Selam melekler :) Biliyorsunuz bu hafta büyük gün İstanbul Tüyap Kitap fuarında imza günüm var yanımda olan olamayan herkese sonsuz teşekkür ederim... Bir gün bir yerlerde mutlaka görüşeceğiz...
Pazartesiye kadar bölüm gelmeyecek... hepinizi çok seviyoreee ....
Marie gitmemiş yarım saat ne yapabilirim diye düşünmüş ama yapacak bir şeyi olmadığını biliyordu. Merakına yenik düşüp yavaşça yatak odası kapısını araladı. Bahanesi elinde tuttuğu ilaçlardı. Edward televizyon seyrediyor Jaymie uyuyordu. Edward eliyle gelmesini işaret etti. Marie eğilerek “Efendim ilaçlar.” dedi Marie.
“Tamam, Marie, ben hallederim.” dediğinde Marie sessizce çıktı. Endişeleniyor, tarihin tekrar etmesinden korkuyordu. İster istemez Jaymie’ye öfkeleniyor böyle bir aptallığı nasıl yapar diye söyleniyordu. Jaymie akşam üzeri su içmek için uyandı. Ölü gibi uyumuştu. yataktan kalkacakken “İyi misin?” dedi Edward. “İyiyim. Susadım...” dedi. Edward onu yatağa çekip “Bekle” dedi. Jaymie ne yaptığını merak edercesine ona baktı ve yatakta kaldı. Edward on dakika sonunda bir tepsiyle geldi. Tepside çorba ve bir dilim ekmekle ilaçlar vardı. Jaymie şaşkındı. “Hiçbir şey yemedin. Ben de uyanmanı bekliyordum. İlaçlarını da almalısın.”
“Beni mi bekledin?” dedi çekinerek.
“Yani filme takılmışım.” derken Jaymie gülümsüyordu. Uykusunu almış yemeği bittikten sonra halsiz olsa da uyuyamamıştı. Edward’la film seyretmiş, geceye doğru ateşi yükselmişti. Doktor gelip bir kere daha ateş düşürücü iğne yapmış Edward onu banyoya sokmuştu.
Jaymie “Yorulmadın mı? Sabahtan beri benimle uğraşıyorsun.” derken hâlâ bakışları, senli benli konuşmaları ürkekti. Edward sessiz kalırken ona sarıldı. Duştan çıktıklarında Jaymie’yi kurulayıp giydirdiğinde Jaymie yorgunlukla tekrar uyuyakaldı. Toparlanması iki gün sürdü. Edward ona bir bebek muamelesi yaparken araları iyice ısınmıştı. Jaymie ona karşı daha rahat ve özgürdü. Edward sonraki gün biriken işleri için sabahtan dairesinden çıkmadan “Sarayda dikkatli ol Jaymie.” diyerek onu uyardı.
“Ben hiç çıkmıyorum ki.”
“Buraya kendini kapatmana gerek yok. Sıkılmanı istemiyorum. Daisy’yi de bunaltma.” Diyerek dudaklarına uzandı. Jaymie ona aşkla bakarken genç adam daireden çıktı.
Jaymie, Daisy’e kahvaltı hazırlarken telefon çalmış Edward bütün gece gelemeyeceğini haber verdi. Son cümlesi “Seni özledim” olduğunda Jaymie kısıkta olsa “Bende” diyebildi. Kapattığında yüzünde tebessüm bütün gün ders çalışabileceğini düşündü. Aklından Edward’a sınavlara hazırlandığını söylemek geçiyor, özgür biri olduğunda onunla daha rahat görüşebileceklerini hayal ediyordu. Bir yanı ömür boyu onunla bu odada kalabileceği düşünürken, bunun sadece bir hayalden ibaret olduğunu biliyordu.
Daisy’ye rahatça dairede dolaşabileceğini söyledi ve bütün gün ders çalıştı. Marie gelip onun ders çalıştığını gördüğünde iğneleyici kelimelerini söylemekten vazgeçti. Gece ders çalışmaktan bunalıp erkenden uyudu.
Edward sabah saat sekiz gibi yatak odasına girdiğinde Jaymie uyuyordu. Soyunup usulca yatağa girdi. Jaymie’yi kollarına aldığında olmadığı kadar sessiz ve durgundu. Jaymie onu saran kollara dönüp sarıldı ve sıçrayarak kalkması bir oldu.
“Edward senin ateşin mi var?“ dedi panikle. Edward gözlerini açıp bütün mutluluklar onunmuş gibi Jaymie’ye baktı. “Sen bana Edward mı dedin?“ Jaymie telaşla alnına elini koydu “Evet ateşin var doktor çağırmalıyız. Sen de hastalandın işte. Marie beni öldürecek” dedi panikle. Yataktan fırladı ve Marie’yi aradı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köle SERİSİ (KÖLE - KÖLE İNTİKAM - KÖLE AŞK )
RomanceKÖLE Tarihi (historical) bir roman DeğilDİR...... Kudretli bir prensin bir köleye duyduğu tutku... Bir kölenin efendisine olan aşkı... Aslında Prens Edward'ın aklını kurcalayan sorunun yanıtı gayet basitti. İkisi de sadece bedenlerinde özgürdüler...