~9~

612 50 2
                                    

Araba durduğunda arabadan indim ve etrafıma bakmaya başladım. Saray yavrusu gibi efsane bir ev karşıma çıktığında ağzımın bir karış açılmasına engel olamadım.

Beyaz ve kahverengi tonlarından oluşan dış yapısı oldukça zengin bir ailenin yaşadığını belli ediyordu. Ege içeriye girdiğinde bende onu takip etmeye başladım. Evin içerisi de en az dışı kadar güzeldi. Beyaz, Altın sarısı ve kahverengi tonları ağır basıyordu.

Ege'nin girdiği odaya girdiğimde. Burasının Ege'nin odası olduğunu tahmin ettim.

Ege: İstersen benim odamda çalışalım. İstersen de bahçe de... nerede çalışalım ?

Ben: Odayı tercih ederim. Bu sıcak havada dışarısı pek uygun değil gibi.

Ege: Haklısın.

Ege klimayı açtığında bende çantamı gösterdim.

Ben: Nereye koyayım ?

Ege: Askılığa as istersen.

Askıya astım ve Ege'nin oturduğu masaya oturdum.

Ege defterlerini çıkarırken bende odayı incelemeye başladım.

Siyah ve beyaz tonlarındaydı. Beyaz bir baza,siyah avize ve siyah bir masa haricinde ilgi çeken bir şey yoktu.

Koltuk ise beyazdı. Ayrıca yatağın hemen yanında bir çalışma masası vardı. Çalışma masası da siyahtı.

Ege'ye baktığımda defterleri çıkarmış olduğunu gördüm.

Ege: Eveeeeettt başlayalım.

-2 saat sonra-

Saate baktığımda 5 olduğunu gördüm.

Ege'ye döndüm.

Ben: Ege bence bu günlük bu kadar yeter. Ben eve gideyim artık.

Ege: Biraz daha çalışabiliriz bence.

Ben: Yarın devam ederiz. Hem bak ben çok yoruldum. Ölüyoğğmmm.

Diyerek sandalyeye kendimi bıraktım. Ege kahkaha atınca hemen normal pozisyonuma döndüm.

Ege: Tamam. O zaman Serdar abi seni bıraksın.

Ben: Hayır,hayır ! Hiç gerek yok. Ben kendim giderim.

Ege: Buraları biliyor musun ?

Ben: Evet. Daha önce gelmiştim.

Ege: Olsun. Ben yine de seninle geleyim.

Ben: Hayııııııırrr.

Ege: Eveeeeeettt.

Çantamı aldım ve odadan çıktım. Evin kapısına doğru ilerledim. Kapıyı açtım ve tam kapatacakken Ege de çıktı.

Ben: Ege lütfen. Hiç gerek yok. Taaaaa oraya kadar ne uğraşçaksın.

Ege: Uğraşma olmaz ki... ben geri dönerim sonra. Hadi yürü bakalım.

Ege önden önden yürümeye başlayınca bende peşine takıldım.

Otobüs durağına geldiğimizde hemen bindik. Ben akbilimi bastım ve arkaya doğru ilerlemeye başladım. Duyduğum ses ile arkama döndüm.

Ege'nin akbili yetmemişti ve parayla ödemeye çalışıyordu.

Hemen geri döndüm ve Ege'nin yerine de akbil basıp onu da çekerek arkaya ilerlemeye başladım.

Ben: Ege senin kafan yerinde mi ? Otobüste para vermek nerde görülmüş evladım ?

Ege: Uzun zamandır binmediğim için akbilimin bitmiş olduğunu görmedim ben ne yapayım ?

Ben: Tamam.

Oturacak yer var mı diye etrafa bakarken boş bir yer olduğunu gördüm. Ege benden önce gidip eliyle tuttu ve bana gel işareti yaptı. Yanına gittim ve hemen koltuğa oturdum.

Ben: Teşekkürler.

Ege: Rica ederim.

Ben koltukta otururken Ege de oturduğum koltuktan tutunuyordu. Yaklaşık 20 dakikada inmem gereken durağa varmıştım.

Otobüsten indim ve tam yürüyecekken Ege de yanına geldi.

Ben: Bu kadar yeterli. Diğer otobüsle hemen evine dönmen lazım. Şurada akbil doldurmak için yer var.

Ege: Benim yerime bastın zaten onun parasını vereyim bari...

Ben: Gerek yooooookkk.

Ege: O zaman dondurma ısmarlayayım.

Ben: sen doğruca eve git bence. Zaten akşam yemeği yemem lazım. Dondurma yiyemem.

Ege: Pekiiii. Görüşürüz.

El salladığımda o da el salladı ve akbilini doldurmaya gitti. Ben de eve doğru yürümeye başladım.

Kendi sokağıma girdiğimde telefonuma bildirim sesi geldi. Yürürken bir yandan da okumaya çalıştım.

E: Sonunda gelebildin.

E: Otobüste sana yer verdiğinde hem sinirlendim hem de sevindim ayakta kalmayacaksın diye...

E: Ihm ıhm.

E: Evine gir.

Ben: Burada mısın ?  Yine ve yine...

E: Evet.

Ben: O zaman hadi karşıma çık.

E: Sana tek bir şey söyleyeceğim.

E: Doğum gününde ipucu vereceğim ama ondan önce bir tane vermek istiyorum.

Ben: Ver o zaman!

E: Vazgeçtim.

E: Doğum gününü bekle.😂

Ben: bb😑

E: BB👋😍😘💓💓💟

Telefonumu kapadım ve hemen evin kapısını açtım. Evin kapısını açtığım gibi burnuma yoğun bir pizza kokusu geldi.

Hemen masaya koştum çantamı bir kenara fırlattım ve Eliz'in pizza yediğini gördüm.

Ben: Hani bana ?

Eliz: Fırında 5 dakikaya pişer. Ben yaptıııııım. Kendi elciklerimle. Canım ellerim.

Deyip ellerini öpmeye başladı. Bende fırsattan istifade bir dilim pizza aldım ve yemeye başladım.

Eliz: Amaaaa...

Ben: Pişmesini bekleyemedim. Benim ki pişince iade ederim.

Eliz: Anlaştık.

'Çınn' Fırının zamanlayıcısından gelen ses ile hemen fırına koştum ve pizzamı çıkardım.

Pizzayı masaya koydum ve bir dilimini Eliz'e iade ettim. Afiyetle pizzamı yemeye başladım. Hayvana bak sen... kızım azalt şu yemekleri. Kilo aldın kilooo... Yaa iç ses. Sen aldın kilo. Sen alınca ben de aldım. Susss iç ses suss !

-ERTESİ GÜN-

Sabah uyandığımda üstüme beyaz yarım bir tişört ve altıma siyah yüksek bel kumaş bir pantalon giydim.

Hemen mutfağa gittim. Eliz uyanmış kahvaltıyı hazırlıyordu. Masaya oturdum ve beni farketmesini bekledim. Aniden telefonum çalınca hem Eliz hem de ben korktum. Telefonumu çıkarıp kimin aradığına baktım. Arayan babamdı.

Hemen telefonu açtım.

OYLAR AŞIRI DERECEDE DÜŞTÜ. DİĞER BÖLÜMLERDE 6 VEYA 4 OY OLUYORKEN BİR KAÇ BÖLÜMDE 2 OY VAR. GERÇEKTEN ÇOK ZOR DEĞİL. OKUYAN HERKES OY ATSA NE OLUR SANKİ ? ÖLMEZSİNİZ. LÜTFEN,LÜTFEEEN OY ATIN.
TEŞEKKÜRLER.

(BU ARADA AYDINLIĞIM-GİZLİ ADLI KİTABIMA DA BİR GÖZ ATIN DERİM...)

BB😘😘👋👋

VOTE
⬇👇⬇👇⬇👇⬇👇

SEVEMEDİĞİM ANONİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin