Uyandım. Önümde Selim duruyordu. Ona baktım ve bir öpücük kondurdu dudağıma sonra gülümsedi. Ben de gülümsedim. Ve bana:
- Hadi uyan aşkım. demesi beni çok sevindirdi. Ben bu sefer onun dudaklarına yapıştım.
- Seni seviyorum, dedim.
- Sen seversinde ben sevmez miyim?
- Seversin bence.
- Neyse sabah sabah şey yapmayalım.
- Bence de.
Gittik mutfağa ve artık öpüşmeli yemek hazırlıyorduk.
Yemeğimizi hazırlayıp oturduk sofraya.
- Bugün parka gezmeye gidelim mi?
- Tabi neden olmasın.
- Erken gidelim.
- Erken? Saat kaç şimdi?
- 11 felan herhalde.
- O zaman. Bunun daha hazırlanması temizliği osu busu var yani.
- E peki.
Yemek yedikten sonra o osu busu işlerini hallettik. Saat zaten 13'ü bulmuştu bile.
- Hadi hazırlan.
- Tamam hazırım.
Evden çıktık. Evimin yakınlarındaki park uzun ve büyüktü. Parka geldik.
- Yürüyüş mü yapalım?
- Evet iyi olur.
Yürüyüş esnasında Selim iki kızı gözlemliyordu. En sonunda
- Ben biliyordum.
- Neyi?
- Böyle olacağını.
- Ne oldu?
- Kızı görmedin mi tanımadığı erkekle foto çekiyor.
- Heee.
- Rezillik ya!
Yürüdük biraz daha. Yanıma bir kız geldi.
- Afedersiniz.
- Buyrun.
- Fotoğraf çekebilir miyiz?
- Ee...
- Lütfen hayır demeyin.
- Şey. Olur o zaman.
Fotoğraf çekimi boyunca Selim sinirli sinirli bakıyordu.
- Çok teşekkürler, diyerek gittiler.
- Burak?
- Ne oldu?
- İçine girseydin kızların.
- Tövbe tövbe!
Yürümeye devam ettik.
- Burak?
- Efendim.
- Senin sevgilin olmuştu değil mi?
- Evet.
- Hâlâ var mı?
- Yok hepsinden ayrıldım.
- Sevgili olalım mı?
- ...
- Hı?
- Neden?
- Sen ilk taşındığın zaman sana ısınamadım. Büyük aşklar nefret ile başlarmış.
- Bunu düşünmem gerek. dedim gülümseyerek.
- Bu cümleyi kurmamı sen sağladın.
- Nasıl?
- Geceyi unutma.
- Sen de hatırlatma. O anlık bir istekti sadece.
- Beni seviyor musun?
- Evet.
- O zaman.
- Ama arkadaşça.
Selim'in yüzü düştü. Sinirlendi. Ve beni vurmaya başladı.
- Çocuk gibi davranma. Herkes bize bakıyor.
- Banane.
- Tamam yürüyüş yapalım hadi.
Yürüyüşe davam ettik. Biraz yürüdükten sonra.
- Ama ben seni çok seviyorum. Ve arkadaşça değil.
- Sen daha dün Eylül ile birlikte idin.
- Hatırlatma bana o kızı.
- Peki.
Bir tur yürüyüşü tamamladık.
- Bir tur daha atalım mı?
- Senle ben ölene kadar tur atarım. Tabi atalım.
İkinci turun elli metre sonunda.
- Düşündün mü?
- Kararımı evde söyleyecem.
- Ayy çok yoruldum. Eve gidelim yeter. Ayakta duracak halim yok.
- Yok ya bu tur bitsin sonra.
- Öff ya!
Tur bitti ve Selim çok sevindi. Evin asansörüne bindik.
- Asansörde kamera var mıdır acaba, dedi.
- Sen benden daha eskisin sen bileceksin. Bi de ne için?
- Şey, dedi ve dudaklarıma yapıştı. Seksi bir şekilde öpüşüyorken asansör durdu. Selim hemen kendini topladı ve benden anahtarı aldı. Kapıyı açıp içeri girdik.
- Burak birlikte duş alalım mı?
- Olur.
Banyoya gittik. Küvete su doldurduk. Ve birlikte içine oturduk.
- Hadi kararını söyle.
- Şey...
- Ney yoksa hayır mı?
- Ben senin gibi birini bulmuşken bırakır mıyım?
- Bırakmazsın.
- Bırakırım tabi ki.
Selim'in bakışlarını asla unutmam.
- Şaka şaka.
Benim kafamı suyun içine koydu ve çıkardı. Ben de onu koyup çıkardım.
- Sevgilim.
- Efendim aşkım?
- Sanırım dudağımda bir şey var.
- Dur hemen temizleyeyim. Dudaklarına yapıştım. En sonunda banyodan çıktık. Akşam saat 11:50 civarında ise yatakta oynaştık ve uyuduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EŞİM (GAY) •TAMAMLANDI• (DÜZENLENECEK!)
Novela JuvenilSelim ve Burak adında iki komşu var ve Selim kız arkadaşından ayrıldıktan sonra Burak'a evlenme teklifi eder. Devamında ise...