●ÖZEL BÖLÜM 3●

427 20 14
                                    

Telefonuma gelen bildirim sesi ile telefonu açtım.

Emir: Güzelim biraz daha iyi misin ?

Ben: Iyiyim ya... Eliz çorba yaptı bana onu içeceğim şimdi.

Emir: Hayır anlamıyorum yani nasıl yaz sıcağının ortasında grip olabildin ki ?

Ben: Dedi daha geçen hafta ölecek kadar öksüren Emir.

Emir: Aman uzatma sen de...

Emir: Neyse çorbanı iç sen.

Emir: MUAHHHH🥰

Ben: Muahh😘

Telefonumu kapatıp sehpanın üstüne koydum.

Eliz elinde ki tepsiyle yanıma geldi ve çorbadan bir kaşık alıp ağzıma verdi. Aniden kapının zil sesi ile çorbayı sehpaya bıraktı ve kapıya doğru gitti.

Ben 'Kim acaba' diye düşünürken Eliz'in çığlık sesini duydum.

Hemen kalkıp kapıya gittim. O anda şaşkınlıktan ölebilirdim. ANNEM VE BABAM GELMİŞTİ.

Ben: ANNE, BABA !

Ikisinin de üstüne -tabiri caizse hayvan gibi- atladım ve sarıldım.

Annem: Kızım dur bir içeri girelim.

Onları rahat bıraktım ve içeriye geçmeleri için izin verdim.

Annem ve babam ikisi de koltuklara oturduğunda kapının önünde ki valizleri içeri ye aldım.

En son geçen sene gelmişlerdi ama çok özlemiştim.

Ben: Ardaaa çabuk aşağıya gel. Bak kimler geldi ?

Arda'nın odasından önce bir kapı sesi geldi ve daha sonra merdivenlerden el ele inen iki kişiyi gördüm. Arda ve Tuğçe...

Merdivenlerin en ucuna geldiğinde tam karşısında koltukta oturan annemi ve babamı görünce savinçten hemen onlara koştu.

Arda: Ayanne dede ! (Anneanne,dede)

Annem ve babam ikisi de aynı anda Arda'ya sarıldı ve daha sonra onu kucağına aldılar.

Annem: Tuğçe kuzum anneanneye sarılmak yok mu ?

Tuğçe de hemen yanlarına koştu ve onlara sarıldı. Tuğçe ile Arda yukarıya çıktığında Eliz de sırayla anneme ve babama sarıldı.

Babam: Hani damat nerde ?

Ben: Baba ya evleneli yıllar oldu bir kere bile çocuğa ismiyle seslenmedin.

Babam: Niye damat değil mi ?

Ben: Öf baba... durun arayayım, çıkmıştır zaten.

Telefonumu alıp kulağıma götürdüm.

Emir: Balımmmmm....

Ben: Emir babamlar geldi.

Emir: Canımm- Ne babanlar mı ?

Ben: Evet.

Emir: Tamam hemen geliyorum.

****

1 saattir babam ve annemle sohbet ediyorduk. Hasta oluşumu unutmuştum desem yeri vardı.

Kapı zili çalınca bakmaya gittim. Kapıyı açtığımda önümde diz çöken bir Emir vardı. Aniden arkasında gizlediği sapında kırmızı bir kurdele bağlı olan siyag gülü bana uzattı. Fazla güzeldi. Hayır hayır gül değil-o da güzeldi- aşkımız, yıllardır solmayan aşkımız fazla güzeldi...

Emir ayağa kalktığın da gülü elime aldım ve ona sarıldım. Alnıma bir öpücük kondurdu ve içeriye doğru gitmeye başladık.

Babam: Nerde kaldınız ya ? Yarım saattir...

Ben: Gülümü alıyordum.

Annem&Eliz: Ne gülü kııız ?

Elimde ki siyah gülü gösterdiğim de içeriden 'oooo' nidaları yükselmişti bile...

Tuğçe ile Arda da geldiğinde Emir'e sarıldılar. Biz çok güzel bir aileydik. Fazla güzeldik.
Bizim ailemizi oluşturma hikayemizde bizimle beraber olduğunuz için teşekkür ederiz. SİZİ SEVİYORUZ !

Duygulandım...
Hoşçakalın cancımlarım !

SEVEMEDİĞİM ANONİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin