Nasıl hissetmesi gerektiğini bilmiyordu Jimin. Uzun süredir çalıştığı mochi dükkanını kapatmışlardı. Üç kuruş giriyordu zaten o da midesine gidiyordu. Aç kalacaktı ama bunu sorun etmiyordu. Daha farklıydı onun sorunları. Sokakta olmak, ya da bu yıkık dökük harabeye benzer ama aslında ona benzeyen evde kalmak, üşümek değildi onun sorunu.Kendini kaybediyordu, kendine acımıyordu. Artık, artık son vermek istiyordu. Güzel bulmuyordu kendini, baştan beri tek düşüncesi buydu, o yalnızca dünyada fazladan nefes alan amaçsız bir varlıktı. Artık, artık son vermek istiyordu. Kimse için bir yararı yoktu, o olmasa üzülecek kimsesi yoktu. Yalnızca... Onu gördüğünden haberi dahi olmayan, mimoza çiçeği vardı.
Karmaşık ruh halimden kurtulamazken bu sefer radyomun tuşuna bastığımda İtalyanca olduğunu tahmin ettiğim bir şarkı çıkmıştı. İtalyanca olduğunu anlama nedenim, eski dükkanımızda evet artık çalışamadığım eski dükkanımızda gelen mavi gözlü siyah saçlara sahip adamın karşısındaki esmer güzel kadına sürekli 'bella' diye hitap etmesi ve çıkarken kadının önden, adama gülümseyerek 'ciao' demesinden kaynaklıydı.
Garip bir şekilde hareketli bir o kadar da duygu yüklü bir şarkıydı. Mimoza çiçeğine yazıyordum, her gece yazıyordum. Dün gece ağlayarak bu güne kadar beni kabul eden tek yerin kapatıldığını yazmıştım. Yine cevap gelmemişti. Mutluydum sahiden, ya da sadece kendimi kandırıyordum. Sahibi okuyor muydu mesajlarımı bilmiyorken ben, ben birine bağımlı hâle gelmiştim. Her gece 'iyi geceler', her sabah 'günaydın' yazıyordum mesela. Yolda gördüğüm en güzel şeyleri dahi ona anlatmak istiyordum.
Yine de, bok çukuruna gidiyor gibi hissediyordum. Çünkü, gittikçe ağlayamıyor hâle gelmiştim. Şimdi ise, artık hareket etmek dahi istemiyordum. Yıkık duvar ile buluştu gözüm o sırada. Yavaşça ayağa kalkıp kolumda küçük bir yara açtım, kanı baş parmağım ile alıp duvara bastırdım iyice, yalnızca iki kelime ve iki harf yazmıştım.
Beni kurtar, M.Ç.
Gönderilen; mimoza çiçeği
Gönderen; Park jimin
-Biliyor musun, kanım ile duvara sana bir not yazdım, bir dilek mimoza çiçeğim.
- benim canım acıyor mimoza çiçeği, ben boğuluyorum.
- uzun süre sonra kendimi ilk kez bu kadar güçsüz hissiz ama bir o kadar da delirecek kadar çok düşünceli hissediyorum.
- iyi geceler mimoza çiçeğim.Ve o gün oldukça ilginç birşey oldu. Kilidi dahi olmayan o eski yıkık dökük binaya Park Jimin harici bir beden girdi ilk kez, yorgun bedene bakındı uzun uzun. Duvarın kenarına bıraktı sargı çantasını ve tek hamlede kolunun üst kısmında bir yara açtı. Kanı aldı işaret parmağına ve yazmaya başladı.
Seni senden kurturacağım Aurora, seni kendinden kurtaracağım.
M.ÇO an, aklına gelmeyecek birşey oldu Park Jimin için. O uyurken, kurtarıcı geldi. O gözlerini aralamadı ama uyuyan bedeni, ilk kez odaya yayılan koku ile huzurluydu.
∆∆∆
AGAPE!İçime hiç sinmedi. Yorumlarınızı bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mimoza | Jikook
Teen FictionPark Jimin, birgün bir numara salladı. Kim olduğundan habersiz. Sadece yazdığı şey ; - bana masal anlat, mimoza çiçeği. - kim olduğunun bir önemi yok.