1.7

282 32 1
                                    

haftanın ilk günü, ne wooyoung ortalarda görünüyor; ne de yunho. yeosang ise sırasında oturmuş, yeri izliyor sessizce; kırmızı gözleri eşliğinde.

ardından hızlı adımlarla ve yumruğunu sıkarak san giriyor sınıfa, dikiliveriyor yeosang'ın karşısına.

sınıfa girmeden önce konuşarak halledebileceklerini düşünüyor ancak şimdi aynı düşüncesinin geçerliliğini sağlamakta fazlasıyla zorlanıyor.
durum böyle olunca ise karşısındaki bedenin yüzüne sıktığı yumruğunu geçiriveriyor.

bunu beklemeyen yeosang'ın yüzü sol tarafa doğru düşerken, kalp atışları hızlanmaya başlıyor.

'san kolay sinirlenen biri değildir.'

ve san, tekrar kaldırıyor elini yukarıya. ama bu sefer ona izin vermeyerek uzaklaştıyor onu birkaç kişi yeosang'tan, yine de kimse ağzını açıp da tek kelime dahi edemiyor.

"aptal!"

diyor san kendisini tutan üç kişinin arasında debelenirken.

"senin yüzünden en yakın arkadaşımı kaybettim! üstelik..."

o sinirle bunu söyleyip söylememesi hakkında pek de fazla düşünemedi ancak umurunda da değildi, canı yanıyordu.

"üstelik erkek arkadaşımdan da haber alamıyorum kaç gündür!"

yeosang kafasını kaldırıp donuk bakışlarını san'a çevirdiğinde, onun kendisini sorgulamasına izin vermeden devam etti.

"senin yüzünden saçma sapan bir mesajla yunho'nun artık seoul'de olmadığını öğreniyorum! aranızda nasıl bir diyalog geçtiği hakkında hiçbir fikrim yok ama yine de buna senden başka kimse neden olmuş olamaz, sen kocaman bir aptalsın kang yeosang!"

artık çırpınmaya devam edemeyecek kadar halsiz hissettiğinde kendini, güldü yavaşça. ancak buradaki herkes için de onun tam anlamıyla güldüğünü söyleyebilmek, kör olmakla eş değerdi.

"az önce sana kocaman bir aptal olduğunu söyledim, nasıl hissettirdi?"

burnu sızladığında yüzünü buruşturdu yeosang.

şimdi ağlayamazdı, hiç sırası değildi.

bardağı taşıran son damla ise san'ın onun yapamadığını yapıp yere çökerek hiçbir şeyi ya da hiç kimseyi umursamadan, ağlamaya başlaması oldu.

önce yutkunmayı denedi.
beceremeyince ayağa kalkıp lavaboya doğru yürümeye başladı hızlıca.
sonra ise koştu, koştu ve koştu.

boş olanlardan birine girdiğinde, o da artık san'dan farksızdı.

ー from nobody to somebody ♡ yunsangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin