Iblisimin yanında dolaşan, onu benim gibi isteyen kızlardan biriydi o da. En kolay av o idi. Saf ve temizdi, çok kolay kandırabilirdim onu. Bu benim için büyük bir nimetti. Ve dediğimi de yaptım, onu kandırdım.
Bir okul çıkışında "Evimde sadece kızlar için düzenlenmiş bir parti var." dedim, zavallı küçük Hayley çok sevindi ve akşam üstü saat beş gibi evime geldi. Kapıdan girdiği anda arkadan boynuna sarıldım ve boğmaya başladım. Ama yapamadım, çok bağınca ağzını kapatıp kafasını masaya vurdum. Her yer kan içerisindeydi. Ne yapacağımı bilemedim. Cesedi bodrum katında elektrikli testere ile parçalara ayırıp bir çöp poşetinin içinde çöplüğe attım. Eve gidip bütün kanıtları temizledim, yerdeki kanları, kamera görüntülerini ve onun dokunduğu yerlerdeki parmak izlerini.
Neden böyle olduğunu bilmiyordum, daha 17 yaşındaydım, birini öldürmüştüm ama içimde ne bir korku ne bir endişe vardı. Içimde bir psikopat yatıyordu ve ben onu uyandırdım.
Sanki hiçbir şey olmamış gibi yaşamaya devam ediyordum, televizyonu açtım ve sigaramı yaktım. Çok rahattım, o geceyi iyi geçirdim, ama sonrasında içimdeki öfke büyümeye başladı. Antonius'un yanında gördüğüm her kızı öldürmek istiyordum. Ve bu istek bana zevk veriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir İntihar Hikayesi / texting
Ficção GeralBen Marcius, Ariadna Marcius. Yaşamak için tek bir sebebim vardı, Antonius. İmkansız değildi, ama karşıma çıkan engellerim vardı. Bende hepsinden kurtuldum...