prologue

19.3K 947 343
                                    

Bir kıvılcımıyla içimdeki ifritleri kavurabileceği izmaritini yere atışını beni göremeyeceği bir yerden seyrederken, ellerim üzerimdeki çakma kot ceketin ceplerindeydi. Siyah, rugan, pahalı olduğu gün gibi belli olan ayakkabısının ucuyla ezdi küçük yanan süngeri, beni ezmesini planladığım gibi. Üzerindeki Armani gömleğinin kollarını sıyırıyordu, farkında olmadan alt dudağımı dişlerimin arasında eziyordum, mermer gibi teninin üzerindeki gören herkesi ıslatan o dövmeleri ortaya çıkmıştı işte. Damarlı elleriyle kumaşı katlarken sağ tarafımdaki duvara yaslandım, bu adam bana düşünsel becerilerimi kaybettirdiğinden ayakta nasıl durulacağını unutuyordum.

Onu çok fena kullanmayı planlıyordum. Genç Profesör Jeon'u yatağa atacaktım.

Küçümsemeyin beni, Bay Jeon her ne kadar bana egemen olmasına izin vereceğim tek insan olsa da bedensel ustalığımla onun aklını başından alacağıma inanıyordum. Erkekler konusunda bugüne kadar her zaman ve hiç zahmetsizce başarılı olmuşumdur. Onları mutlu kılmayı ya da onlarla kendimi mutlu kılmayı becerdiğimi söylemiyorum, yalnızca başarılı olduğumu söylüyorum. Hemen hemen her istediğimde amaçlarıma ulaşmıştım, bende bir çekicilik buluyorlardı. Eh, ben de bundan yararlanıyordum. Ten düşkünlüğümün de işine yarıyordu haliyle, on dakikalık bir macera için anamı babamı inkar ederdim. Hele on dakikalık bir macera ve daha fazlası için...çok şey yapardım.

Ama dedim ya; bugüne kadar.

Bu Profesör Jeon'du. Adamın pahalı takım elbiseler ve saatler hariç hiçbir arzusunu, hiçbir zevkini ya da tercihlerini kestiremiyordum. Beni isteyeceğinden şüphelendiğim tek erkek cinsiydi.

Dersinden kalacaktım, kalırsam da mezun olamayacaktım. Derse çalışmayı denemiştim, üç yıldır deniyordum. İşe yaramamıştı. Ama bu son senemdi, dördüncü yılda da bu dersi aldığım için adamın bana olan tanıdık bakışları bile rahatsız ediyordu artık. Dersi geçmek için tek bir seçeneğim kalmıştı. Benim için tek seçenek.

Profesöre kendimi teslim etmek.

Evet evet, dominant taraf olmayı istemediğim tek kişiydi. O ellerinin boğazımda olmaması büyük bir kayıp olurdu, değil mi? O kalın bacaklarını koltuk olarak kullanmak, bazı zamanlar kumaş pantolon giydiğinde o belirginleşen- "Hadi girelim."

Derince iç çekip yaslandığım duvardan doğrulurken Jimin'in ağzındaki lolipopu çekip kendi ağzıma aldım. Bana bakıp "Pislik." diye tıslarken ona öpücük atarak önünden yürüdüm. Binaya girip Bay Jeon önde, biz beş altı adım arkasında amfiye doğru yürürken kalçalarını kesiyordum. Sadece notlar için de istemiyordum, bu adamın teninin tenime değmesi için tutuşuyordum.

Dolu amfiye girdiğimizde bakışları bize dönen profesöre sırıtmış, kıvırtarak Jiminle beraber en arkaya ilerlemiştim. Biz yerleşmiş, o da siktiğimin baştan çıkarıcı sesiyle derse başlamışken pembe kafaya doğru eğildim. "Seokjin hyung söyledi mi Jeon'un nerede takıldığını?"

"Seokjin abim falan da, bunu ona yaptırdığım için götümü, pardon götümüzü sikecek Taehyung. Elimde kullanabileceğimiz şantajlar var, ama yine de karşılığında bir şey isteyecek ikimizden de, haberin olsun." Omuz silkerek ceketimi çıkarmış, şortumun açıkta bıraktığı baldırlarıma örtmüştüm. Jimin'in de öyle çok umurundaymış gibi gözüktüğünü söyleyemezdim. "Akademisyen Seokjin'e bak sen. Kankası Jeon'un nerelerde takıldığını bize söylemek çok mu zormuş sanki?"

Gülerek arkasına yaslandı ve bacaklarını hayvan gibi açtı küçücük alanda. "LUX diye bir mekan var, sahibi Jung Hoseok ile arkadaşmış. Haftada en az dört gece oradaymış bizimki. Abim de gidiyormuş onunla bazen. Ve mekanda bu gece büyük bir kutlama varmış, hyung mutlaka gider bu gece dedi. Tek sorun...kapıdaki hödükler içeri çulsuzları almıyormuş." Kaşlarımı kaldırdım. "Yani?"

"Yani biz fakiriz Tae, içeri girmek için pahalı gözükmemiz gerekiyor." Ona göz kırpıp ağzımdaki lolipopu çevirdim. "O iş bende. Yoongi'ye ayarlattırırım bu gece için bir şeyler." Sonra iç çekip, tahtanın önündeki tanrıyı kesmeye devam ettim. "Adama bak sen, takıldığı mekanın adı bile LUX."

Pekala, Bay Jeon'un lüks bedenine bu gece o lüks mekanda sahip olmalıydım.

yey
karşılaşılmayan bir kurgu değil, ama çok hoşuma gidiyor tutku olayı
umarım radio frequency gibi bunu da sürekli aksatıp durmam

trade on :: taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin