. M

436 30 19
                                    

Sabah gerinerek uyandı. Gece Jungkookla aralarında olanları hatırlayınca ne düşünmesi nasıl hareket etmesi gerektiğini bilemiyordu. Birbirlerine karşı duygusal anlamda bir şeyler hissetmiyorlardı ve gözlemlediğine göre o fazla çapkın, tek gecelik ilişkilerle devam etmek konusunda ısrarcı biriydi. Uzun süreli bir şeyler yaşamak konusunda doğru kişi değildi.

Tıpkı Kanada'daki en yakın arkadaşı Greg gibi... Dört kere evlenen annesi ve ikinci evliliğini yapınca onu reddeden babası ilişkilerden soğumasına neden olmuştu ve asla bağlanma taraftarı değildi.

Yavaşça yatakta doğrulup bacaklarını sarkıttı. Uzun zamandır biriyle olmadığı için biraz ağrı vardı. Üstelik çıplak ve yapış yapıştı. Örtüye sarınıp çıktı. Hemen temizlenmeliydi.

°
Banyodan çıkar çıkmaz karşısında Jimin'i yatak örtüsüne gelişi güzel sarınmış olarak görmek beklediği bir şey değildi Jungkook'un.

Jimin onu görünce bir anlığına olduğu yerde kalmış, sonra hafifçe başıyla selamlayıp "Günaydın." demiş ve yanından geçip biraz önce Jungkook'un çıktığı kapıdan girmişti.

Genelde birlikte olduğu kişiler ertesi gün bir beklenti içine girer ya da yanlarında uyanmadığı için sinirlenir, bozuk atarlardı.

Bu tepkisinin Jungkook'u rahatlatması gerekirken ufaklığın tekrar canlanma nedeni sabah ereksiyonu değil örtünün altındaki ince bedeni bir kez daha kendisi için kıvranırken görmek istemesiydi.

Sarışın, O'na gerçekten çok benziyordu ve bu, onu rahat bırakmak bir yana daha da istemesine neden oluyordu.

"Ne dikiliyorsun burada?"

"Hiç."

"Çekil tuvalete gireceğim!" diyerek Jungkook'un bir şey demesine izin vermeden kapıya asıldı Hoseok. Neyse ki Jimin kapıyı kilitlemişti.

"Jimin içeride."

"Ne yiyeceğiz?" diyen Yoongi'ye döndü ikisi birden. Ağlamaktan şişmiş gözleri hala kapalıydı ve elinin biriyle zaten dağınık olan pembe saçlarını karıştırıyordu.

"Dünden kalanları yiyebiliriz." dedi Hoseok.

"Dolapta yemek var. Annem göndermiş. Isıtıp yeriz."

"Yine mi eve gitmiyorsun?"

"Başlamayın Hoseok. Bırak istediğini yapsın."

"Neyse ne!" diye homurdanıp banyo kapısına vurdu. "Jimin daha ne kadar kalacaksın?"

Hoseok kapıya vurmasa hala banyo ve iki odanın kapılarının açıldığı koridorda olduklarını fark etmeyecek gibiydi Jungkook .

Kapı vurulur vurulmaz aralanmıştı.

"Şey... Havlu yok. Bir süreliğine burayı boşaltsanız?" dedi Jimin içeriden çekingence.

Lanet olsun! Düşünme Jeon!

Jungkook hızla aşağı inerken Hoseok ve Yoongi de kaldıkları odaya gitmişlerdi.

Yarım saat sonra hepsi ısıtılan çorbayı ve atıştırmalıkları yiyordu.

Jimin'den sonra Hoseok ve Yoongi de duşa girmiş bu sırada Jungkook'un kıyafetlerini giymiş olan Jimin kahvaltı hazırlığında ona yardım etmişti.

Açık sarı saçları ve beyaz teni, üç beden büyükmüş gibi görünen siyah tişört sayesinde daha da parlıyordu sanki. Geniş yakadan fark edilen boynu ve köprücük kemikleri Jungkook'a dün gece neden onları ısırmayıp izlerini bırakmadığının hesabını sorar gibi ortadaydılar.

Beside YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin