Epsiode 3

831 65 13
                                    

  Geri dönmüştü işte çöplüğüne Park. Şimdi eve gelmeden önce apartmanın önünde bulduğu, eski koca radyoyu taşımış, onu temizluyordu. Paslı hoparlörleri eski gömleği ile dikkatle sildi. Daha sonra bir umut terk edilmiş binanın tek prizine takmıştı kablonun ucunu. Uzun bir süre sonra heyecan kaplıyordu Park'ın kalbini. Yaşatma istiyordu birşeyleri, birini. Bu radyo, bir nevi onun yaşattığı sokakta yapayalnız bulduğu arkadaşı olacaktı.

  Güzelce birkaç kez daha vurdu üstüne tozlarından arındığına emin olmak için. Yandaki küçük çıkıntılı tuşa bakındı, tereddüt ederek uzattı parmağını ve tuşun üstüne koyduğunda yavaşça baskı uyguladı. Oldu işte diyerek sevinmeye başladı sonra küçük adam. Cızırtılı sesler arasında duyduğu oldukça hoş bir ses vardı. Hangi dilde bilmiyordu, Fransızca gibi geliyordu kulağa, belki de İtalyanca. Önemi yoktu. Anlamadığı kelimelere anlam yüklemeyi severdi o. Gereksiz bir mutlulukla vermişti bu şarkı onun içine, kendini yağmurlu, karanlık bir havada sokaklarda öylece dolaşıp yakınıyor hissi veriyordu. Bu o kadar güzeldi ki. Jimin bu güzelliği, en az bu şarkı kadar güzel olduğuna emin olduğu mimoza çiçeği ile. Umudunu yükseltmek istemese de cevapsız kalan mesajlarını attığı kişinin kusursuz güzelliğe sahip bir genç olduğuna inanıyordu ya da kusurların dahi yakıştığı.

     Gönderen; Park Jimin
Gönderilen; Mimoza çiçeği

-mimoza çiçeğim, bugün bir radyo buldum. İnanabiliyor musun onu çalıştırmayı başardım!
- bir şarkı var, buradaki adamın dediğine göre İndila diye birinin... Adını anlamadım ama dons dons diye. Dinle olur mu?
-ha bu arada... Hâlâ bana masal anlatacak kimsem yok.

Mimoza | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin