10. BÖLÜM

856 23 0
                                    

   Uyandım. Önümde Selim duruyordu. Ona baktım ve bir öpücük kondurdu dudağıma sonra gülümsedi. Ben de gülümsedim. Ve bana:
- Hadi uyan aşkım. demesi beni çok sevindirdi. Ben bu sefer onun dudaklarına yapıştım.
- Seni seviyorum, dedim.
- Sen seversinde ben sevmez miyim?
- Seversin bence.
- Neyse sabah sabah şey yapmayalım.
- Bence de.
  Gittik mutfağa ve artık öpüşmeli yemek hazırlıyorduk.
  Yemeğimizi hazırlayıp oturduk sofraya.
- Bugün parka gezmeye gidelim mi?
- Tabi neden olmasın.
- Erken gidelim.
- Erken? Saat kaç şimdi?
- 11 felan herhalde.
- O zaman. Bunun daha hazırlanması temizliği osu busu var yani.
- E peki.
  Yemek yedikten sonra o osu busu işlerini hallettik. Saat zaten 13'ü bulmuştu bile.
- Hadi hazırlan.
- Tamam hazırım.
   Evden çıktık. Evimin yakınlarındaki park uzun ve büyüktü. Parka geldik.
- Yürüyüş mü yapalım?
- Evet iyi olur.
  Yürüyüş esnasında Selim iki kızı gözlemliyordu. En sonunda
- Ben biliyordum.
- Neyi?
- Böyle olacağını.
- Ne oldu?
- Kızı görmedin mi tanımadığı erkekle foto çekiyor.
- Heee.
- Rezillik ya!
  Yürüdük biraz daha. Yanıma bir kız geldi.
- Afedersiniz.
- Buyrun.
- Fotoğraf çekebilir miyiz?
- Ee...
- Lütfen hayır demeyin.
- Şey. Olur o zaman.
  Fotoğraf çekimi boyunca Selim sinirli sinirli bakıyordu.
- Çok teşekkürler, diyerek gittiler.
- Burak?
- Ne oldu?
- İçine girseydin kızların.
- Tövbe tövbe!
  Yürümeye devam ettik.
- Burak?
- Efendim.
- Senin sevgilin olmuştu değil mi?
- Evet.
- Hâlâ var mı?
- Yok hepsinden ayrıldım.
- Sevgili olalım mı?
- ...
- Hı?
- Neden?
- Sen ilk taşındığın zaman sana ısınamadım. Büyük aşklar nefret ile başlarmış.
- Bunu düşünmem gerek. dedim gülümseyerek.
- Bu cümleyi kurmamı sen sağladın.
- Nasıl?
- Geceyi unutma.
- Sen de hatırlatma. O anlık bir istekti sadece.
- Beni seviyor musun?
- Evet.
- O zaman.
- Ama arkadaşça.
  Selim'in yüzü düştü. Sinirlendi. Ve beni vurmaya başladı.
- Çocuk gibi davranma. Herkes bize bakıyor.
- Banane.
- Tamam yürüyüş yapalım hadi.
  Yürüyüşe davam ettik. Biraz yürüdükten sonra.
- Ama ben seni çok seviyorum. Ve arkadaşça değil.
- Sen daha dün Eylül ile birlikte idin.
- Hatırlatma bana o kızı.
- Peki.
  Bir tur yürüyüşü tamamladık.
- Bir tur daha atalım mı?
- Senle ben ölene kadar tur atarım. Tabi atalım.
   İkinci turun elli metre sonunda.
- Düşündün mü?
- Kararımı evde söyleyecem.
- Ayy çok yoruldum. Eve gidelim yeter. Ayakta duracak halim yok.
- Yok ya bu tur bitsin sonra.
- Öff ya!
   Tur bitti ve Selim çok sevindi. Evin asansörüne bindik.
- Asansörde kamera var mıdır acaba, dedi.
- Sen benden daha eskisin sen bileceksin. Bi de ne için?
- Şey, dedi ve dudaklarıma yapıştı. Seksi bir şekilde öpüşüyorken asansör durdu. Selim hemen kendini topladı ve benden anahtarı aldı. Kapıyı açıp içeri girdik.
- Burak birlikte duş alalım mı?
- Olur.
  Banyoya gittik. Küvete su doldurduk. Ve birlikte içine oturduk.
- Hadi kararını söyle.
- Şey...
- Ney yoksa hayır mı?
- Ben senin gibi birini bulmuşken bırakır mıyım?
- Bırakmazsın.
- Bırakırım tabi ki.
   Selim'in bakışlarını asla unutmam.
- Şaka şaka.
  Benim kafamı suyun içine koydu ve çıkardı. Ben de onu koyup çıkardım.
- Sevgilim.
- Efendim aşkım?
- Sanırım dudağımda bir şey var.
- Dur hemen temizleyeyim. Dudaklarına yapıştım. En sonunda banyodan çıktık. Akşam saat 11:50 civarında ise yatakta oynaştık ve uyuduk.

EŞİM (GAY) •TAMAMLANDI• (DÜZENLENECEK!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin