B1

1.9K 361 181
                                    


Keyifli okumalar.


Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.

*

Kulağıma dolan müziğin hoş melodisiyle evime doğru yürüyordum. Hava kararmıştı ve evime yaklaştıkça yollar daha da izbeleşiyordu. Arada bu şekilde yürüyüşler yapıyor ve dönüş bu saatlere kalınca karanlık yollarda yürümek zorunda kalıyordum. Başta ürkütücü gelse de alışmıştım doğrusu.

Evimin bulunduğu sokağa girdiğim sırada birinin ismimi seslenmesiyle yol ortasında dönmüş kim diye bakarken gürültülü bir fren sesi kulağımı doldurdu.

Afallamışlığın da etkisiyle kulaklarımın uğuldadığını hissettim, ellerimi üzerine koyma isteğini bastırmaya çalışırken ismimi seslenen kişi koşarak yanıma gelmişti. "İzem iyi misin!?"

Hemen birkaç adımlık mesafeyle önümde duran araba korkuyla yutkunmama sebep olmuştu. Fazla dikkatsizdim, son saniye varlığımı fark edip durmasaydı halimi düşünmek bile istemiyordum.

Yanaklarıma sarılan ellerle endişeli gözleriyle bana bakan Emir'e döndüm. "Cevap ver güzelim, iyi misin?" Kontrol etmek ister gibi üzerimde geziniyordu gözleri. Ellerimi koluna sararak başımı salladım iyiyim anlamında. Birkaç saniye kendime gelme amacıyla bekledim. Sonra hala burada bekleyen fakat içinden kimsenin inmediği araca döndüm. Emir de araca doğru hızla yönelmek istedi fakat sertçe kolundan tuttum. "Dur Emir."

Konuşmak için dudaklarını araladığı esnada kapı açılma sesi duyuldu. Arabadan bizim yaşlarımızda olduğunu tahmin ettiğim genç bir çocuk indi. Karanlıktan yüzünü net seçemesem de cam gibi parlayan mavi hareleri kendini belli ediyordu. "Afedersiniz ama kimseye bir şey olmadığına göre artık yolu açar mısınız?"

Uzatmak gibi bir amacım zaten yoktu fakat iyi olup olmadığımı dahi sormaması kaşlarımı çatmama sebep oldu. Bu ne umursamazlıktı böyle? Sanki kendisinde hiç suç yokmuş gibi... Samimi olmayan bir gülüş peyda oldu dudaklarımda. "Gayet iyiyim teşekkürler, özüre gerek yok. Alt tarafi bana çarpacaktınız(!)"

Pişkinliğine göz devirerek Emir'e döndüm. "Bana geçelim çok yorgunum."

"Hadi ama, bir şeyin yok işte. Uzatma da müsaade edin artık."

Bir kez daha konuşmasıyla kendimi durdursam bile Emir'i tutamayacağımı bildiğim için cevap vermeden kolunu ileri atılmasını önleyerek çektim. "Gidelim, lütfen."


***

Sabah telefonumun susmak bilmeyen sesinin yanı sıra gözlerime girmek için büyük bir savaş veren güneş ışıkları ile gözlerimi yeni güne araladım. Komodinin üzerinde susmuş telefon tekrar çalmaya başlayınca ağır hareketlerle yatakta doğruldum ve telefonuma uzandım. Arayan en yakın arkadaşım Merve'ydi.

Telefon bir kez daha kapanmadan açıp kulağıma dayadım ve Merve'nin her sabahki enerjili sesi ile karşı karşıya geldim. "Günaydın bebeğim! Hazırlandın mı? ben kafeye geldim bile."

"Doğrusu yeni uyandım." Esnemem konuşmamı bölünce Merve'nin kısık sesli gülme sesini duydum. "Yarım saate orada olurum."

Görüşürüz faslından sonra telefonu kapatıp hızla ayaklandım, önce banyoya girip işlerimi hallettim ve dişlerini fırçalayıp banyodan çıktım. Üzerime sweat geçirip siyah pantolonumu giydim ve siyah sporlarımı ayağıma geçirerek evden ayrıldım.

İHANETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin