Gerçekten alakaları olmadığını fark etmişti Jungkook. Biliyordu ki Jeein oldukça tecrübeli ve sinsiydi. Ama fiziksel olarak benziyorlardı. Gözleri hariç. Jeein'in iri gözlerine nazaran Jimin'in daha kısıktı ve gülünce çoğumuz gibi aşağı kıvrılmıyor gülümseyen dudak kenarları gibi görünüyordu. Bunun dışında küçük burnu, dolgun dudakları, boyu, kilosu hatta sarı saçları tam anlamıyla Jeein'inkilerle benzer özellikteydi.
Fakat açık olan bir şey vardı ki bu çocuk fazla sakin ve saf bir tipti. Kore'ye ve kültürüne çok yakın büyümediğinden olsa gerek çoğu espriyi ya da deyimi anlamıyor yine de eşlik ediyordu.
"Tatlım kendine gelmek için bu gece ne tercih edersin?" diye sordu bankonun arkasındaki barmen kadın.
"Fazla sert olmasın sabah babamla görüşeceğim. Leş gibi çıkamam karşısına."
"O zaman orta derece bir şeyler ayarlayalım sana." deyip göz kırpıp gitti adını hatırlayamadığı kız.
İçki gelince birkaç yudumda hızla bitirdi. Etrafa şöyle bir göz gezdirdiğinde kalmasına değecek bir şey olmadığına karar verip çıktı. Telefonunu alıp mobil veriyi açınca çılgın gibi mesaj yağmaya başlamıştı. Ne zaman kapatmıştı onu bile hatırlamıyordu.
'Kook neredesin?'
'Kook akşama senin mekan lazım bana! Cevap ver!'
Tae yine kulübeyi kullanacaktı. Bunu her yaptığında temizletmek zorunda kalıyordu. Saçma eğlenceleri sırasında etrafı fazla dağıtıyordu. Dikkatini çeken bu sefer gruptan değil özelden yazmış olmasıydı.
'Ne halin varsa gör.'
Sabah babasıyla mükemmel ders notlarının yanı sıra aynı mükemmellikteki suç dosyasını konuşmuşlardı. Jungkook'tan asla veremeyeceği 'tekrar olaya karışmama' garantisi istemişti yine.
.
Yoongi ve arkadaşları eğlenceli tipleri Jimin'e göre. Yoongiyle aynı bölümden olduklarından, Taehyung ve Seokjin ile tıp konusuna merakı ve dayısın çalışmalarına olan ilgisi sayesinde ortak konu bulabiliyor. Hatta Namjoon'un makinelerle ilgili anlattıkları da bir o kadar ilgi çekiciydi ama Hoseok ve Jungkook ile havadan sudan olmaktan öteye gidememişti. Ne işletme ne de hukukla alakası bile yoktu.
'Jimin. Okulda mısın?'
'Okuldayım Yoon. Büyük amfide.'
'Geliyorum.'
'Bekliyorum tamam.'
On beş dakika sonra yavaş yavaş dolmaya başlayan amfinin kapısındaydı Yoongi.
"Selam." deyip çantasını atarcasına sıraya koydu. "Sınıfı neden değiştirmişler?"
"Seminer profesörleri gelmiş. Onlar da olacakmış."
"Göz boyamak için yani ha?"
İçeri ders sorumlusu öğretim üyesiyle beraber Amerika'dan geldiklerini ve profofesör olduklarını öğrendiğimiz iki kişi daha girmişti amfiye.
"Bay Artu ve Bay Matt, Houston üniversitesinden gelecek salı yapılacak bilgisayar yazılımcılığı konferansı için buradalar. Bölümümüzü ziyaret etmek istediler."
Ders boyunca iki yabancı profesör mini birer konuşma yaparak, sınıftakilere gelecek nesli konferansta görmekten mutlu olacaklarını söylemişlerdi.
Ders çıkışı eve giderken uğradığı markette Taehyungla karşılaşmış onun cumartesi yapılacak partiye gitmesiyle ilgili ısrarlarını dinlemiş kararların tanı sıra merak ettiği için kabul etmişti ama hala burayı ve içinde olduğu özgürlüğü yadırgayan bir yanı vardı. Dayısına ve devamlı etrafında olmasına alışıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beside You
Fanfiction'Ya gidecek, ya ölecek!' Ailesi bir trafik kazası sonucu öldüğünde Jimin henüz üç yaşındadır ve bu kazadan sonra dayısı onu Kanada'ya götürmüştür. 19 yaşında reşit olur olmaz dayısına Kore'ye dönmek ve eğitimine orada devam etmek istediğini söyler...