TEOG sınavına giren bütün bebelerime başarılar diliyorum... O yüzden sizlere Cuma günü yeni bölüm gelecek öpüyore...
Kuzularım sizlerden bir sürü mesaj alıyorum hepside KÖLE nin sonunu yayınlayıp yayınlamayacağım hakkında.... Söylediğim gibi yayınlayacağım ama şöyle son yüz sayfayı bir bölümde verip iki saatin sonunda kaldıracağım bunu daha evvelde söylemiştim. Takdir edersinizki kitap yayınlama hakkı yayınevinin ama ben söz verdiğim için ve sizler mutlu olun diye yayınlamamazlık yapmayacağım....
Ayrıca hep söylüyorum Şu an okuduğunuz KÖLE kitabı eski basım halidir. Yeni hali daha iyi kurgulanmış hatasız ve yeniliklerle dolu.... Bilin istedim...
“Neden benim aklıma gelmedi.” diye homurdandı. Uzun bir süre yüzünde mutlu bir ifade yatakta otururdu. Kafasında bin bir plan yapıp taşları yerine oturttu. Gülümseyerek Jaymie’ye uzanıp dudaklarını bulduğunda genç kadının uyanıp cevap vermesi gecikmedi. Gözlerini açtığında Edward elinde haplar ciddileşmiş yüzüyle ona bakıyordu. Jaymie Edward’ın elindeki hapları görünce buz gibi oldu.
“Günaydın.” dedi hiç bir şey yokmuş gibi. Edward “Günaydın.” dedi. Jaymie çoktandır genç adamın hissetmediği otoriter sesiyle irkildi.
“Haplarımla ne yapıyorsun?”
“Bunları kullandığını bilmiyordum.” dedi Edward. Jaymie tedirgin olmuş, doğal davranmaya çalışıyordu. “Kullanmasaydım şimdiye bir sürü küçük Edward olurdu. Kimse bunu istemez.” dedi gülümserken. Yataktan kalkmış Edward’ın tişörtünü giymiş gülümsemeye çalışıyordu.
“Küçük Edward’lar konusunda fikrimi alan olmadı.” Jaymie konuyu neşeyle kapatmak istedikçe Edward sinirleniyordu. “Hadi güzel bir kahvaltı yapalım. Bugün burada mı olacaksın?“ Jaymie elinden kutuları almak isterken Edward kutuları vermeden elini çekti. Jaymie’yi elinden tutup banyoya götürüp hapların hepsini tuvalete atıp sifonu çekti.
“Bunu neden yaptın?” dedi Jaymie şaşkınca. Genç adamın ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordu. “Sen bana sormadan hap kullanabiliyorsan benim de bunu yapmaya hakkım var” Jaymie ağzı açık ona bakıyordu. “Edward sana sormamı gerektirecek bir şey değil bu… Hem bütün odalıklar kullanır bunu. Bu bir önlem.”
“Neleri sorup sormayacağın konusunda bir kitap olduğunu sanmıyorum. Kendini hâlâ bir odalık gibi mi görüyorsun?” dedi Edward. Jaymie konuyu kapatmak istiyordu ne diyebilirdi ki. İçinden “Seni seviyorum“ dedi genç adama aşkla bakarken, genç adamın haklı olduğunu biliyordu. Edward ona âşıktı, hiçbir zaman odalık gibi davranmamıştı. Çaresizce “Hadi kahvaltı yapalım.” diyerek yemek masasına geçti.
“Korunmanı istemiyorum” dedi Edward. Jaymie aptalca ona bakarken sinirle güldü “Anlamadım.“ Edward gelip sevgiyle elini tuttuğunda gayet ciddiydi. “Korunmanı istemiyorum. Bir bebeğimiz olursa karşıt görüşleri susturmak daha kolaylaşacak.” Jaymie hayır anlamında kafasını sallamaya başladı. İçinden “Tanrım benden bebek istiyor.” diyerek garip bir mutluluk dünyasına girdiğinde genç adam onu dudaklarına hapsetti. Jaymie Kral’la konuşmasından sonra daha dikkatli hale gelmişti. Haplar bir nebze kâbuslarına kalkan görevi görürken Edward ondan bir bebek istiyordu. Nefes almak için durduğunda “Son sözüm bu.” Dedi Edward kararlı bir sesle. Jaymie içinde bin bir fırtına, tarifsiz duyguları onu zorluyordu. Kendini hamile olarak düşündüğünde oğlu olmasını istedi. Gülümsemesi yüzüne yansırken Kral’ın konuşması karabasan gibi girdi aklına ve ağzındaki ekmeği yutkunup hayallerini açmamak üzere kalbinin derinliklerine kilitledi. Birlikte ama kendi iç dünyalarında bin bir savaşa girmiş gibi bir kahvaltı yaptılar. Edward işleri için dairesinden ayrılırken Jaymie o gider gitmez Marie’yi aradı. Hapları yanlışlıkla tuvalete düşürdüğünü söyledi ve Marie ona gün içersinde haplardan iki kutu daha getirdi. Sonraki günlerde Edward Jaymie’nin korunmadığını sanıyordu. Jaymie hapları saklarken gizli kullanmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köle SERİSİ (KÖLE - KÖLE İNTİKAM - KÖLE AŞK )
RomanceKÖLE Tarihi (historical) bir roman DeğilDİR...... Kudretli bir prensin bir köleye duyduğu tutku... Bir kölenin efendisine olan aşkı... Aslında Prens Edward'ın aklını kurcalayan sorunun yanıtı gayet basitti. İkisi de sadece bedenlerinde özgürdüler...