bu ne oğlum ben senden sigara istedim sen bana ne veriyorsun!"
Bıkkınca bana bakıp kutunun kapağını açtı.
"Seulgi, sen de hiç bir şey bilmiyorsun!"
Küçük kutunun içinden bir dal sigara çıkartıp bana uzattı. Resmen sigarayı lipstick kutusuna saklayıp kamufle etmiş.
"Park Yılan Jimin, sinsilikte idolümsün kanka!"
Zafer kazanmış gibi sırıtıp gözlerinin bir süre kalbolmasına neden oldu. Ardından cüzdanına sakladığı birkaç kibritten birini çıkartıp sigaraları yaktı.
Tam bir nefes çekmeye yeltenmiştik ki iri bir elin sigaramı elimden alması ile başlamadan bitti. Belki ben de bittim. Bu iri ellerin sahibinin Bay Choi falan olması bittiğinin resmiydi.
Gözlerim kapalı sola döndüm. Zar zor gözlerimi açıp gelenin kim olduğuna bakma cesareti göstermiştim.
"Ah, Namjoonie! Korkuttun beni!"
Oturakların varlığını unutup hızla ayağa kalktığım için kafamı vurdum. Fakat bozuntuya vermeden girdiğim yerden çıkıp tam olarak Namjoon'un karşısında durdum.
Arkasında yarım ağaz sırıtan çocuğu umursamamaya çalışarak!
"Bu oturakların 1.50'dan daha alçak olduğunu öğrenmiş olduk. İyi oldu!"
Umursama! Umursama! Arkada ilgilenmiyormuş gibi yapıp dalga geçercesine gülen çocuğu umursama.
"Yah! 1.62'yim ben!"
Jimin'in de arkamda gülüyor olduğunu fark ettiğimde omzuna vurdum.
"Gülmesene yer elması!"
Ardından da önüme dönüp Namjoon'un da koluna vurup yanlarından uzaklaşmak için adım attım. Ama başaramadım.
Namjoon, burada bulunma nedenimiz hatırlamış olacak ki beni durdurup elindeki sigarayı resmen gözüme sokmaya çalıştı.
"Gigi, bu kaçıncı?"
Söylediği şeyle yüzümü buruşturup cevap vermekten kaçındım. Bu lakaptan nefret ediyordum.
Sorusuna verecek bir cevabım yoktu. Canım istemişti. Yapmıştım.
"Ah, bana Gigi demeyi kes!."
"Neyse ne! Bir daha seni sigarayla yakalamak istemiyorum. Anladın mı beni?"
"Anladım anladım, bırakta gideyim. Zaten hep bana laf et sayın öğrenci başkanım, hiç bu yılana laf etme"
Diye suçu Jimin'e yıkıp çıkış kapısına doğru ilerledim."Hah! İyi alıştın sen yılan lafına!"
Arkama dönüp Jimin'e dil çıkarttım. Daha sonra, az önce bir anlık unuttuğum dalgacı çocuğa baktım. Bir süre süzdükten sonra sabah Choi hocanın dedikleri aklıma gelmişti.
Bu çocuğu daha önce okulda hiç görmediğim göre yeni çocuk bu muydu?
" Yha ! Sevimsiz, yeni çocuk sen misin?"
Kendinden bahsettiğimi anlayıp arkasına döndü. Ardından gayet ağır hareketlerle bir elini cebinden çıkartıp havaya kaldırdı.
"Jaebeom.."
İnsanı rahatsız eden bakışlarımdan birini yolladığımı umarak bir süre gözlerinin içine içine baktım. Ardından Bay Choi gibi çıktığına emin olduğum sesim ile cevap verdim.
"Gigi!"