... Yattığı yerden korkuyla sıçradı her yeri ter olmuştu, kabus görmüştü. Olamaz okul!!! Hemen tavan arasından indi ve hazırlanmaya başladı. Yengesi! Sanırım gitmişlerdi Dal'a haber vermeden...
***
Tuhaf bugün sırasının üstünde not yoktu sanırım koymayı unutmuşlardı...
Dal sırasına oturur oturmaz zil çaldı. Dal sıra arkadaşının olmadığnı fark eder etmez Ravza yanına geldi ve "yanında oturabilirmiyim?" dedi. Dal başını "evet" anlamında salladı...
***
Hoca sınıfa girdi ve tahtaya konu başlığı yazdı. Dal içinden " neeeee... Çarpmamı!". Dal bu konuyu hiç sevmezdi ama bütün işlemleride yanlışsız yapardı...
Hoca tahtaya işlem yazması için İrem'i tahtaya kaldırdı. İrem tahtaya "9×5" işlemini yazdı. Dal bunun gerçektende basit bir işlem olduğnu düşündü ve devterinin orta sayfalarınadan birine resim yapmaya başladı. Dal gerçektende güzel resim çizerdi 8 yaşında olmasına rağmen.. Dal kaleminin ucunu açtı "böyle olmicak kalem çok çabuk bitiyo..." Dal bunları düşünürken biri "Dal" diye, seslendi. Dal şaşkın gözlerle sese doğru baktı bu hocaydı "Dal, gelcekmisin yoksa bugün burdamıyız!" Dal hızlıca tahtaya yöneldi. Okadar hızlı gittiki nerdeyse düşücekti. "Evet yap bakalım soruyu 9×5" Dal biran duraksadı tam söyli cekken arkadan biri "89" diye fısıldadı. Dal da yanlışlıkla "89" diyi verdi ama cevap bu değildi. Hoca sinirli bişekilde "ben size boşunamı çarpım tablosunu ezberleyin dedim!" ama ama Dal çarpım tablosunu ezbere biliyordu istese 19'ar çarpımı bile söylüyebilirdi..."ahhh, aklın nerde senin!" hocanın bu sert sözüne Dal irkilmişti arka sıradan biri "hocam Dal'a ceza vermicekmisiniz?" hayır, ceza olmaz...
***
Dal koridorda sınıfın kapısının önüne çömelmiş sesiz, tozlu ve huzur verici koridora boş boş bakıyordu. Yani cezasını çekiyordu sebepsiz bi ceza...
Dakkalar sonra sınıfın kapısı açıldı ve İrem koşa koşa koridorun sonundaki lavaboya girdi. Bi dk sonra İrem koşa koşa Dalın yanına geldi ve nefes nefese kalarak "Osman Hoca depoya seni çağrıyo..." Dal "ııı...tmamam gidiyim" dedi ve koşmaya başladı İrem Dal'ın arkasından güldü ama Dal bunu görmedi... Dal deponun kapısını açtı ve içeri giirdi "Osman Hocam..." der demez kapı birden kapandı. Dal o karanlık, korkutucu ve tozlu depoda tekbaşına kalmıştı...
***
Olamaz kutu! Dal'ın aklına tavan arasındaki kutu gelmişti gerçi dert etmesine gerek yoktu, sonuçta bugün mutlaka oraya giricekti. Tabiiki burdan çıkabilirse...
***
Biyer den hışırtı sesleri geliyordu. Dal'ın içini bi korku kaplamıştı tam sesin geldiği yere doğru gidicekken deponun içinden bi ses "Dıııııııııııt" demişti. Dal çığlığı bastı ve kapı birden açıldı...
***
"Kim var burda!" gelen Osman Hocaydı. Dal hemen Osmam Hocanın yanına koştu Osman Hoca şaşkınlıkla "sen ne-neden burdasın?"
"Beni siz çağırmışsınız"
"Anlaşıldı... Sana biri şaka yapmış kim olabilir?"
Dal kimin olduğnu biliyordu ama söylemdei...
***
Eve girer girmez annesi onu soru yağmuruna tuttu. Dal gözlerini devirdi tam odasına gidicekken annesi
"Aaa, geçkalıyo bide odasına gidiyo! Geç çabuk tavan arasına!". Of hinemi Dal bıkmıştı artık sürekli oraya çıkmaktan. Sanki annesi onun aklını okumuştu
" uff hadi bu seferlik boş odaya geç" Dal sevinçle boş odaya girdi ve peteğin yanına kıvrılarak uyu maya başladı. Oğ, olamaz yine bir yıldız! Tabiki tahminettiğniz gibi bir dilek "seni lanet olası çocuk çantan nerde. İnşallah çalarlar çüzdanındaki paraları..."
Gerçektende oyle olmuştu ççalınmıştı paraları, kimin çaldığnı zaten biliyorsunuz Asu ve diyerleri...##################################################
Öncelikle selam bu kitabı okuduğnuz için tşk. Peki kitabımı kitaplığnıza ekliyormusunuz? :/
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstenmeyen 21 Dilek
Teen FictionYıldızın kaymasını istemeyen bir Dal hayır hayır, normel bir dal değil onu adı Dal...Dal'ın hayatı berbat,kötü anneden tutun kötü bir hayata kadar herşey berbat tek kelimeyle berbat ve tabi istenmeyen 21 dileğide unutmamak lazım...