Bölüm 4

541 33 0
                                    

Bir elimle simit yiyip, diğer elimlede araba sürmeye çalışıyorum. Her ne kadar tehlikeli olsa da! Ama ben seviyorum. Daha önce Selin'nin attığı konuma gidince, fazla büyük olmasada bir topluluk vardı. Arabadan hızlıca indim ve ayaklarımı mekanın girişine yönlendirdim. İçeri girdiğimde herkes Berk'i kutluyordu. Sanırım geç kalmıştım. İçeri girmemle bütün gözler bana döndü. Tam da ortada Berk vardı. Berk; çok alıngan aynı zamanda anlayışlı bir idi. Eğer dün olanları anlatırsam anlayışla karşılayabilirdi. Berk'e doğru birkaç adım attım. Ama o sadece bana bakıyordu. Yanına doğru vardığımda aklıma gelen ilk şeyi söyledim. "Özür dilerim Be-" Sözümü tamamlayamadan Berk bana sarıldı. Bende şaşkınlıktan ilk başta karşılık vermesem de ben ona sıkıca sarıldım. Her kötü anımızda birbirimizin yanında olduk. Şimdi de o şerefsiz yüzünden arkadaşımın doğum gününü kaçırdım.

Ayrıldığımızda dolu gözlerimi diktim gözlerine. "Ben gelemediğim için üzgünüm Berk." Berk gülümseyerek bana baktı. "Önemli değil birazcık geç kalsanda artık burdasın ve kutlamaya başlayabiliriz"

Bende ona gülümsedim. Alındığını biliyordum ama beni sevdiğinden göstermiyordu.

Uzun saatler sonra parti bitmişti. Asıl parti başlamıştı. Ben mutfakta mısır patlatıyordum. Selin, cips ve kolaları hazırlıyordu. Berk ise balkonu hazırlıyordu. Biz öyle her arkadaşın toplandığı gibi film izleyip DC oynamıyoruz. Balkona oturuyoruz, hava soğuksa battaniyelerimize sarılıyorduk. Ertesi gün Selin hasta oluyordu. Bünyesi zayıf kızın, artık her acıyı kaldıramıyor...

"Selin, Lavin hadisenize!" Berk'in sesini duymamızla daha hızlı davranmaya başladık. Mısır bitince kaselere koydum. Balkona doğru yol aldık. Berk minderleri hazırlamış güzel, ağlamalı bir ortam oluşturmuştu. Ağlamalı diyorum çünkü, böyle bir ortama girince elbet birimiz ağlıyorduk. Berk bile...

"Sonunda be, bian açlıktan öleceğim sandım" Selin ile ben Berk'e şaşkın şaşkın bakıyorduk. "Yuh be! Daha yeni gördüm, partiden kalan kurabiyeleri götürüyordun midene!" Selin'nin bu sitemine sadece güldüm. "Lavin iyi misin?" Berk'in sorusuyla başımı Berk'e çevirdim. "Ben iyiyim"

"Derken bile gözünden hüzün ve nefret geçiyor arkadaşım. Söylesene ne oldu? Babanla ilgili mi?"

Selin'ne hayran dolu bakışlarımı atıyorum. Kıza bak iki kelimemden hemen ne yaşadığımı çözdü. Sanırım artık anlatmalıyım. "Babam olacak şerefsiz yine annemi dövdü, ben buna artık daha fazla katlanmak istemiyorum. Ben artık sizin yanınıza gelmek istiyorum..."

Ben isteklerimi tek tek sıralarken Berk ve Selin üzgün bakışlarını bana atıyordu. "Seni anlıyoruz Lavin... Ama anneni o şerefsize bırakamassın. Bunu birtek biz değil sende istiyorsun. Sen olmassan o adi adam annene daha kötü şeyler yapabilir. Merak etme bulucaz bir çaresini" Berk haklıydı. Elini yanağıma uzattı, hem gözümden akan yaşı yanağımı okşayarak sildi. Ben ise ona burukça gülümsedim.

Telefonuma gelen sesle elime aldım. Yine bu...

+0559*******: Ağlama...

Sinirlenmiştim. Gözümde ki yaşları hızlıca sildim. Ve hızlıca mesaj yazmaya başladım.

Lavin: Uzak dur benden! Ne istiyorsun? Hem sen beni nereden görüyorsun?!

+0559*******: Hmmm... O zaman teker teker gidelim. Senden asla uzak durmayacağım! Seni istiyorum... Ben seni her zaman görüyorum. Umarım sorularını cevaplayabilmişimdir :)

Salağa bak! Benden uzak durmayacakmış ta, beni istiyormuş ta, beni her zaman görüyormuş ta! Bir de gülen emoji atıyor delireceğim! "Kim o Lavin?" Başımı Selin'e çevirdim. Hiçbir şey demedim. " Baban mı yoksa" Başımı bu sefer Berk'e çevirdim. Ona söyleyemezdim. " H-hiç kimse"

Bana inanmamış olacak ki telefonu hızlıca elimden çekti ve diğer mesajlarda dahil hepsini okumaya başladı. Her mesajda kaşları daha çok çatılıyordu. Ah be Lavin niye yalan söyleyemezsin ki!?

"Kim bu puşt!" Oha Berk'ten neredeyse ilk defa küfür duyuyorum desem yeridir. "Hiç kimse birkaç gündür rahatsız ediyor beni o kadar. Zaten yüz vermiyorum. Yazar yazar sıkılır." Berk bana ölümcül bakışlarını attı. Sonra ise elindeki telefonum titremeye başladı. Biri arıyordu. Telefona baktı kaşları çatıldı ve daha sonra bana gösterdi. O numara arıyordu. Telefon çalarken bir süre öylece bakıştık.

"Açacak mısın?" Selin'nin sorusuyla başımı ona çevirdim. Bilmiyordum... Sanırım açmalıyım...


Yorum ve Oy...

❃Arıza ve SaplantılıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin