Blossom [yoonrose]

3

"Aklını mı kaçırdın? Ona anlatamazsın Yoongi!"
"Yapmak zorundayım. Yaşadığı şeyler kolay değil ve hatırlatırım o artık bir yarı-vampir. Nasıl bir hayatın onu beklediğini öğrenmek zorunda!"
"Tamam, tamam sakinim. Anlat. Yavaşça."

Rose kapı çalınışını duyunca yemeyi kesti ve bekledi. Nerede olduğunu, neden burada olduğunu ve de en önemlisi karşısında dikilen bu adamın kim olduğunu çok merak ediyordu.
"Sana her şeyi anlatacağım ama senden sakin olmanı istiyorum. Yapabilir misin?" Rose konuşmak yerine kafa sallamayı tercih etti.
"Öncelikle adım Yoongi. İnsanların sandığı gibi normal bir dünyada yaşamıyoruz. Normallerin bilmediği tonlarca şey var. Irklar, örgütler, araçlar ve dahası. Ama sen çoğu kişinin yapamayacağını yaptın ve bunları öğrenmeye hak kazandın. Bizler birer vampiriz. Tarih kitaplarında soğuk, ölümsüz, hızlı ve kan içen varlıklar olarak tanımlanırız. Ve evet doğru soğuk, ölümsüz ve hızlıyızdır. Hayatta kalmak için senin gibi yarı-vampirler  dışında hepimiz kan içeriz. Bizimkiler insan kanı içmeyi reddediyor. Biz sadece hayvan  avlarız. Ama siz yarı-vampirler ikisini de yapabilirsiniz. Normal insan yemeklerinin yanında kan da içebilirsiniz. Bir çok insan vampirlerin varlığını hiçe saysa da bazıları evet, onlar gerçekten var diyerek kabul ediyor."
"Ben? Nasıl? Yani ben anlamıyorum, nasıl bir vampir olabilirim? Hiçbir şey hatırlamıyorum, tek hatırladığım-"
"Anlatmak zorunda değilsin. Ben seni bir parkta buldum. Ölmek üzereydin. Tek çare buydu, ölmene izin veremezdim. Şimdilik anlattıklarımı bil yeter. Biraz daha dinlen. Daha sonra seni bizimkiler ile tanıştırırım. Mina seni görmek için can atıyor."

Selam! Uzun zaman oldu. Ama yinede hepinize çok teşekkür ederim. Blossom 1k olmuş. Bunun şerefine yeni bölüm atıyorum.

Aslında yeni bir hikâyeye başlamak istiyorum, fan-fic değil. Ne düşünürsünüz? Fikirlerinizi yorum olarak bekliyorum.