0.4

137 9 1
                                    

Medya: Sezen Aksu - Kaçın Kurası

"Evet arkadaşlar haftaya tanzimat şiirine geçiyoruz. Hürriyet Kasidesi'ne bi göz atıp gelin. Çıkabilirsiniz."

Günün son dersi bitince çantamı toplayıp sıranın üstünde kalan eşyalarımı çantama tıkıştırdıktan sonra sınıf kapısına yöneldim.

Bugün eksiklerimi almak için markete gitmem gerekiyordu. Ama Ezgi rahatsızdı ve Dilarayla Miraç'ın kursu vardı. Bu yüzden yalnız gitmek zorundaydım.

Koridora çıktığımda Metehan arkamda anırarak bana yetişmeye çalışıyordu.

"Kanka niye beni beklemiyorsun?" Dedikten sonra kolunu her zaman yaptığı gibi omzuma attı. Bu hareketine ilk başlarda kızsam da artık umursamıyordum.

"Niye seni bekleyeyim? Ben markete gidiyorum."

"E tamam işte ben de seninle geliyorum."

Merdivenleri ikişer ikişer indikten sonra bahçeye çıkıp kapıya doğru yürümeye başladık. Bu sırada bizi gören güvenlik kafifçe kaşlarını kaldırarak imalı imalı sırıtıyordu. Muhtemelen sevgili olduğumuzu falan düşünüyordu. Haksız da sayılmazdı. Metehan dibimden ayrılmıyordu. Gerçekten her an beraberdik.

Güvenliği aşıp kaldırımlı yolda yürümeye başladığımızda Metehan bu kadar sessizliğin kendisi için fazla olduğunu anlamış olacak ki konuşmaya başladı.

"Kanka geçen bir kız görmüşüm... O kadar güzeldi ki sana anlatamam. Ama ben yine de anlatacağım. Sen de yeşil ben diyeyim mavi gözleri vardı. Fındık burunlu, böyle güneşi kıskandıracak kadar sapsarı güzel saçları vardı. Of çok güzeldi be!"

"Eee sonra ne oldu? O da sana baktı mı bari?"

"Benim gibi sanat eserine bakmayacak da kime bakacak? Tabi baktı."

"Bir selam verseydin, konuşsaydın. O kadar bakışmışsınız sonuçta."

"Kanka ya tam yanına gidiyordum konuşmaya, kız otobüsten indi." Dedi sahte bir hüzünle.

"Tüh yazık olmuş."

"Neyse biri gider diğeri gelir. Yapacak bir şey yok."

Bu erkeklerin böyle şıpsevdi halleri beni bitiriyordu. Onlar için tek önemli şey dış güzellikti. "Sen nasıl bir varlıksın ya? Nasıl böyle aniden hoşlanıp sonra vazgeçebiliyorsunuz? Ben anlayamıyorum."

Aniden yüzüne yayılan şeytani sırıtmayla bana dönerek "Bunu sen mi söylüyorsun?" dedi.

Anlamam için birkaç saniye geçmesi gerekmişti. Yüzüne aval aval baktıktan sonra sonunda jeton düşmüştü. Hemen savunmaya geçerek "İkisi aynı şey değil. Ayrıca bu meseleyi kapattığımızı düşünüyordum."

"Valla tek kapatan sensin. Akın hala unutmadı."

"Bence sen çok abartıyorsun. Ayrıca onun da o kadar umursadığını düşünmüyorum. İlk günler ben de tepkisini fark etmiştim. Ama şu an çoktan unuttu. Neyse ya, niye bunu konuşuyoruz? Sen benim soruma cevap vermedin."

"Yani bu öyle sevmek gibi değil. Sadece basit bir hoşlantı. Bakarsın hoşuna gider, sonra da yol verirsin. Saniyelik küçük heyecanlardan başka bir şey değil aslında. Siz kızlar olaya biraz daha duygusal bakıyorsunuz. Ama biz daha düz mantığız, o kadar ayrıntılı düşünmüyoruz."

"Vay be! Demek ciddi olabildiğin zamanlar varmış. Beni şaşırtıyorsun Mete."

"Biliyorum. Küçük sürprizlerle insanları şaşırtmayı severim. Sayısız mükemmel özelliğimden sadece biri." Dedi kendişini beğenmiş yüz ifadesiyle.

Hele Bi GelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin