10

15.9K 560 81
                                    

Mithat gülüp " getirdim zaten vurdum onu kan aktı bir daha buraya da gelemeyecek benim hükmüm budur şimdi müsadenizle Kenan amcanla konuş çabuk gel" diyip çıktı konaktan..
😉😉😉😉😉😉😉😉😉

Akşam eve gelmek için çırpınıyordu..
Bütün işlerini bitirmiş sonunda çıkacak iken kapısının çalınmasıyla  " gir" diye seslendi..
İçeri giren iki sakallı  biri yaşlı biri genç ve bir de daha yeni yetme çimen gözlü kız girdi içeri..
Yaşlı olan " müsadeniz var mi ağam sizin onayınıza ihtiyaç vardır " dedi  .

Mithat eliyle koltukları işaret edip "buyrun " diyip yer gösterdi.
Parkete tıkırtılara Mithat'ın bakışları eşlik etti.
Şaşkınlıkla karşısında oturan beyleri ve ayaktaki güzel kızı izledi.
Yaşlı adamın utançla bakışlarını yerde tutuyordu.

Yaşlı adam " ağam benim   yedi kızım vardır. Altısının da gönüllerince evledirdim benim hanımla hamdolsun mutlular " diyip yutkundu gözlerini dolmasıyla bakışlarını ellerine çevirip devam etti" ama  bu ay hanımımı kaybettim benimde dediklerine göre doktorların şurada bir iki aylık ömrüm kalmış ama son kızım var kimseye veremem   ama " diyip eliyle karşısındaki genci gösterip" bu  çocuk  kızımı ister ben vermek isterim ama benden sonra  kızıma birşey olursa diger tarafta da rahat edemem siz benden iyi bilirsiniz ne yapmam lazım" dedi sonuna doğru kelimeleri yutarak..
Mithat karşında ayakta dikilmiş kızı süzdü belli o kadar inceydi ki şalvarının lastiğine iki koca düğüm atmış üstündeki kıyafetler eski belli ki durumları yoktu.
Genç " ben Ali   Palıların ortanca oğluyum siz beni bilirsiniz  , Birgül bana varmayacakta kime varacak hem bir kap yemek yer " dedi kendisinden ve ailesinden emin bir şekilde...
Mithat oğlanın dedikleriyle kendi marabalarını gittikçe havası kaçan balon gibi büzüldüklerini görüyordu ve bu nedense Mithat'ta sinir yapıyordu.
Mithat gülerek" yani sen olmadan benim aşiretime bağlı insanlar aç mi kalıyor" dedi.
Ali ağasının gülerek söylediklerine tezat cümlelerine şaşkınlıkla dinliyordu.
Sonuna doğru panikle " haşa ağam ama benden iyisini bulamaz " diyerek döktüğü boncukları toplamaya çalıştı.

Mithat karşınızdaki genci umursamadan " babanın yanına otur bakalım Birgül" dedi kızın titremesini hayra yormayarak..
Kızın tereddütlü adımlarla babasının yanına oturmasıyla Mithat"  bak bakalım banaa sen ne diyorsun herkes senin hakkında birşeyler söylüyor sen  çok küçüksün belli" dedi sonuna doğru kendi kendine konuşarak.

Genç kız ağasının söz hakkını sormasıyla dumura uğradı.
Kapının çalmasıyla içeri doktor Oğuz girdi odanın kalabalık olduğunu görünce" musait değilseniz başka zaman uğrayayım ağam" dedi.
Mithat Oğuz'u süzüp " gel Oğuz gel bana akıl ver. Bakalım hem belki amcama da umut olursun hayattan çabuk vazgeçmiş" dedi.

Oğuz teredütle girip tek boş koltuğa küçük kızın karşına oturdu.

Oğuz  " hayırdır ağam önemli birşey mi" dedi aklından bu küçük kızın ne yapmış olabileceğini düşünüyordu.

Birgül bir anlık topladığı cesaretle
" ağam ben daha on yedi yaşındayım ben evlenmek istemiyorum ben babama bakmak istiyorum" dedi bardaktan dökülen su gibi hızlıydı kelimeleri...

Mithat ve Oğuz şaşkınlıkla kızı dinlediler.. Oğuz bir anlık sinirle " ne hüküm verirsin sen yine Mithat ağa bu küçük kızı evlendiriyor musun" dedi ayağa kalkarak..

Mithat duyduklarıyla düşündüğü doğru çıktığını duyunca sevindi Oğuz'un söyledikleriyle şaşkınlığa uğradı odadakiler ile beraber..
Mithat  genç kıza dönüp" sen daha küçüksün reşit olsan düşünürdüm ama yaşın çok küçük baban için de doktor Oğuz halledecek " dediğinde yaşlı adam lafını  bölüp " ağam hastalığım son evresinde ben gidersem kızım tek kalır" dedi teredütle..
Mithat "en son düşüneceğin şey kızın olsun ben bakar büyütürüm uygun münasip birini de bulursam evlendiririm siz sadece  iyileşmeye bakın herşeyi ben halledeceğim" dedi son hükmü koyarak..
Kanı kaynayan Ali duyduklarına inanamayıp" sen ne dersin Mithat ağa bu kız benimle evlenecek" dedi kendinden emin bir şekilde bu güzelliği başkasına kaptıramazdı.
Mithat sinirle elini masaya vurul" siz benim kim olduğumu unutmuşsunuz belli ben bu yaştaki kızı evlendirmem büyümesini bekle diyecektim ama bundan sonra kız bile istese sana bu kızı vermem defol şimdi karşımdan" dedi.
Ali kankanın nasıl kkay aldığını idrak edemiyordu ama karşısındaki de Ağasıydı . Hızla odayı terk etmekten başka çaresi yoktu.
Mithat Oğuza dönüp "sen amcamla ilgilenirsin geriye kalanı ben halledeceğim," diyip  çalışanı Kaan aile ile ilgilenmesini ve kendine rapor vermesini istedi.
Sonunda girdiği evine neşe gelmiş ev halkı eskisi gibi olmasa da gürültü yapmaya başlamıştı.
Gelen  Yılanlı aşireti görünce hızla selam verdi.
Genç yaşlı herkese kahve geliyordu..
Bir anda hizmetçilere yardım eden kar parçasının görünce edilen sohbeti duymamaya başladı dikkatle karısının babasına servis edişini izledi.
Sonra Yılanların en küçük oğluna servis edişini oğlanın karısını süzüp birşeyler fısıldadığını gördü.
Bir   anda ayağa kalkmasıyla  herkesin dikkatle ona bakması bir oldu.
Babasına ve diğer aşiretin büyüğüne dönüp " müsadenizle işim var halledip geliyorum " dedi.

Karısını kapıdan çıkmadan kolundan tutup tepsiyi yanından geçen Kadir' e verdi ve karısını sürüklemeye başladı.
Kolundan  çekiştirilmesiyle Berfin şaşkınlıkla Ağasına bakıyordu.

Sonunda odasındaki yatağa itilmesiyle  kendini yatakta yüz üstü buldu.
Mithat sinirle " ne dedi o it sana, ne fısıldadı" diye bağırdı.
Berfin duyduklarıyla şaşkına dönüp bir anlık  sinirle" niye bağırıyorsun ne derse desin ne fark eder ben senin karınım" dedi hızlı soluk alışverişiyle  göğüsleri inip kalkıyordu ve Mithat bu görüntüyle tahrik oluyordu..
Karısı milletin içinde uysalca takip etmiş odada dişi asaltn gibi  kükrüyordu.
Kanı hızla akmaya başlıyor erkekliği kendisinden bağımsızca hareket ediyordu.

Mithat sinirle "ne dedi o it bir daha tekrar etmeyeceğim" dediğinde Berfin " hani rica ediyordun tabi işin bitti " diyip derin nefes aldı ",  dedi ki bu güzellik senin mi dedi bende bu güzellik Mithat Ağa'nın dedim oldu mu  ben karşılığını veremez miyim sanıyorsun" diye bağırıyordu.

Mithat duydukları hoşuna gitse de geri adım atmak istemiyordu" sana demedim mi sen bu evin hanım Ağasısın sen karışma işlere" diye söylenip sesini alçaktı.
Berfin kahkaha atıp " evet hanım Ağasıyım bu evin ama önce  senin karınım ve  evime gelen kim olursa olsun hizmet ederim ben böyle gördüm kendi evimde misafir ağırlamayacaksam ne iş yapacağım acaba Mithat bey" dedi.
Berfin ne dediğini düşünmeden hızla sinirini boşaltıyordu.

Mithat karısının kendisini ve evini bu kadar benimsemesi ve aitliğini bu kadar kabullenmesi hoşuna gitti. Yatakta oturmuş cevap veren karısının üzerine  çıktı kollarını karısını başının yanına koydu.

Gülerek " demek bu ev senin ve misafirlerine hizmette, kocan istemese de yapacaksın" dedi
Berfin  Mithat'ın üstünde olmasını umursamamaya çalışarak " evet çünkü bu ev benim ,misafirler benim misafirim ,senin ailen benim ailem ben böyle gördüm evlilik böyle bir şey bana göre " dedi sonuna doğru Mithat'ın bakışlarını görerek sesi azaldı.
Mithat bir anda aklına gelen şiiri kar parçasının gözlerine bakarak

"Seni sevdiğimi anladığım gün nefesim kesildi
Sevmenin ne demek olduğunu anladığımda
Aslında korktum.
Sevmekten korkar mı insan?
Sahi korkmaz ya.
Ellerin ellerime kavuşmasaydı eğer.
İşte, işte o zaman başlardı yangınlar.

Kısacası karım olduğun ve benim olduğunu söyleyip bana karşı çıktıkça senden hoşlanıyorum ilk defa bir kadına şiir okudum " diyip güldü" ama bu sen olduğun için çok şanslıyım benimle hep böyle kavga edeceksen istediğini yapmakta özgürsün" diyip erkekliğini Berfin' e
bastırdı.
Berfin bir anda alt kısmında hissettiği kocasıyla  daldığı hülyalardan yere çakıldı.

Berfin gözleri dolarak" beni istediğinizi söyleseydiniz Mithat bey karınız olarak zaten görevimi yapardım beni kandırmanıza gerek yok" dedi zar zor titremesini engelleyip konuşarak..

Mithat bir anda değişen karısına bakıp " ne yani ben bu şiiri seninle beraber olmak için okuduğumu düşünüyorsun " dedi inanamayarak.
Berfin sadece başını saklamakla yetindi.

Mithat hızla yataktan doğrulup " gerçekten salağın tekisin seninle beraber olup   dağ evine de yollayabilirdim sence ailemi dinleyecek bir insan miyim sana şiir okumadan da dokunurum sence o kadar nazik bir yapım mi var gerçekten aptalsın" diyip odanın kapısını vurarak terk etti.
Berfin ne olduğunu anlamadı .. şimdi niye şiir okumuştu?
Bir de tek bana , istese yanında tutmazmış " salak  " diye bağırdı.

O akşamın üstünden beş gün geçmişti ve Mithat bey ne yatağına giriyor ne de  yüzüne bakıyordu..

Ne yapmıştı bir anda kollarına atılmasını mi bekliyordu çok beklerdi.
Mutfağa girecekken dış kapının sesiyle kocasını ve yanındaki kızı gördü.

Kuma mi getirmişti yoksa bu genç kızın ağasının yanında ne işi vardı?

🤯🤯🤯🤯🤯🤯🤯
Beynim yandı umarım memnun kalmışsınızdır . Biraz işleri kızıştırmanın vakti geldi.

5 takip 70 vote 70 yorum  dan sonra görüşürüz
Yorumlarınız ve görüşlerinizi bekliyorum .
Kusurlarım varsa affettin elimden geldiğince uzun yazmaya çalıştım 🙏

         Yazarınız:::::::::::::::Zeytan 😉

Mithat Cihangir( TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin