Haftasonu çabuk gelmişti. Cuma akşamı her cuma olduğu gibi toplanmışlardı.
"Fazla içme yarın geç kalmamalıyız." diye uyardı Jungkook.
"Tamam." dedi sarşın sadece dudaklarını oynatarak.
"Hey! Siz ikiniz ne fısıldaşıyorsunuz?"
"Bir şey fısıldaştığımız yok Hoseok!" dedi yüksek ses yüzünden bağırarak.
"Zaten bu gürültüde fısıldamak çok mümkün değil!" diyerek destekledi Jimin de onu.
Dudaklarını büzüp deri koltuğa gömülüp elindeki içeceğe odaklandı. O sırada Taehyung ve Namjoon dans pistinde iki kızı yemekle meşguldü.
"Sıkıldım ben." diyerek bardağı dipledi ve "Yenisini alıp geliyorum." deyip kalktı yanımızdan. Jungkook, Jin ve Jimin arkasından bakakalmıştı. Bugün biraz morali bozuk gibiydi. O kalkınca aralarına yeni katılan Yoongi kuzenine yöneltilen bakışları fark etmiş olsa gerek Hoseok'u işaret edip konuşmaya başladı.
"Grup olarak aldıkları ilk proje reddedilmiş. Kurulun önüne bile çıkması başarı sayılırken kazanamamak ağır geldi bizimkine."
"Demek o yüzden." diyerek başını salladı Jin. Bara dönüp baktıklarında aldığı ikinci bardağı orada diplediğini ve üçüncüyü alarak kendilerine doğru geliyor olduğunu gördüler.
Hafif sendeleyerek gelirken birkaç kişiyle çarpışmıştı. Neyse ki sert değildi hiçbiri.
Masaya gelip oturdu. Az önce çarpıştıklarından birine dikti gözlerini. Dans edişini, gittiği her köşeyi takip etmeye başladı.
"Hoseok, sen iyisin değil mi?"
"Evet?" derken soru taşıyordu tonlaması.
"Sadece burada değilsin gibi."
"Evet şu kızılın kalçalarındayım şuan."
"Ah iğrençsin!" diyerek kusar gibi yaptı Jin...
"Ne oldukça cezbedici görünmüyor mu?"
"Dostum bendeki sadece kızlarda işe yaradığı için üzgünüm."
"Bendeki her ikisi için de konuştuğu için ben üzgünüm asıl ve izninizi istiyorum beyler. Gecenin kalanı için beni affedersiniz artık. Jungkook anahtarın yerini biliyorum." deyip bitmiş bardağı alçak masaya koydu ve biraz öncekinden daha fazla sendeleyerek kızıla doğru gitmeye başlamıştı.
"Hoseok gay mi?"
"Aramızdaki tek gay benim. O biseksüel." dedi Yoongi. Yoongi'nin gay olduğunu ve Namjoon'un abisine yanık olduğunu biliyordu Jimin. Üzücü olan evlilik arifesindeki birine hala duyguları olmasıydı. Yoongi iyi biriydi, duygusal ve dingindi ama insan kalbini kontrol edemiyordu işte.
"Grubun ikinci biseksüeli benim. Tae de arada erkeklerle takılır ama çok nadir. Jin ve Joon ise heterodur. Ya sen?" dedi Jungkook. Bu konuyu neden devam ettirdiğine anlam verememişti Jimin. Söylemek istese söylerdi ama Kore'de fazla açık sözlü olmak gibi bir adet keşfetmişti özellikle de bu grubun. Üstelik gay ilişkilere karşı katı bir tutumu olan bu toplumun içinde cesaret isteyen açıklamalardı bunlar.
"Şimdiye kadar iki ilişkim oldu ikisi de erkekti."
"Sen ciddi misin!"
"Hangisi peki? Altta mı üstte mi?"
"İkisi de." İçki dilini çözmüştü resmen. Bunları normal ortamlarında sorsalar asla cevaplayamazdı. Onlara açılmak için zamana ihtiyacı vardı ona göre.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beside You
Fanfiction'Ya gidecek, ya ölecek!' Ailesi bir trafik kazası sonucu öldüğünde Jimin henüz üç yaşındadır ve bu kazadan sonra dayısı onu Kanada'ya götürmüştür. 19 yaşında reşit olur olmaz dayısına Kore'ye dönmek ve eğitimine orada devam etmek istediğini söyler...
