ŞÜPHE

21 2 1
                                    

Esra Cengiz on dokuz yaşında , Marmara Üniversitesinde Güzel Sanatlat fakültesini kazanmış ve Afyondan buraya gelmiş . En büyük hayali ressam olmak ve ailesini gururlandırmakmış . Tıpkı diğer ölen kadınlar gibi , tüm basın dün gece olan cinayeti konuşuyordu halk endişeliydi çoğu insan bu sapık zihniyeti eleştiriyordu oysa ki bunu yapan kişi de içimizden biri değil miydi? Sapık zihniyet her yerdeydi , Esranın ailesinin ağıtları her yerdeydi hangimiz o ailenin acısını geçirebilirdi ki ? Tek istedikleri kızlarına bunu yapan katilin bulunması . Havanın kararmasını beklerken babamın laptopuna bağlandım ekranın da açık olan klasöre tıkladım ve olay yeri incelemenin çektiği fotoğraflara baktım,  gerçekten cesed tanınmayacak haldeydi.  Bunu yapan her kimse cezalandırmak için öldürmüyordu,  öldürmek istediği için öldürüyordu. Anlamadığım nokta şuydu bunu yapmak isteyen insan bu zamana kadar kendini nasıl durdurabilir ki ? Katil akıllıydı arkasında tek bir kanıt ona ulaşacağınız tek bir delil bırakmıyordu fakat onu ele veren tek şey işlediği cinayetti. İstanbul ' da beş yıl önce tam olarak böyle bir vaka yaşanmıştı fakat katil yakalanıp müebbete tabi tutulmuştu.  Peki şuan o katil hala cezaevinde miydi? Hızlı bir araştırmadan sonra aradığım katili buldum ve tam olarak da tahmin ettiğim gibi hapisten kaçmıştı . Sabıka defteri oldukça fazlaydı hırsızlık,  yaralama ve beş insan hayatı alma o zamanlar bu katilin bir an icin yakalanmayacağını düşünmüştüm bizim halkımız ikiye ayrılıyordu ya her şeyin en kötüsünü düşünürdük ya da hiç düşünmezdik , başımıza gelene kadar . Aradığım katil beş yıl önce tutuklandığında " Öldürmek istedim ve öldürdüm bundan zevk alıyorum " gibi saçma sapan cümleler kurmuştu , bizleri daha çok tahrik edecek cümleler.  Biraz daha zorlayarak katili araştırdım annesini babası öldürmüştü ve babası cezaevine girince küçük yaşta yetimhaneye verilmişti olayda tam olarak burada patlak veriyordu iki yıl sonra çocuğun şiddete meyilimi artıyor ve daha on iki yaşındayken yetimhanede ki müdürünü bıçakla yaralıyordu . Küçük yaş olduğu için kimse çocuğa bir şey yapamıyor ve ne büyük tesadüf ki müdür beş yıl önce evinde ölü bulunuyor . Bu iş bir bataklık gibiydi çözmeye çalıştıkça daha çok batıyordun fakat dün gece gördüğüm adamla katil olarak şüphelendiğim kişi  bir değildi,  sanırım ilk bunu çözmem gerekiyordu.

     Babamın uyumasıyla evden kaçtım eğer doğru planlıyorsam katil bugün kimseyi öldürmeyecekti çünkü bana göre daha çok dikkat dağıtmaya çalışıyor gibiydi hedeflediği başka bir insan vardı başka bir cinayet ve ben onu birini daha öldürmeden yakalayacaktım. Dün takip ettiğim adamın evinin önünde dikildim buradan öylesine geçen biri olsaydım terk edildiğini düşünebilirdim fakat içeride olduğunu biliyordum . Kırılmış pencereden atik hareketlerle içeriye girdim ev sessizdi bi an için gerçekten kimsenin olmadığını düşünecektim fakat içeriden bir sesleniş duydum

- Atalay sen misin ?

Atalay cezaevinden kaçan ve tahmin ettiğim gibi diğer kurbanları öldüren katildi. Onun ismini söylemesi bir şeyleri açıklığa kavuşturmuştu. Sessizlik. Adam bana doğru geliyordu ayak sesleri  ona göre sessizdi belki fakat bana göre fazla ses çıkarıyordu,  boğazıma yapıştırdığım ses değiştirme bandını aktif hale getirdim ve maskemi son kez düzelttim o kapıdan içeriye  girdiğinde çevik bir tekmeyle onu odanın diğer köşesine sürükledim ve konuşmaya başladım.

- Bütün uzuvları parçalanmış bir cesed görünce insanlar tepki gösterir fakat sen fazla sakindin çünkü onun birini öldüreceğini biliyordun .

- Kimsin sen ?

- Hep aynı sorular.

- Ne istiyorsun ?!

- Ne istediğim belli değil mi belki de Atalay gibi sadece birini öldürmek istiyorumdur .

- Onu uyardım yapmaması gerektiğini söyledim ama o durdurulamaz .

- Neden ? Neden masum insanları öldürüyor?

- Döndüğünü duyurmak için...

- Kime?

- Yetimhanede ki müdür yardımcısına .

- Açık konuş  benimle!

- Atalayla yetimhanede tanışmıştık o çok iyi bir çocuktu fakat o günden sonra değişti.

- Hangi gün?

- Müdürün onu odasına çağırdığı gün.  Bir kaç hafta sonra beni de çağırdılar sebebini o zaman anladım. Biz ... onlar bize dokundular .

Sessizlik , insanlar kötü bir şey duyduğunda ya susarlardı ya da ayıplamaya başlarlardı. On iki yaşında hayatın boyunca unutamayacağın ve zihninin sürekli sana bunu hatırlatıp işkence edeceği bir anı , boktan bir anı. Fakat bu kimseye birini öldürme hakkı vermez .

- Her hafta müdür ve müdür yardımcısı Atalay ile beni odasına çağırıyor ve aynı işkence başa sarıyordu eger birine söylersek bizi öldüreceklerini söylüyorlardı ama buna rağmen susmadık personellere söyledik fakat bize inanmadılar , kimse bize inanmadı!

Karşımdaki adam ağlamaya ve titremeye başlamıştı onu anlayamazdım anlamam mümkün değildi ancak sadece tahmin edebilirdim çünkü ben herşeyin acısını çekebiliyordum çünkü sadece İNSANDIM.

- Atalay da müdürü öldürdü fakat müdür yardımcısı İstanbula kaçtı onu öldürmeye de yemin etti Atalay çünkü büyüdükçe kinimiz ve gücümüz arttı çünkü bizi kimse korumadı fakat Atalay kendini kaybetti herkesi öldürmeye başladı dün öldürdüğü kadını mahallede küçük bir çocuğa kötü davrandığı için öldürdü  üç gün önce öldürdüğü kadını ise sevgilisini aldattığı için.  Kendi kafasında bir adalet çarkı kurdu ve  buna uymayan her  insanı öldüreceğine yemin etti .

- Tüm buar onu haklı çıkarmadığını sende biliyorsun adalet böyle bir şey değil.

- Biliyorum ama onu durduramıyorum o ... o benim tek arkadaşım.

- Eğer onu şimdi durdurmam da yardımcı olmazsan daha kötüsü başımıza gelecek . Onu bulmam da yardımcı ol ben de müdür yardımcısını hapise tıkmak için her şeyi yapayım.

- Onu bulamazsın.

- Ne demek bu ?

- O her yerde .

Kadın CinayetleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin