849 Kelime
-Burak azcık beklesen nolur bugün benim ilk iş günüm özenmem gerek
-O kadar da özenme yoksa evden çıkamıyacaksın
-Niyeymiş o hazırladım işte gayet de çıkıyorum bak
Dememe kalmadan dudaklarımda onun dudaklarını buldum geriye çekildiği zaman pis pis sırıtıp "bak çok güzel çıktın " dedi.
***
Ilk işim şirkette Selviyi aramak olucaktı ama bu planım o sürtük yanıma gelip "hoşgeldin torpilli kankam" diyene kadardı Selviyi bi ara arardım ama bu laf sokma fırsatı bi daha ele ne zaman geçer bilmiyorum. Hemen laf sokmam gerek derken "hoşbulduk sürtükcüm" vay sen Selviye bak hızır gibi yetişti ama şu halimize bakın ergen gibi laf sokuyoruz ya.Ama Selvi de ben de ondan güzel olmuştuk ben altıma jean ve üstüme kısa kollu ve altıma düz taban spor ayakkabılarımı giymiştim ama ne giysem yakışıyo mübarek Selvi ise bana nazaran daha çok özenmişti üstüne boğazlı badi ve altına kahverengi deri eteğini giyip altına konvers giymişti ama üstüne aldığı hırkayla gerçekten tamamlanmış gözüküyodu zaten burdaki herkes bizim gibi giyinmişti.
2 hafta sonra
Selviyle bi plan yaptık öncelikle Selvi o sürtükten özür dileyip onunla arkadaş olucakdı sonra da olaylara göre ilerliycekti. Aslında oldu da.
Ilk başlar da Selviye güvenmedi ama Selvi şirkette hiç yanıma gelmiyordu sadece mesajlaşıyoduk ve Selviyle her birbirimizi gördüğümüz yerde birbirimize laf sokuyoduk bu yüzden bi sure sonra Selviye arkadaş olmayı kendi teklif etti. Salak aklı sıra Selviden benim hakkım da bişeyler öğrenicek.
-Selvi Elsim ingilizce biliyomu
Selvi bilmiyo cevabını vermiş çünkü onun neden sorduğuna dair bi fikri yokmuş ve o an bana ingilizce bilmiyorum diye laf da söylese ben bilmiyorum diye bilmiyo demiş.
-Bilmiyo da neden ki
-Onun yanında rahat dedikodu yapamıyoruz bide torpilli hasbam laf da sokamıyorum bari ingilizce laf sokarım da anlamaz salak salak bakar bende gülmekten yarılırım
Salağa bak ya bunlar ne güzel hayaller böyle ama sen dur sürtük sen bekle ben sana göstericem. 2 dk sonra ben bişeyler yerken yanıma geldi ve dedim ki işte Elsim oyun başlıyo ne kadar ingilizce biliyosam salıcam o kaltağın üzerine.
-Elsim sen ingilizce biliyomsun
Niye taktın bu kadar anlamadım ki ya insan bi laf sokmak için böyle yollara başvurur mu? Istediğin cevabı al bakalım kaltak.
-Hayır bilmiyorum istediğin kadar dalga geçebilirsin
-Your husband is my baby (kocan benim bebeğim )
Kaltağa bak ya kocama göz koymuş cevabınızı ne zaman arz edersiniz acaba bayan kaltak terbiyemi korumuyorum.
-I fucked you bitch (seni siktim kaltak)
-Ne nasıl ya hani s-sen ingilizce bilmiyodun
O şaşıra dursun. Ben lafımı yeterince sokmuş halde gidiyodum ama kendi kaşındı giderken birden arkama döndüm.
-You won't be here tomorrow (yarın burda olmayacaksın)
Çünkü atılacaksın güzeliim tahmin ettiğim kadar sinsi değilmiş hatta sinsilik deil de saflık var bunda Selviye de hemen mesaj atıyorum "yarın şirkete gelmene gerek yok bizim evin ordaki kafeye gideriz " ve anında cevap geliyor sanırım o kaltak benim yanıma gelirken Selviye söylemiş "neden o da mı kafeye gidicek" ah benim güzel kankam bunu yazdığım da anlayıp çığlık atıp hopluyo olman gerekti çünkü o kaltağın Keremle ilgilendiğini sanıyo ama işte neyse ya kız beklemesin cevap veriyim " Hayır kankacım o kaltak bundan sonra şirkette çalışmıyor olucak" şuan karşı odaya baktım da az önce tarif ettiğim şeyleri yaşayan bi kız var acaba kim :)
***
Burağa olanları anlattım ama illa sataşıcak bana benim gıcık kocam
-Yani güzelim senin de böyle yakışıklı kocan var işte bak kız daha şirkete ilk geldiği gün bana kancayı taktı zaten ben anladım
-Pis pis sırıtma sinir etme beni yoksa ağzınla gözün yer değişicek sonra kızlar daha çok bakıcak sana emin ol
-Tamam karıcım sustum
Bunu söylerken ki ifadesi zaten komikti bide ağzına fermuar çeker gibi yapması ise ayrı bi komiklik katmıştı.
Ben sabah yine şirkete gittim sonuçta o kaltak ordan çıkana kadar orda olmam gerekti ama Burağ'ın geleceğimden haberi yoktu ona süpriz olur diye düşünmüştüm ama asıl sürprizi o bana yaptı. Burağ'ın odasına gittiğimde onu o kaltakla öpüşürken gördüm nasıl ya dedim olamaz böyle bişey hani. Içerdeki Burak deildir ya. Ama insan kendini ne kadar kandırabilir ki.
Beni gördüler ama ben hemen ordan uzaklaştım nereye gitceğimi bilmeden koştum tek istediğim onlardan uzaklaşmaktı. Bunu bana gelip Burak bile söylese inanmazdım ama siz inanın ki gözle görmek, tanık olmak o kadar farklı ki.
Burak'ın Dilinden
Simge'yi bundan sonra bu şirkette çalışmıyosun demek için odama çağırttım ama Elsim ne diyodu ona ha hatırladım KALTAK. Karım o kadar doğru söylüyomuş ki tam bi kaltak.
Ona artık burda çalışmadığını gerekirse ortaklığı bile bozabileceğimi söyledim o ise hiç bişey demedi sanki Elsim'in geleceğini biliyomuş gibi. Elsim benim odama geldiği an beni öpmeye başladı ben sonra ondan kurtuldum ama Elsim o an gözünden akan yaşları bile fatketmeden dalgın bi şekilde dikiliyodu tam yanına gitmek için hareket ettiğimde benden kaçtı.
O an gururum resmen incindi diyebilirim sonuçta o kaltak Simgeyi ben öpmedim ama Elsim bunu görmedi. Şimdi kim bilir nerde kiminle!!Elsim'in Dilinden
Ilk aklıma gelen yer Ece'nin ve Nesli'nin evi olmuştu çünkü hem başka kalabilecek yerim yoktu hem de gerçekten desteğe ihtiyacım vardı. Gider gitmez herseyi anlattım Burak hakkında ilk onlara bahsettiğim konu beni öptüğüydü ve sanırım en son bahsettiğim şey de bu oldu. Bi süre sonra gözüm kararmaya başladı.
-Kızlar benim başım çok dönüyo biraz uy-
Diyemediğimi anladığım an bayılmak üzere olduğumu farkettim ve sonrası karanlık.
![](https://img.wattpad.com/cover/207488958-288-k987473.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hep Yanımda Olabilir Misin?
Roman d'amourHayatımın bi anda bu kadar çok değişeceğini nerden bilebilirdim ki. -Günaydın güzelim -Sanada günaydın bay uyuz, kahvaltı seni bekliyo hadii