TÖVBE YARABBİM! ALLAHIM SEN AKIL VER!

202 6 0
                                    

Efsun'dan,

- Fesat anladım ama neyse.

- Fesat dedim zaten.

- Mert iyi misin canım abiciğim bak bu gün düğün var.

- Bana abi deme bu biir, benimle olduğun sürece herşeyi fesat anlamanı tavsiye ederim bu da ikii, son olarak seninle birlikte düğüne kıyafet bakmaya gidicez.

- Düğün günü mü? Ben kot pantolonla giderim.

- Annenin düğününe kot pantolonla gitmek, tam benim tarzım.
Bunu bana söylerken çok fazla yaklaşmıştı.

- Sen önce bi gerile sonra bi bakarız kıyafetlere.

- Tamam sen bilirsin prenses.

- Prensesinin içine sıçsınlar e mi!

- Yok ponçik be kolay kolay sıçamazlar. Ancak ben yaparım onu.

- Yav he he bee!
Ben ne ettum Mert'i baştan çıkarttum. Aaa kafiyeli oldu la. Aha sıçtık! Ne oldu bilin.

İkizim ve Mete kapının aralığından kafalarını sokmuş bize bakıyorlar. Neden ben Allah'ım!?!

"Oyy nenem vallahi sıçtın Efsun hayırlı olsun. Bak valla bu Mert yav he he kelimesinden nefret eder. Ölümlerden ölüm beğen." Dedi Mete. Demez olaydı keşke.

" Efsun gel buraya senin canını yakacam. "

"He bok yakarsın. Pışşıkk canım hayde cehenneme kadar yolun var!"

Mert bir piskopat edasıyla bana döndü ve,

"Gel lan buraya sıçacam ağzına!" Dedi ve beni sanki bir un çuvalıymışım gibi sırtına attı.

"Elvin yardım et!"

"Banane ya ne yaparsa yapsın. Ama ne yaparsa!"

Sondaki 'ne yaparsa' kelimesine vurgu yapmıştı. Galiba şu malum şeyden bahsediyordu. Senle görüşecez, haberin olsun! Allahım akıl ver.

ÜVEY ABİLERİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin