B4

694 257 174
                                    

Bir mevsimde yeşiller açarak salınırken diğerinde sararıp dökülen hazan yaprakları gibiydim. Değişmek isteyen değil, değiştirilendim...

İyi okumalar.

Evin anahtarını vestiyere koyarak ışıkları hiç açmadan salona sessiz adımlarla ilerledim. Gece yarısı olmuştu bile, Emir'le saatin farkında değildik. Elim tam ışığı açmak için tuşa giderken üst kattan tıkırtılar gelmeye başladı, hemen sonra ise bir şeyin yere düşme sesi duyuldu.

Elimi geri indirirken sessiz olmaya çalışarak ışığı açmadan bekledim. Evime birinin girmiş olma ihtimali içimi korkuyla doldurmuştu. Emin olmak istediğim için birkaç saniye sessizce bekledim fakat tıkırtılar artmaya devam etmişti. Nefesim düzensizleşmeye başlarken aklıma telefonumun gelmesiyle aceleci ve titreyen ellerimle telefonu cebimden çıkararak Emir'i aradım.

"Alo? Daha yeni ayrıl-"

"Emir buraya gelmen gerek. Evde birisi var sanırım yukarıdan sesler geliyor."

Konuşmasına izin vermeden fısıldayarak böldüm onu. Söylediklerimden sonra kulağımda bir gürültü oldu ve hızlı nefes alışveriş sesinden geri döndüğünü anladım.

"Tamam güzelim ben hemen geliyorum, iki dakikaya oradayım. Sen dışarı çıktın değil mi?"

O an merdivenlerden adım sesleri gelmeye başladı.

Hızla dış kapıya doğru koşar adım gittiğim an fener ışığıyla oda aydınlandı ve gözüme doğru tutmasıyla elimi hızla yüzüme attım. Hırsızla göz göze geldiğimiz an ne yapacağımı şaşırmıştım. Hızla üzerime gelmesiyle tam çığlık atacakken ağzımı sertçe kapattı.

En azından Emir'i aramak için geç kalmamıştım...

"Şşh sessiz ol, amacım sana zarar vermek değil."

Beni iki adım kadar ilerlettiği anda dış kapının açılmasıyla Emir'in içeri dalması bir olmuştu. Işığı açtığı gibi hırsızın üzerine abandı. İyi ki evimin yedek anahtarı onda vardı.

Emir adamın yüzüne bir yumruk atarak yere devirdiği anda ağzımdan kaçan çığlığa engel olamamıştım. Üst üste yumruk atıyordu ve böyle devam ederse gerçekten bir şey olabilirdi. Emir'in bir yumruk daha atmak için kaldırdığı elini vurmasına izin vermeden tuttum. Fakat o kadar güçlüydü ki tutmamla yere düşmem bir olmuştu. Ağzımdan kaçan inlemeyle Emir'in yumruğu havada durmuştu.

Yere düştüğümü gördüğü an hızla bana doğru gelip kollarımdan tutarak ayağa kaldırdı. Hırsız ise zaten yüzü gözü kan içinde baygın yatıyordu.

"İyi misin İzem? Özür dilerim bir şeyin yok değil mi?"

"İyiyim.. sadece daha fazla vurmaman için... Her neyse, polisi arayalım."

Emir iyi olduğuma emin olduktan sonra polisi aramış ve ifade vermek için karakola gitmiştik. Gece üçe doğru eve gelmiştik fakat daha sonra ugraşmak istememiştik bu ifade işleriyle. Eve varıp kendimizi koltuğa attığımız an Emir ağzında olan baklayı çıkarmıştı. Karakola gitmemizden beri bir şey söylemek istediğinin farkındaydım.

"Bir süre beraber kalsak daha iyi olur, senin de korktuğunu biliyorum inkar etme. Merve ya da ben, birimiz seninle kalalım bir süre. Normalde senin bize gelmeni teklif ederim ama buradan başka yerde kalmayı sevmediğini biliyorum."

"Haklısın Emir, sanırım ben de en azından bir süre tek kalmak istemiyorum."

"Yavrum bak bir düşün. Bugün sana gerçekten bir şey olab- bir dakika! Ne dedin sen?"

İHANETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin