"Ona ulaşamıyorum! Deliricem Tufan! Başına bir şey gelirse senden bilirim anladın mı?!"Yüzüme kapanan telefon ile hızlıca onun evine sürdüm.
Kapısına vardığımda yavaşça kapıyı çaldım.
"Niye geldin?"
Sesi tekrar kapının önünden geliyordu.
Bende tekrar oturdum.
"Merak etti annen. O yüzden..."
"Sen merak etmedin mi?"
Gözlerim dolduğunda sessizce bekledim bir süre.
"Ettim."
Fısıltıma gülümsediğini biliyordum.
"Etmedin, tüm gece içtin ve sabah annemin aramasıyla uyandın."
Beni bu kadar iyi tanımasından nefret ettim. Her şeyi aklımdan atmak için tüm gece içmiştim.
"Konuşsana Tufan."
"Konuşamam. Her kelimem seni yaralıyor."
"Yara açacak yer kalmadı güz yarası, en fazla tuz banarsın."
"Ben yaralarını sarmak istiyorum."
"Çok geç kaldın."
Tekrar sustum.
"Güz yarası, beni neden sevmedin? Olmuyor, ne yapsam olmuyor..."
Ve mırıldanmalarını dinledim, gözyaşlarıyla.